Examples of using "Vraag" in a sentence and their turkish translations:
Sor!
Sorun!
Güzel soru.
Ona sor.
Ben sana aynı soruyu soruyorum.
Bana bir şey sor!
Sorunu sor.
Tom'a sor.
Onlara sor.
Sorma.
Çevrene sor.
Hadi sor!
Soruyu cevapla.
Daha fazla para isteyin.
- Soruma cevap ver.
- Sorumu yanıtla!
Herhangi bir kadına sor.
Bir polise sor!
Onların ne düşündüğünü sorma. Onların ne yaptığını sor.
- Sorunu anlamıyorum.
- Sorunuzu anlamıyorum.
O, can sıkıcı bir soru.
İlk sorunuz--
Sorduğum son soru
Soru neden olduğu.
İşte soru şu...
sıradaki soru şu:
Yeni soru şu,
Sorumu savuşturma.
Lütfen başka birine sor.
- Benim bir sorum var.
- Bir sorum var.
Neden soruyorsun?
Yarın bana sor.
Sorunuz mantıksız.
- İlerleyin ve Tom'a sorun.
- Devam et ve Tom'a sor.
Bana daha kolay bir şey sor.
Soru bu.
Babana sor!
O, soruya şaşırmıştı.
Ben aynı soruna sahibim.
Bu hassas bir soru.
Senin sorun neydi?
Tom'un bir sorusu var.
Alex'e sorun.
- Neden soruyorsun?
- Niye soruyorsun?
- Niye sordun?
Bu soruya nasıl cevap verirsin?
Sorunu yanıtladım mı?
Onun neden olduğunu merak ediyorum.
- Soruma cevap vermedin.
- Sorumu yanıtlamadın.
- Sorun için cevap yok.
- Sorunuza cevap yok.
İkinciyi soruyu hatırlıyorsunuz değil mi?
Neydi ikinci sorumuz?
Kendinize şunu sorun:
Lütfen sorumu cevapla.
Sebebini merak ediyorum.
Tom'un yarın gelmesini iste.
Hiç kimse soruyu yanıtlamadı.
Bir soru sorabilir miyim?
Polise sor.
O, bana bir soru sordu.
- Neden ona sormuyorsun?
- Ona sorsana.
Soru şimdi ne zaman?
O iyi bir soru.
Tom'un beni aramasını iste.
Onun beni aramasını isteyin.
Soru bu, değil mi?
Para istemiyorum.
- Bu soru kolay değildir.
- Bu soru kolay değil.
O, sorunuza cevap verebilir.
- O, iyi bir soru.
- Bu, güzel bir soru.
Bu zor bir soru.
Aptalca bir sorum var.
Bu sorunun dikkate ihtiyacı var.
Bir soru bir cevaptır.
Benim de bir sorum var.
Sorulması gereken soru neden.
O tuhaf bir soru.
Tom'a tekrar sor.
Tom'a soracağım.
Daha sonra tekrar sor.
O ayrı bir soru.
Onlara tekrar sor.
- Soruya cevap verdim.
- Soruyu cevapladım.
Senin sorunu anlamadım.