Examples of using "Minste" in a sentence and their turkish translations:
En az on kitabım var.
Herhangi bir şüpheniz varsa, ona sorun.
En azından bir saate daha ihtiyacımız var.
Tom, en az bir saat önce hazırlanmış olmalıydı.
En azından bir canın bu sayede kurtulduğunu gördüm.
Çoğu Japon en az günde bir kez pirinç yer.
Benim hiçbir şüphem yok.
Bu yıl en az on Rus selfie çekerken öldü.
Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.
Doktoru, Tom'a haftanın en az üç gününde alkol içmemesini önerdi.
Programı işlemek için en az bir yıl istekli olmalısın.
Başkent Nairobi'de bir polis karakolunun dışındaki bir araba bombası patlamasında en az dört kişi öldü.
- Haftada en az bir kere kütüphaneye giderim.
- Haftada en az bir kez kütüphaneye giderim.
- Haftada en az bir sefer kütüphaneye giderim.
Üniversitemizden mezun olan her öğrenci anadili İngilizce olan biriyle en az iki yıl İngilizce çalıştı.