Translation of "‫يستغرق" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "‫يستغرق" in a sentence and their turkish translations:

ولن يستغرق حتى يوم

Bir gün bile sürmeyecek.

قد يستغرق بعض الوقت

Bu biraz zaman alabilir.

التغيير الحقيقي المنهجي يستغرق وقتًا،

gerçek, sistematik değişim zaman alıyor

في الواقع، سوف يستغرق لحظة فقط

Aslında sadece bir an sürecek.

والشفاء أيضاً يستغرق الكثير من الوقت،

İyileşme de ayrıca zaman alıyor.

قد يستغرق الأمر وقتًا أطول قليلًا.

En fazla biraz daha uzun sürer.

ويمكن أن يستغرق شهرًا بأكمله لهضم ورقة واحدة .

Tek bir yaprağın sindirimi bir ay sürebilir,

‫يستغرق الأمر بضع ثوان لتدرك‬ ‫ما يجري حقًا.‬

Neler olduğunu anlamam birkaç saniye sürdü.

يستغرق السير من المحطة إلى المدرسة عشرين دقيقة.

İstasyondan okula yürümek yirmi dakika sürer.

‫لذا لا يستغرق ‬ ‫استعادة درجة حرارة جذعي وقت طويل.‬

Bu yüzden vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

لكن قد يستغرق إلى 12 او حتى 14 يوماً

Ancak 12, hatta 14 güne kadar da sürebilir.

كم يستغرق المشي تقريبا من هنا الى بناء البلدية

Buradan Belediye binasına yürümek aşağı yukarı ne kadar zaman alır?

‫ولكنك بالأساس تحفر،‬ ‫وتستخدم يديك، ‬ ‫وينبغي للأمر ألا يستغرق طويلاً.‬

Ama aslında sadece kazıyoruz, ellerinizi kullanırsanız uzun sürmeyecektir.

‫ولا أدري كم يستغرق وصولي إلى الحطام‬ ‫في ذلك الاتجاه.‬

O taraftaki enkaza ulaşmanın da ne kadar süreceğini bilmiyorum.

إذا شرحنا كل شيء هنا ، فإن هذا الفيديو يستغرق ساعات

hepsini burada anlatırsak bu video saatler sürer

يمكنك التخيل أن الأمر يستغرق سنوات للحصول على ال"معرفة" في دماغك.

'Bilgi'nin kafanıza girmesinin yıllar alacağını düşünebilirsiniz.

في الواقع ، إذا احتسبنا جميع الأفلام ، يبدو أن الفيديو الخاص بنا يستغرق 5 ساعات.

aslında bütün filmleri sayarsak videomuz 5 saate uzayacak gibi duruyor

في الواقع ، لا يزال الوقت طويلًا جدًا ولكن في الحقيقة يستغرق الأمر من 5 إلى 6 ثوانٍ

Aslında yine çok uzun bir süre ama gerçekte ise 5-6 saniye