Translation of "Daarvan" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "Daarvan" in a sentence and their turkish translations:

In plaats daarvan...

Onun yerine...

Alleen Obama wist daarvan.

O konuyu sadece Obama biliyordu.

Niets daarvan was waar.

Onun hiçbiri gerçek değildi.

Later raakte ik daarvan gescheiden.

Büyüyünce bundan uzak kaldım.

Want als je geluk daarvan afhangt --

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

Plaats daarvan aan bij een huzarenregiment.

bunun yerine hafif süvari alayına

En zei in plaats daarvan het volgende:

ve şunları söyledi:

Afgezien daarvan ben ik het ermee eens.

Kaldı ki, katılıyorum.

- Daar houden ze van.
- Ze houden daarvan.

Onlar onu seviyorlar.

In plaats daarvan moeten we het volgende vragen:

Bunun yerine şunları sormalıyız:

- Wat denk je ervan?
- Wat denk je daarvan?

Fikirle ilgili hislerin nedir?

We halen je hier weg. Wat vind je daarvan?

Tamam, seni buradan çıkartacağız. Ne diyorsun buna?

- Wat is het nut daarvan?
- Wat heeft het voor zin?

- Bunu yapmanın anlamı nedir?
- Bunu yapmanın ne anlamı var?

In plaats daarvan voelt ze haar wereld middels een netwerk van struikeldraden.

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

Zij heeft 3.500 boeken in haar bibliotheek en veel daarvan zijn eerste edities.

Onun kütüphanede 3.500 kitabı var ve onların çoğu ilk baskı.

Napoleon maakte in 1815 verschillende dubieuze benoemingen: een daarvan was om Soult als zijn nieuwe

Napolyon 1815'te birkaç şüpheli atama yaptı: Biri, Mareşal Berthier'in yerine

Verander geen zinnen die correct zijn. In plaats daarvan kun je natuurlijk klinkende alternatieve vertalingen toevoegen.

- Doğru olan cümleleri değiştirmeyin. Yerine doğal görünen alternatif çeviriler ekleyebilirsiniz.
- Doğru olan cümleleri değiştirmeyiniz. Bunun yerine, doğal-görünen alternatif çeviriler önerebilirsiniz.

Kun je me in de plaats daarvan vertellen waarom de planeten op het scherm op die manier gekleurd zijn?

Onun yerine bana söyleyebilir misin, neden ekrandaki gezegenler oldukları şekilde renklendirilmiştir?

Maar in plaats daarvan pleegt het muiterij. Revolutie verspreidt zich via Duitsland. De keizer neemt afstand van de troon en

but instead, it mutinies. Revolution spreads through Germany. The Kaiser abdicates and

In de Nederlandse stad Maastricht zouden er 53 kerken moeten zijn; enkelen daarvan worden inmiddels als winkel, café of museum gebruikt.

Hollanda kenti Maastricht'te 53 tane kilise olması gerekir, ama onlardan bazıları zaten mağaza, kafe ya da müze olarak kullanılır.

- Wat denk je ervan?
- Wat vind je hiervan?
- Wat denk je daarvan?
- Wat denk je daar van?
- Wat denkt u?
- Wat denken jullie?

- Onun hakkında ne düşünüyorsun?
- Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?
- Bu konuda ne düşünüyorsun?
- Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
- O konuda ne düşünüyorsun?