Translation of "Want" in Turkish

0.025 sec.

Examples of using "Want" in a sentence and their turkish translations:

Want deze strijd...

Çünkü bu mücadeleyi...

Want het was niks

Çünkü o hiçbir şeydi

Want de armste sectoren...

Çünkü en yoksul kesimler aynı zamanda

Want wees nou eerlijk,

Diyorum ki, dürüst olalım,

want nepnieuws vernietigt het.

çünkü yalan haber onu yok ediyor.

want het zijn toch maar:

onlar için söylenen şeyler:

want we hebben geen controle

ve bizler insanlar ve koşulları

want niemand rijdt nog auto --

çünkü artık kimse araba sürmüyor --

Want waar we nu zijn,

Çünkü şimdi olduğumuz yer

want ze smaakt zo lekker.

19. yüzyılın büyük ticari çeşitliliği hâline geliyor.

want als een hindoe Sindhi,

çünkü bir Hindu Sindhi olarak

Want hierin slaagt het wel:

Burada hangi konuda iyi olduğu yazıyor.

Want als ik dat doe,

Çünkü böyle yaparak

Want als je geluk daarvan afhangt --

Çünkü, eğer mutluluğumuz bu duruma bağlıysa--

want door alle tijd te nemen

çünkü acele etmemek

want als de uitstoot moet stoppen,

çünkü emisyonların durdurulması gerekiyorsa

Want van data kun je leren,

Çünkü veri, bir şey öğrenmenizi sağlar

want je zult elkaar weer tegenkomen.

çünkü yeniden görüşeceksiniz.

Want dat is wat artistieke expressie

Çünkü sanatsal bir ifadeyi

Want sommige innovaties zijn giftig. Hoi.

Çünkü bazı icatlar insanı zehirliyor. Merhaba!

Want dit gewone schoonmaakwerk is duur.

Çünkü bu temizleme işlemi pahalıya patlıyor.

Want in deze wereld groeit alles.

Çünkü bu dünyada her şey yetişir.

want een kleinere schotel lijkt vol,

çünkü küçük tabaklarda olunca daha dolu görünüyor

want ook zij vielen erg zwaar.

çünkü onlar da çok ağır kayıplar verdiler.

Vergeef me, want ik heb gezondigd.

Beni affedin, zira ben günah işledim.

Want als taal slechts een werktuig is,

Çünkü dil sadece bir araçsa

Want je gilde toen ik het afdeed

Çünkü çıkardığımda çığlık attın

...want groene planten betekent normaal gesproken bronnen.

çünkü yeşil bitkiler genelde kaynak demektir.

Het kind weent, want het wil eten.

Çocuk ağlıyor çünkü yemek istiyor.

Want de kracht van Latijns-Amerikaanse vrouwen is bewonderenswaardig. Want de kracht van Latijns-Amerikaanse vrouwen is bewonderenswaardig.

Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir. Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir.

want het kan je mentale gezondheid echt verbeteren.

çünkü bu gerçekten ruh sağlığınızı iyileştirebilir.

Want als prostituee, voor de camera of anders,

Çünkü kamera önünde ya da değil, fahişeyseniz,

want er is weer een ander verhaal daaronder.

çünkü onun altında başka bir hikâye daha var

...want katoen brandt helder, maar niet erg lang.

Çünkü pamuk iyi yansa da uzun süreli yanmaz.

Want waarom een huis afsluiten met een sleutel

çünkü herhangi biri bağlı bir cihaz üzerinden giriş yapabiliyorsa

Want door simpelweg op het internet te gaan,

çünkü sadece internete bağlanarak

Want de essentie kon ik online niet zien.

çünkü önemsediğim şeyleri internette göremiyordum.

want er kleven gevaren aan zomaar pessimist zijn.

çünkü kötümserlikte ayrım gözetmeyen tehlikeler var.

Want je moet je voorbereiden op de dood.

çünkü dönüşü olmayan yolculuğa hazırlanmak gerekiyor.

Want dit water moet je niet zo drinken.

Çünkü bu suyu hemen içmek istemezsiniz.

Ik begreep het niet want ze spraken zachtjes.

Anlamadım çünkü kısık sesle konuştular.

Ik ben gelukkig, want ik leer wat Nederlands.

Mutluyum, çünkü biraz Flamanca öğreniyorum.

Ik kan niet helpen, want ik ben bezig.

Meşgul olduğum için size yardımcı olamam.

Want of we nu christen zijn, moslim, jood, atheïst,

Çünkü Hristiyan, Müslüman, Yahudi, Ateist,

want eigenlijk, technisch gezien, ben ik aan het opzeggen.

çünkü doğrusunu söylemek gerekirse ezbere anlatıyorum.

Dat zou makkelijk moeten zijn, want niemand weet het.

Kolay olmalı, başka kimse bilmeyecek.

Ik lees het even voor, want het is ingewikkeld.

Anlaşılması güç olduğu için size okuyacağım.

...want de bouwprijzen in Uruguay zijn nu te hoog.

Uruguay'da inşaat malzemelerinin fiyatı çok arttı.

want er was nog een lange weg te gaan.

çünkü hâlâ gitmemiz gereken bir yol var.

Want zoals het nu is, denk ik van niet.

Çünkü öyle görünüyor ki bence değil.

want vrouwen worden al lang geïdentificeerd met de natuur.

çünkü kadın eskiden bu yana doğayla ilişkilendiriliyor.

Je kunt jezelf wel voor je kop slaan, want...

İnsanın kendini dövesi geliyor yani...

Ik kon niet gaan werken want ik was ziek.

Ben hasta olduğum için işe gidemedim.

Ik moet wat boodschappen doen, want Kerstmis komt eraan.

Yakında Noel geldiği için biraz alışveriş yapmalıyım.

Ik eet liever geen vlees want ik ben vegetariër.

Vejetaryen olduğum için et yememeyi tercih ediyorum.

Je moet opschieten want de banken gaan binnenkort sluiten.

Acele etmelisin, çünkü bankalar yakında kapanıyor olacak.

Ik ben kleurenblind want mijn grootvader was het ook.

Ben renk körüyüm çünkü dedem de öyleydi.

Dus je wilt systematisch zoeken? Spannend, want het is wetenschappelijk.

Sistematik iz sürmeyi mi denemek istiyorsunuz? Bu heyecan verici, çünkü bu bilimsel bir şey.

Want dit is nog steeds in overeenstemming met rivaliserende theorieën.

Çünkü bu, muhalif teorilerle de uyumludur.

want er zijn nu twee belangrijke dingen die ons tegenwerken.

çünkü şu anda iki büyük şey bizim aleyhimize çalışıyor.

want ik zie ons niet echt als twee afzonderlijke dingen.

çünkü bizi iki farklı şey olarak görmüyorum.

Maak de asbak leeg want hij zit vol met peuken.

Kül tablasını boşalt, içi izmarit dolu.

De rest weet ik niet, want het is in Chinees.

Devamını bilmiyorum, çünkü Çince.

Ik zal niet spelen want ik heb mijn enkel verstuikt.

Bileğimi burktuğum için oynamayacağım.

- Maak uw vliegtuigreserveringen vroeg, want rond Kerstmis raken de vliegtuigen snel volgeboekt.
- Maak je vliegtuigreserveringen vroeg, want rond Kerstmis raken de vliegtuigen snel volgeboekt.

Noel'e yakın uçuşlar çabuk dolduğu için rezervasyonlarınızı erken yapın.

want ze zijn van wezenlijk belang in de 21e-eeuwse economie.

bu 21. yüzyıl ekonomisinde başarılı olmam için çok önemli.

Want leven heeft zuurstof nodig om groot en complex te worden.

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

...want dat is de beste manier om het leven te omarmen.

çünkü hayatı kucaklamanın en yüce yolu bu.

Natuurlijk zei ik ja, want Costa Rica is niet alleen mooi,

Ve tabii ki evet dedim çünkü demek istediğim Costa Rica çok güzel.

Want hij leek niet op degene die ik me had voorgesteld.

Çünkü hiç de hayal ettiğim gibi görünmüyordu.

Het was een opluchting, want de intensiteit van elke dag gaan...

Çünkü her gün gidip onu takip etmeye çalışmanın yoruculuğu,

Heb je een kaart? Want ik raak verdwaald in je ogen.

Bir haritan var mı? Çünkü senin gözlerinde kayboluyorum.

Ik kan vanavond niet komen, want ik heb het erg druk.

Bu akşam gelemiyorum, çünkü çok işim var.

Tom moet nieuwe schoenen kopen, want zijn oude zijn al versleten.

Tom ayakkabı almalı. Onun eski ayakkabıları tamamen yıpranmış.

want ik denk niet dat je sneller kunt lopen dan een beer.

Bir ayıdan daha hızlı koşabileceğinizi hiç sanmıyorum.

want ik ben al een hele tijd niet meer in Dubai geweest.

çünkü daha önce hiç Dubai'ye gitmedim.

Want het kind kan geen job vinden als het die taal spreekt.

Çünkü eğer o dili konuşurlarsa çocuk gidip de iş bulamayacak.

Want dat is de puurste manier om van het leven te houden...

çünkü yaklaşık 80 yıllık ömrümde anladım ki

Want op het moment dat je beter bent, stopt het genezingsproces niet.

Çünkü tedavi edilmek, iyileşmenin bittiği anlamına gelmez.

Want het ene moment was je er en het volgende niet meer

Çünkü oradaydın ve sonrasında değildin

Want we denken allemaal dat we alles in een flits kunnen zien,

Çünkü hepimiz ilk bakışta, pat diye her şeyi anladığımızı sanarız

Want nu weet ik dat als je mensen laat nadenken over 'waarom',

Çünkü insanlarla nedenler hakkında etkileşime geçtiğimizde

Laten we eten, drinken en vrolijk zijn, want morgen is het gedaan.

yemek, içmek, mutlu olmak, çünkü yarın olmayacağız.

Ik ben blij, want vanaf vandaag, hebben we tot september geen school.

Bugün başladığım için mutluyum, eylüle kadar okulumuz yok.

Ik herkende de leerkracht onmiddellijk, want ik had hem al eerder ontmoet.

Öğretmeni hemen tanıdım; çünkü onunla daha önce karşılaşmıştım.

Ik zou Tom niet als vriend willen, want hij is erg egoïstisch.

O çok bencil olduğu için Tom'u bir arkadaş olarak istemedim.

Neem een paraplu mee, want er wordt regen verwacht in de namiddag.

Bu öğleden sonra yağmur beklendiği için bir şemsiye getir.

We moeten voorzichtig zijn, want vleermuizen kunnen dodelijke virussen overbrengen met één beet.

Kesinlikle çok dikkat edilmeli çünkü yarasalar tek ısırıkla ölümcül virüsler bulaştırabilirler.

want hoe we omgaan met ons innerlijk is de motor van ons bestaan.

Çünkü iç dünyamızla mücadelemiz her şeyi yönetiyor.

Ik vroeg hoe het was met haar maag, want gisteren was ze ziek.

Onun midesinin nasıl olduğunu sordum, çünkü dün o hastaydı.

En de grap gaat eigenlijk over koning Ella, want er is een boerenvocabulaire, zwijntjes

Ve şaka aslında Kral Ella hakkında, çünkü bu çiftlik sözlüğü, domuzcuklar

...dat beschermd wordt door een groot kelpwoud. Want het bos zelf dempt de deining.

çok özel bir yer buldum. Çünkü orman, dalgaların etkisini azaltıyor.

En ze moet snel leren, want ze heeft maar een jaar te leven. DAG 52

Ve hızlı öğrenmesi gerek çünkü bir yıldan biraz fazla bir ömrü var. 52. GÜN

Je kunt niet wachten om op te staan, want er is zo veel te doen...

Sabahları kalkmak için sabırsızlanıyorsun. Her küçük işareti,