Translation of "Diseases" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "Diseases" in a sentence and their turkish translations:

Rats carry diseases.

Sıçanlar hastalık taşır.

Bats carry diseases.

Yarasalar hastalık taşıyor.

Dogs carry diseases.

Köpekler hastalık taşırlar.

Extend life, prevent diseases,

hastalıkları önleme, zayıf düşüren rahatsızlıkları iyileştirme,

Some diseases are incurable.

Bazı hastalıklar tedavi edilemez.

Desperate diseases require desperate remedies.

Umutsuz hastalıklar umutsuz çareler gerektirir.

Infants are subject to diseases.

Bebekler hastalıklara karşı eğilimlidir.

Many diseases result from poverty.

Birçok hastalık yoksulluktan kaynaklanır.

Genetic diseases are mostly uncurable.

- Genetik hastalıklar çoğunlukla tedavi edilemez.
- Kalıtsal hastalıkların genelde tedavisi yoktur.

Vaccinations help prevent childhood diseases.

Aşılar çocukluk hastalıklarını önlemeye yardımcı olur.

Mosquitoes are carriers of diseases.

Sivrisinekler hastalık taşıyıcılarıdır.

Doctors suggest drugs to fight diseases.

Hastalıklarla mücadele etmek için doktorlar ilaçlar öneriyor.

These are common diseases of children.

Bunlar çocuklarda yaygın olan hastalıklardır.

- Many people believe acupuncture can cure diseases.
- Many people believe that acupuncture can cure diseases.

Birçok insan akupunkturun hastalıkları iyileştirebileceğine inanır.

Oftentimes got those diseases in large part

hastalıklarla mücadele eden insanlar çoğu zaman bu hastalıklara

Is the starting point of many diseases

birçok hastalığın çıkış noktasıdır

The spread of diseases has also increased

hastalıkların yayılması da artmıştır

We deal with new types of diseases.

Biz hastalıkların yeni türleriyle ilgileniyoruz.

Not all the infectious diseases are contagious.

Tüm bulaşıcı hastalıklar bulaşıcı değildir.

Better yet, their diseases are becoming more managed:

Dahası, rahatsızlıkları düzenlenebilir hâle geliyor:

We are faced with new kinds of diseases.

Biz yeni tür hastalıklarla karşı karşıyayız.

This doctor is an authority on childhood diseases.

Bu doktor çocuk hastalıklarında bir otoritedir.

Some diseases are caused by a defective gene.

Bazı hastalıklara kusurlu bir gen tarafından sebep olunmaktadır.

But older times we do not encounter such diseases

ama daha eski çağlar bu tür hastalıklara pek rastlamıyoruz

Parents can pass many diseases on to their offspring.

Ebeveynler birçok hastalığı yavrularına geçirebilir.

The doctor is a great authority on children's diseases.

Doktor çocuk hastalıkları üzerine büyük bir otoritedir.

Job's tears can cure a large number of diseases.

Gözyaşı Otu çok sayıda hastalığı tedavi edebilir.

Louis Pasteur discovered that germs cause most infectious diseases.

Louis Pasteur mikropların en bulaşıcı hastalıklara neden olduklarını keşfetti.

Systemic diseases are those that affect the entire organism.

Sistemik hastalıklar tüm organizmayı etkilerler.

- Many people don't know that antibiotics are ineffective against viral diseases.
- Many people don't know antibiotics are ineffective against viral diseases.

Birçok kişi antibiyotiklerin viral hastalıklara karşı etkisiz olduğunu bilmez.

- Cancer is not one but more than a hundred distinct diseases.
- Cancer is not one but more than one hundred distinct diseases.

Kanser tek değil fakat yüzlerce farklı hastalıklardan biridir.

Patients often die simply because they yield to their diseases.

Hastalar çoğunlukla sadece hastalıklarına boyun eğdikleri için ölürler.

Measles is one of the most contagious diseases we know.

Kızamık bildiğimiz en bulaşıcı hastalıklardan biridir.

Many people don't realize that antibiotics are ineffective against viral diseases.

Birçok kişi antibiyotiklerin virüs kaynaklı hastalıklara karşı etkisiz olduklarının farkında değil.

Ancient Germanic tribes used medicinal herbs in their attempts to cure diseases.

Antik Germen kabileleri hastalıkları tedavi etme girişimlerinde şifalı otlar kullanırdı.

- Condoms offer protection against STDs.
- Condoms offer protection against sexually transmitted diseases.

Prezarvatifler seksüel hastalıkların geçmesinden korurlar.

Her family had a history of genetic diseases that dated back several centuries.

Onun ailesi birkaç yüzyıl öncesine dayanan genetik hastalıkların bir öyküsüne sahipti.

Washing your hands regularly is a good way to protect yourself from diseases.

Ellerinizi düzenli olarak yıkamak kendinizi hastalıklardan korumak için iyi bir yoldur.

Washing your hands regularly is a good way to prevent catching some diseases.

Ellerinizi düzenli olarak yıkama bazı hastalıklara yakalanmayı önlemek için iyi bir yoldur.

There are four main causes of alcohol-related death. Injury from car accidents or violence is one. Diseases like cirrhosis of the liver, cancer, heart and blood system diseases are the others.

Alkolle ilgili ölümün dört ana nedeni vardır. Araba kazalarından ya da şiddetten yaralanma biri, karaciğer sirozu, kanser, kalp ve kan sistemi gibi hastalıklar diğerleri.

Some of them were murdered by soldiers, while others died of hunger, cold or diseases.

Diğerleri açlık, soğuk ya da hastalıklardan ölürken bazıları askerler tarafından öldürüldüler.

- Coitus interruptus does not protect against STDs.
- Coitus interruptus does not protect against sexually transmitted diseases.

Geri çekme cinsel yolla bulaşan hastalıklara karşı koruma sağlamaz.

A definite advantage of automatic doors is that people can't spread their contagious diseases by touching door handles.

Otomatik kapıların kesin bir avantajı, insanlar kapı kollarına dokunarak bulaşıcı hastalıklarını yayamayacaklarıdır.

About a third of these diseases can be cured, but the others may be serious, or even fatal.

Bu hastalıkların yaklaşık üçte biri tedavi edilebilir fakat diğerleri ciddi, hatta ölümcül olabilir.

We mortals die in a thousand ways; we are born in only one. There are a thousand diseases of men, but only one source of health.

Biz ölümlüler binlerce şekilde ölürüz; Biz sadece bir şekilde doğarız. Binlerce insan hastalığı var, ancak yalnızca bir sağlık kaynağı.