Translation of "Glasses" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "Glasses" in a sentence and their turkish translations:

- She wore glasses.
- He was wearing glasses.

O gözlük takıyordu.

- Tom wears glasses.
- Tom is wearing glasses.

Tom gözlük takıyor.

- He is wearing glasses.
- He wears glasses.

O gözlük takıyor.

- Sami was wearing glasses.
- Sami wore glasses.

Sami gözlük takıyordu.

- Tom adjusted his glasses.
- Tom straightened his glasses.

Tom gözlüğünü ayarladı.

- Are these your glasses?
- Are these glasses yours?

Bu gözlük senin mi?

She wore glasses.

O gözlük takıyordu.

He needs glasses.

Onun gözlüğe ihtiyacı var.

He wears glasses.

O gözlük takar.

He wore glasses.

O, gözlük taktı.

Tom wore glasses.

Tom gözlük taktı.

Tom needs glasses.

Tom'un gözlüğe ihtiyacı var.

I wear glasses.

Ben gözlük takıyorum.

Take my glasses.

Gözlüğümü al.

Tom wears glasses.

Tom gözlük takıyor.

They clinked glasses.

Onlar bardakları tokuşturdular.

Who invented glasses?

Gözlüğü kim icat etti?

Raise your glasses.

Bardaklarınızı kaldırın.

I need glasses.

Gözlüğe ihtiyacım var.

Hold my glasses.

Gözlüklerimi tut.

Sami's glasses disappeared.

Sami'nin gözlükleri kayboldu.

Sami needed glasses.

- Sami'ye gözlük lazımdı.
- Sami'nin gözlüğe ihtiyacı vardı.

Sami wore glasses.

Sami gözlük takıyordu.

- Tom is wearing thick glasses.
- Tom wears thick glasses.

Tom kalın gözlük takıyor.

- I forgot my glasses somewhere.
- I forgot my glasses.

Gözlüğümü unuttum.

- Tom took off his glasses.
- Tom removed his glasses.

Tom gözlüğünü çıkardı.

- Tom put on his glasses.
- Tom put his glasses on.

Tom gözlüklerini taktı.

- I cannot read without glasses.
- I can't read without glasses.

- Gözlüksüz okuyamam.
- Gözlüksüz okuyamıyorum.

I've lost my glasses.

Benim gözlüğümü kaybettim.

I'll get some glasses.

Birkaç bardak getireceğim.

Tracy lost her glasses.

Tracy gözlüğünü kaybetti.

He wears thick glasses.

O, kalın gözlük takar.

Tom needs reading glasses.

Tom'un okuma gözlüklerine ihtiyacı var.

Those glasses suit you.

Şu gözlükler size uyar.

These glasses are cool.

Bu gözlük güzel.

Whose glasses are these?

Bu gözlükler kimin?

Put your glasses on.

Gözlüğünü tak.

Do you wear glasses?

Gözlük takar mısın?

He is wearing glasses.

O gözlük takıyor.

Tom straightened his glasses.

Tom gözlüğünü düzeltti.

Give me my glasses.

Bana gözlüğümü ver.

He wants red glasses.

O kırmızı gözlük istiyor.

He wears designer glasses.

O, tasarımcı gözlük takar.

He was wearing glasses.

O gözlük takıyordu.

Where are the glasses?

- Bardaklar nerede?
- Gözlük nerede?

Does Tom wear glasses?

Tom gözlük takar mı?

Tom was wearing glasses.

- Tom gözlük takıyordu.
- Tom gözlüklüydü.
- Tom'un gözünde gözlük vardı.

Where are my glasses?

- Gözlüğüm nerede?
- Gözlüklerim nerede?

Take off your glasses.

Gözlüğünü çıkar.

Bring me my glasses.

- Gözlüğümü getir.
- Bana gözlüğümü getir.

I've broken my glasses.

Gözlüğümü kırdım.

I lost my glasses.

Ben gözlüklerimi kaybettim.

I need my glasses.

Gözlüğüme ihtiyacım var.

Are these your glasses?

Bunlar senin gözlüklerin mi?

I don't wear glasses.

Gözlük takmam.

Tom doesn't wear glasses.

Tom gözlük takmaz.

Put on your glasses.

Gözlüğünü tak.

Tom usually wears glasses.

Tom genellikle gözlük takar.

Tom cleaned his glasses.

Tom gözlüğünü temizledi.

I need new glasses.

Yeni gözlüğe ihtiyacım var.

Tom wiped his glasses.

Tom gözlüklerini sildi.

Tom doesn't need glasses.

Tom'un gözlüğe ihtiyacı yok.

These are Tom's glasses.

Bu, Tom'un gözlüğü.

Tom forgot his glasses.

Tom gözlüğünü unuttu.

Are those my glasses?

- O benim gözlüğüm mü?
- Bu benim gözlüğüm mü?

Tom broke his glasses.

Tom gözlüğünü kırdı.

Get me my glasses.

Bana gözlüğümü getir.

She wears vanity glasses.

O gösteriş gözlükleri takıyor.

Tom wore fake glasses.

Tom sahte gözlük takıyordu.

You'll drink four glasses.

Dört bardak içeceksin.

These glasses are beautiful.

Bu gözlükler güzel.

Handle the glasses carefully.

Gözlüğü dikkatli kullanın.

Tom lost his glasses.

Tom gözlüğünü kaybetti.

I like your glasses.

Senin gözlüklerini beğeniyorum.

Tom recognized Mary's glasses.

Tom Mary'nin bardaklarını tanıdı.

You dropped your glasses.

- Gözlüklerini bıraktın.
- Gözlüklerini düşürdün.

These glasses are Tom's.

- Bu gözlük Tom'un.
- Bu gözlükler Tom'un.
- Bu bardaklar Tom'un.

These glasses aren't mine.

Bu gözlük benim değil.

These aren't my glasses.

Bunlar benim gözlüklerim değil.

These glasses are mine.

Bu gözlükler benim.

These are my glasses.

Bunlar benim gözlüklerim.

I don't need glasses.

Gözlüklere ihtiyacım yok.

Tom wears glasses now.

Tom şu an gözlük takıyor.

Mary lost her glasses.

Mary gözlüklerini kaybetti.

I broke my glasses.

Gözlüklerimi kırdım.