Examples of using "Daarover" in a sentence and their turkish translations:
- Ondan bahsediyorum.
- Onun hakkında konuşuyorum.
Onun hakkında ne biliyorsun?
Onun hakkında ne zaman öğrendin?
- O konuda seninle konuşmak istiyoruz.
- O konuda sizinle konuşmak istiyoruz.
Bana ondan hiç bahsetmedin.
Onun hakkında haklı olabilirsin.
Tom dergisinde o konu hakkında yazdı.
en kötü ihtimalle podkastlarımız hakkında konuşurduk.
Bu konuda ne bildiğini bilmem gerekir.
Neden bu konuda benimle konuşmuyorsun?
Onun hakkında üzülmene gerek yok.
Onunla telefonda onun hakkında konuştum.
Eve geldiğinde ona ondan bahseder misin?
- Sanırım onun hakkında bir teorim var.
- Sanırım o konuda bir teorim var.
Tom onun hakkında endişelenmek zorunda değil.
Tom telefonda ondan bahsetmek istemedi.
Bunun hakkında okuduğumu hatırlıyorum.
TV'yi açtığınızda her şey bunun hakkında olurdu.
Lütfen bu konuda endişe etmeyin. Bu sadece bir formalite.
Bugün bu konuda hem Tom hem de Mary benimle konuştu.
Onun hakkında düşünmek için biraz zamana ihtiyacım var.
Sanırım ben zaten onun hakkında herkesle konuştum.
Duke Üniversitesi'ndeki laboratuvarımda
Onun hakkında bildiğin her şeyi bana söylemeni istiyorum.
- O, o konu hakkında konuşmak istemiyor.
- Bu konu hakkında konuşmak istemiyor.
Ben de bunu merak ediyorum.
- Bana ondan bahset.
- Deme!
Onun hakkında konuşmak için uygun bir zaman değil, değil mi?
Ben o konuda zaten Tom'la konuştum.
Biz o konuda henüz Tom'la konuşmadık.
Hâlâ onu tartışacak yeterli zamanımız var.