Examples of using "Desperation" in a sentence and their turkish translations:
Sami'nin umutsuzluğu daha da çok yükseldi.
İntihar çaresizlik davranışıdır.
O bir umutsuzluk eylemiydi.
Mary'nin sesindeki umutsuzluğu duyabilirsiniz.
Umutsuzluk, hayatını tehlikeye atmasına neden oldu.
Tom'un yüzünde bir çaresizlik görüntüsü vardı.
İntihar çaresizlik davranışıdır.
Umutsuzluktan dolayı o plana vardık fakat kitap iyi sattı.
Her ne kadar gizlemeye çalışsa da, Meryem'in sesindeki çaresizliği duyabiliyordum.