Translation of "Fast" in Turkish

0.015 sec.

Examples of using "Fast" in a sentence and their turkish translations:

- Tom's fast.
- Tom is fast.

Tom hızlı.

How fast is too fast?

Ne kadar hızlı çok hızlı?

- He is very fast.
- He's very fast.
- She is very fast.
- She's very fast.
- It is very fast.

O çok hızlı.

They act very fast and fast

çok seri ve hızlı hareket ederler

- He counts fast.
- She counts fast.

O hızlı sayar.

- Tom speaks fast.
- Tom talks fast.

Tom hızlı konuşur.

- He runs fast.
- She runs fast.

O, hızlı koşar.

- You talk fast.
- You're talking fast.

Sen hızlı konuşuyorsun.

They're fast.

Onlar hızlı.

Run fast!

Hızlı koş!

How fast!

Ne kadar hızlı'

Speak fast.

Hızlı konuşun.

I'm fast.

Ben hızlıyım.

- He is very fast.
- He's very fast.

O çok hızlı.

- She is very fast.
- She's very fast.

O çok hızlı.

- Things happened fast.
- Things were happening fast.

İşler çabuk oldu.

- Tom is working fast.
- Tom works fast.

Tom hızlı çalışıyor.

After the fast comes the break-fast.

Oruçtan sonra iftar gelir.

And again because it moves fast and fast

ve yine seri ve hızlı hareket ettiği için

- Don't run so fast.
- Don't run so fast!

O kadar hızlı çalışmayın.

- You're talking too fast.
- You talk too fast.

Çok hızlı konuşuyorsun.

- Tom is a fast learner.
- Tom learns fast.

Tom hızlı öğrenir.

- You speak very fast.
- You talk really fast.

Çok hızlı konuşuyorsun.

- You're driving too fast.
- You drive too fast.

Çok hızlı sürüyorsun.

- Tom talks too fast.
- Tom speaks too fast.

Tom çok hızlı konuşur.

- She eats too fast.
- She's eating too fast.

O, çok hızlı yiyor.

That's pretty fast.

Bu gerçekten hızlı.

We scan fast.

Çok hızlı tarama yapıyoruz.

Lynn runs fast.

Lynn hızlı koşar.

Betty drives fast.

- Betty hızlı araba sürer.
- Betty hızlı sürer.

He learns fast.

O hızlı öğrenir.

That was fast.

O hızlı oldu.

Horses run fast.

Atlar hızlı koşar.

He walks fast.

O, hızlı yürür.

Boys run fast.

Çocuklar hızlı çalışır.

I talk fast.

Ben hızlı konuşurum.

Tom talks fast.

Tom hızlı konuşur.

Come here, fast!

Buraya gel, çabuk!

He drives fast.

O,hızlı araba sürer.

Tom walked fast.

Tom hızlı yürüdü.

Tom drove fast.

Tom hızlı sürdü.

It's moving fast.

O hızlı hareket ediyor.

Tom walks fast.

Tom hızlı yürür.

Lions run fast.

Aslanlar hızlı koşarlar.

They talk fast.

Onlar hızlı konuşuyorlar.

Tom works fast.

Tom hızlı çalışır.

You talk fast.

Sen hızlı konuşuyorsun.

You're very fast.

Çok hızlısın.

Tom drives fast.

- Tom hızlı araba sürer.
- Tom hızlı sürer.
- Tom arabayı hızlı sürer.
- Tom hızlı kullanır.
- Tom arabayı hızlı kullanır.
- Tom hızlı araba kullanır.

Tom was fast.

Tom hızlıydı.

We're very fast.

Çok hızlıyız.

We'll be fast.

Hızlı olacağız.

They're fast runners.

Onlar hızlı koşucular.

They're moving fast.

Onlar hızlı hareket ediyorlar.

It happened fast.

Hızlı oldu.

It's too fast.

Bu çok hızlı.

That went fast.

Bu hızlı gitti.

You learn fast.

Hızlı öğreniyorsun.

He talks fast.

O hızlı konuşur.

Tom runs fast.

Tom hızlı koşar.

You're really fast.

Gerçekten hızlısın.

He runs fast.

O, hızlı koşar.

She runs fast.

O, hızlı koşar.

I went fast.

Ben hızlı gittim.

Tom speaks fast.

Tom hızlı konuşur.

I walk fast.

Hızlı yürüyorum.

I work fast.

Hızlı çalışıyorum.

I drive fast.

- Hızlı sürüyorum.
- Hızlı araç kullanıyorum.
- Ben hızlı sürerim.

I speak fast.

Ben hızlı konuşuyorum.

I'm very fast.

Ben çok hızlıyım.

I'm really fast.

Ben gerçekten hızlıyım.

You work fast.

Hızlı çalışıyorsun.

Tom learns fast.

Tom hızlı öğreniyor.

He counts fast.

O hızlı sayar.

I learn fast.

Hızlı öğrenirim.

- Tom is not fast enough.
- Tom isn't fast enough.

Tom yeterince hızlı değil.

- It's happening too fast.
- This is happening too fast.

Bu çok hızlı oluyor.

- They speak quickly.
- You talk fast.
- They talk fast.

Onlar hızlı konuşuyorlar.

- We must move fast.
- We need to move fast.

Biz hızlı hareket etmeliyiz.

- Don't speak so fast, please.
- Please don't speak so fast.
- Do not speak so fast, please.

- Lütfen çok hızlı konuşma.
- Çok hızlı konuşma, lütfen.

- We've got to act fast.
- We've got to move fast.

Hızlı hareket etmek zorundayız.

- Please, don't drive so fast.
- Please don't drive so fast.

Lütfen bu kadar hızlı sürme.

- We've got to act fast.
- We have to move fast.

Biz hızlı hareket etmek zorundayız.

- I can swim very fast.
- I am a fast swimmer.

Hızlı bir yüzücüyüm.

Fast-forward four years,

Dört yıl çabuk geçti,

Aggressive and lightning-fast,

Agresif ve çok hızlı olan

We're going fast! Whoa!

Hızlı gidiyoruz!

[Bear] He's pretty fast.

Çok hızlı.

Well, not so fast.

O kadar hızlı değil.

Nights are lengthening fast.

Geceler hızla uzamakta.

Go fast like water

Su gibi hızlıca git