Translation of "Looks" in Turkish

- Tom looks annoyed.
- Tom looks angry.
- Tom looks irritated.
- Tom looks cross.

Tom kızgın görünüyor.

- It looks bad.
- That looks bad.
- This looks bad.

Kötü görünüyor.

- Tom looks terrific.
- Tom looks like a million bucks.
- Tom looks amazing.
- Tom looks awesome.
- Tom looks dreadful.
- Tom looks great.
- Tom looks horrible.
- Tom looks terrifying.
- Tom sounds horrible.

Tom harika görünüyor.

- Tom looks terrific.
- Tom looks amazing.

Tom harika görünüyor.

- This looks good.
- It looks good.

Bu iyi görünüyor.

- Tom looks confused.
- Tom looks disoriented.

Tom kafası karışmış görünüyor.

- Tom looks angry.
- Tom looks mad.

Tom kızgın görünüyor.

- This looks amazing.
- It looks amazing.

Bu şaşırtıcı görünüyor.

- Tom looks young.
- Tom looks youthful.

Tom genç görünüyor.

She looks well. She looks good.

O iyi görüyor. O iyi görünüyor.

- Tom looks offended.
- Tom looks displeased.

Tom dargın görünüyor.

- Tom looks pleased.
- Tom looks satisfied.

Tom memnun olmuş görünüyor.

- Tom looks astonished.
- Tom looks stunned.

Tom afallamış görünüyor.

- Everyone looks happy.
- Everybody looks happy.

Herkes mutlu görünüyor.

- Everyone looks confused.
- Everybody looks confused.

Herkes şaşkın görünüyor.

- Tom looks disturbed.
- Tom looks troubled.

Tom rahatsız görünüyor.

- Tom looks doubtful.
- Tom looks skeptical.

Tom şüpheli görünüyor.

- Tom looks amazing.
- Tom looks fantastic.

Tom şahane görünüyor.

- Tom looks insulted.
- Tom looks offended.

Tom hakaret edilmiş görünüyor.

- Tom looks dumbfounded.
- Tom looks nonplussed.

Tom şaşkın görünüyor.

- Tom looks normal.
- Tom looks OK.

Tom iyi görünüyor.

- That looks familiar.
- This looks familiar.

O tanıdık görünüyor.

- She looks unhappy.
- She looks sad.

O mutsuz görünüyor.

- She looks confused.
- He looks confused.

Kafası karışmış görünüyor.

- He looks well.
- He's looking good.
- It looks good.
- That looks good.
- She looks well.

O iyi görünüyor.

Looks deceive.

Görünüşler aldatır.

- Looks really nice.
- It looks really nice.

Gerçekten güzel görünüyor.

- Tom looks drunk.
- Tom looks half-cut.

Tom sarhoş görünüyor.

- Everyone looks uncomfortable.
- Tom looks awkward.
- Tom looks uncomfortable.
- Tom seems uncomfortable.

Herkes rahatsız görünüyor.

- Tom looks very worried.
- Tom looks very anxious.
- Tom looks very concerned.

Tom çok endişeli görünüyor.

- She looks quite pretty.
- She really looks pretty.

O, gerçekten güzel görünüyor.

- It looks so good!
- It looks so good.

Çok iyiye benziyor.

- She looks very good.
- He looks very good.

O çok iyi görünüyor.

- Tom looks very sleepy.
- Tom looks pretty sleepy.

- Tom oldukça uykulu görünüyor.
- Tom'un gözlerinden uyku akıyor.

- The food looks tasty.
- The food looks delicious.

Yemek lezzetli görünüyor.

- She looks actually pretty.
- She really looks pretty.

O, gerçekten güzel görünüyor.

- Tom still looks confused.
- Tom still looks puzzled.

Tom hâlâ şaşkın görünüyor.

- Tom looks very worried.
- Tom looks very anxious.

Tom çok endişeli görünüyor.

- Tom looks very pleased.
- Tom looks very content.

Tom çok hoşnut görünüyor.

- Tom looks really sad.
- Tom looks very sad.

Tom gerçekten üzgün görünüyor.

- Tom looks very busy.
- Tom looks really busy.

Tom çok meşgul görünüyor.

- That looks like them.
- It looks like them.

O onlara benziyor.

- That looks really bad.
- It looks really bad.

Gerçekten kötü görünüyor.

- Tom looks like he's sleepy.
- Tom looks drowsy.

Tom uykusu gelmiş gibi gözüküyor.

- Wow, that looks tasty.
- Wow! That looks delicious.

Hum! Çok lezzetli görünüyor!

- Tom is handsome.
- Tom looks fine.
- Tom looks good.
- Tom looks great.
- Tom looks nice.
- Tom is looking good.
- Tom is good-looking.
- Tom looks well.

Tom harika görünüyor.

Looks quite natural.

Oldukça doğal gözüküyor.

Resembles, looks like.

andırıyor, benziyor.

Tom looks impatient.

Tom sabırsız görünüyor.

It looks rainy.

Yağışlı görünüyor.

Mayuko looks cross.

Mayuko dargın görünüyor.

Tom looks pale.

Tom solgun görünüyor.

He looks suspicious.

O şüpheli görünüyor.

She looks lonesome.

O yalnız görünüyor.

He looks strong.

- O güçlü görünüyor.
- O güçlü gözüküyor.

He looks stern.

O, sert görünüyor.

That looks close.

O yakın görünüyor.

He looks healthy.

O sağlıklı görünüyor.

He looks pale.

- O solgun görünüyor.
- Solgun görünüyor.

She looks sad.

O, üzgün ​​görünüyor.

He looks young.

O genç görünüyor.

It looks fantastic.

O harika görünüyor.

He looks nice.

Güzel görünüyor.

It looks strange.

Tuhaf görünüyor.

He looks gloomy.

O kasvetli görünüyor.

It looks painful.

Acıtıcı gözüküyor.

It looks delicious.

Lezzetli görünüyor.

She looks confused.

Kafası karışmış görünüyor.

He looks confused.

Kafası karışmış görünüyor.

He looks bored.

- O sıkılmış görünüyor.
- Sıkılmış görünüyor.

She looks bored.

O sıkılmış görünüyor.

Tom looks terrified.

Tom dehşete düşmüş görünüyor.

Tom looks scared.

Tom korkmuş görünüyor.

Tom looks nervous.

Tom sinirli görünüyor.

Tom looks sick.

Tom hasta görünüyor.

Tom looks guilty.

Tom suçlu görünüyor.

Tom looks frustrated.

Tom sinirli görünüyor.

Tom looks familiar.

Tom tanıdık geliyor.

Tom looks disgusted.

Tom iğrenmiş görünüyor.

Tom looks different.

Tom farklı görünüyor.

Tom looks crushed.

Tom ezilmiş görünüyor.

Tom looks annoyed.

Tom kızgın görünüyor.

Zhang looks confusedly.

Zhang allak bullak görünüyor.

She looks ill.

O hasta görünüyor.

Tom looks exhausted.

Tom bitkin görünüyor.

Everyone looks worried.

Herkes endişeli gözüküyor.

It looks amazing.

- Şaşırtıcı görünüyor.
- İnanılmaz görünüyor.

Looks are everything.

Görünüşler her şeydir.

He looks haggard.

O bezgin görünüyor.

Tom looks healthy.

Tom sağlıklı görünüyor.

Tom looks sober.

Tom ayık görünüyor.

Tom looks sleepy.

Tom uykulu görünüyor.

Tom looks preoccupied.

Tom dalgın görünüyor.

He looks familiar.

O tanıdık görünüyor.

She looks familiar.

Tanıdık görünüyor.

Tom looks amazing.

Tom harika görünüyor.

It looks hideous.

O iğrenç görünüyor.

It looks perfect.

Mükemmel görünüyor.