Examples of using "Blurry" in a sentence and their turkish translations:
Bu resim bulanık.
Bu fotoğraf çok bulanık. Yüzünü ayırt edemiyorum.
Her şey bulanık görünüyor. Yeni bir gözlüğe ihtiyacım olduğunu düşünüyorum.
Yıldırım geçişinde, kamera çok hızlı hareket eder ve görüntü flulaşır.