Examples of using "één" in a sentence and their turkish translations:
Hepimiz birimiz, birimiz hepimiz için!
bir fikir,
İlk olarak:
Sıfır randevu bir içecek ve bir saat demek.
Tek bir bütün
Bir yumurta kaynat.
Bir kişi seçin.
Birini seçin.
bir kez ciddi şekilde yaralandı ve bir kez yakalandı.
Sadece tek bir dileğim var.
Sadece bir sorun vardı.
Bu kesinlikle bir seçenek.
Birinci grafiğe bakın.
Bin bire dönüştü.
Bir bütünü meydana getiriyordu
Saat bir.
Lütfen bir kişi seçin.
Bugün bir Nisan.
O bir mektup yazdı.
Birinci aşama tamamlandı.
Tom'un bir erkek kardeşi var.
Tom'un bir kızı vardı.
Bir erkek kardeşim var.
- Bir kız kardeşim var.
- Bir bacım var.
Senin bir şansın var.
Bir çatal kayıp.
Bir elma yedi.
Onun bir kızı vardı.
- Bir numara Tom'du.
- Birinci Tom'du.
tek veri seti ile sınırlanmış--
Bu, tek yerde kalarak yapılır.
parçası olduğunu anlayacaksınız.
-Futbol mu? -Bir şey yapıyorsun...
- Yalnızca bir kez yaşarsın.
- Sadece bir kez yaşarsın.
Bir büyük fark var.
- Bir elin nesi var iki elin sesi var.
- Akıl akıldan üstündür.
Bir tane eksik var.
Bugün 1 Eylül.
Birini alalım.
Ben bir çanta aldım.
Yalnızca bir kız kardeşim var.
Sadece bir alternatif var.
Bir çay kaşığı kırmızı biber ekle.
Sadece bir şartım var.
Bir şişe şarap daha, lütfen.
Bir elmaya ihtiyacım var.
Bir yeşil gömleğim var.
Bu ödüller arasından birini seç.
Saat biri beş geçiyor.
Saat biri on geçiyor.
Saat biri çeyrek geçiyor.
Singapur'un büyük bir sorunu var.
Sadece tek bir dileğim var.
Ben sadece birini gördüm.
Sadece bir sorun vardı.
Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla.
Tom birden daha fazla fotoğraf çekti, değil mi?
Kısacası, yaşam kısadır.
Kabul ediyorum ama yalnızca tek şartla.
- Biz sadece bir kez öptük.
- Sadece bir kez öpüştük.
Felipe'nin iki arabası ve bir bisikleti vardır.
Öğrencilerimize gelince, biri Bükreş'e hareket etti, ve biri yolda.
Onu bir günde yapabilir misin?
gözden kaçırdığımız başka bir gerçek var
Tek bir dil yeterli olmazdı.
bu evrimin içinde kısa bir an.
Amaç yalnızca bir soruya yanıt bulmak:
- Onu bir kez yaptım.
- Bir kez yaptım.
- Bir gözü kördü.
- Bir gözce kördü.
Tom'a bir şans daha vereceğim.
Benim birden fazla saklanma yerim var.
- O, benim komşularımdan biri.
- O, komşularımdan biri.
- Büyük bir yanlış anlama oldu.
- Büyük bir yanlış anlaşılma olmuş.
- Sana son bir şans veriyorum.
- Sana son bir fırsat veriyorum.
Bir soru daha sorabilir miyim?
Birine ihtiyacın olacak.
Bunu sadece bir kez daha söyleyeyim.
Onu yapacağım ama bir şartla.
Üç bira ve bir tekila lütfen!
Leylekler gerçekten tek bacak üzerinde mi dururlar?
Tom bana on milyon rupi verdi.
Tom bana yüz bin rupi verdi.
Hayat büyük bir sirk.
Bu sadece bir kez oldu.
Tom Mary'nin arkadaşlarından biri.
Buz pateni benim hobilerimden biridir.
O saat bir dakika ileri.