Examples of using "Altijd" in a sentence and their turkish translations:
- Her zaman.
- Daima.
Neredeyse her zaman.
Her zaman açık.
Her zaman unutuyorsun.
Onun elbiseleri her zaman kötü kokar.
Onun elbiseleri her zaman kötü kokar.
O her zaman korkar.
O hep korkar.
Ben her zaman mutluyum.
Bizim her zaman seçeneklerimiz var.
Tom her zaman burada.
- Tom her zaman gergin.
- Tom hep gergindir.
Kazanmak her zaman güzel.
Neden siz hep kavga ediyorsunuz?
O, bana her zaman inanır.
Her zaman kolay değil.
O her zaman sigara içiyor.
Teşvikler her zaman yardımcı olur.
Onun her zaman yararı olur.
Onlar her zaman okulu atlarlar.
Onlar her zaman şikâyet ederler.
Tom her zaman çalışıyor.
O sürekli gülüyor.
Her zaman şarkı söylüyorsun.
O her zaman gülümsüyor.
Fred sürekli yalan söyler.
- Niye her zaman ben?
- Niye hep ben?
O her zaman gülümsüyor.
Hep kaybediyor.
O her zaman dakiktir.
Her zaman bakıyorsun.
O her zaman sigara içiyor.
- Bana her zaman yalan söylüyorsun.
- Bana yalan söyleyip duruyorsun.
Hâlâ evli misin?
Bu her zaman bu şekilde olmuştur.
O, her zaman size bakıyor.
Ben her zaman sözümü tutarım.
Basit! Her zaman kolay değil.
sürekli yiyecek,
Çiçekler her zaman kabul edilebilir.
Ateş her zaman tehlikelidir.
Tom her zaman televizyon izliyor.
O, bana her zaman inanır.
O her zaman çok çalışıyor.
O her zaman İngilizce konuşur.
Ken her zaman futbol oynar.
Onlar her zaman tartışıyorlar.
Allah her zaman haklıdır.
Bu her zaman aynı.
Ben her zaman sana inanırım.
Tom her zaman neşeli.
O her zaman kibardır!
Her zaman istisnalar vardır.
Bu her zaman böyle midir?
- Daima mutlusun.
- Her zaman mutlusun.
- Bill her zaman dürüsttür.
- Bill her zaman dürüst.
- Bill daima dürüsttür.
Ben her zaman açım.
O her zaman tatminsiz.
Her zaman her şeyi mahvediyorsun.
Her zaman burada yemek yiyorum.
Tom her zaman Fransızca konuşur.
Her zaman yorgun hissediyorum.
Her zaman sağlıklı yerim.
Tom her zaman onu yapıyor.
Her zaman davetsiz gelir mutluluk.
Ben her zaman sabah kahvaltısı yerim.
Önyargı var olmaya devam edecektir.
O her zaman dakik.
Her zaman yalnız içiyorsun.
Sen her zaman açsın.
Her zaman umut var.
Bu her zaman olmaz.
O her zaman meşgul.
İtalyanlar hep şarap içerler.
O, her zaman hazırdır.
Her zaman doğruyu söyle.
Mary her zaman böyle midir?
Tom her zaman korkuyor.
- Leyla her zaman Sami'ye yardım ediyordu.
- Leyla daima Sami'ye yardım ediyordu.
Tom her zaman hasta.
Sonsuza dek!
O çalışkandı.
Tom hep sarhoştur.
O her zaman fazla erken geldi.
Tom her zaman iş hakkında konuşur.
Gülüşün beni hep mutlu ediyor.
Bize her zaman güvenebilirsin.