Examples of using "يوم" in a sentence and their turkish translations:
biri doğduğu gün biri tahta çıktığı gün
- Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
- Pazar hariç her gün çalışırım.
Pazar günleri hariç her gün çalışırım.
her gün mutlu bir gün geçirmek isterseniz,
Pazar haftanın ilk günüdür.
Tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü kutlu olsun
Mutlu olmak istemediğimiz
Her gün oluyor.
Güzel bir gün.
Bugün hava soğuk.
Ben her gün yürürüm.
- Her gün koşarım.
- Her gün çalışırım.
Bugün cumartesi.
Cumartesi harika bir gündür.
O, günden güne iyileşiyor.
Bir gün bile sürmeyecek.
Pazar günü için?
Peki ya Pazartesi?
Her gün kapıdan,
Babam bir Cuma günü ölmüştü.
mutlaka ama her gün bunu duyardık yahu
Neden her gün çalışıyorsun?
Dükkân pazar günü kapalı.
O her gün tenis oynar.
Pazartesi nerede olacaksın?
Dün perşembeydi.
Neredeyse her gün banyo yaparım.
O, pazar günü odasını temizledi.
Ben onu her gün ararım.
Tom Pazartesi günü evleniyor.
Her gün yüzlercesi ölür.
Her gün saat kaçta kalkarsın?
Bugün, merak ve şüphecilik için,
Düğün günümde yağmur yağmayacak.
Her gün çıkabilirsiniz
Her günü güzel geçirmek
''İyi bir gün geçirdin mi?' diye sorar.
babası onu her gün dövüyordu.
Her gün 106 tecavüz;
Her gün kendimize
son sayımda yedi buçuk milyar.
ve kadınlar olarak bunu her gün yaşıyoruz.
kendimi yalnız hissettiğimde bana yoldaşlık ettiğin için
ve aynı düzen her gün devam ediyor.
ne günlerdi be!
emek ve dayanışma günü olarak tekrar kutlanmaya başlandı
düşünün ki bu adam her gün
Geçen Cumartesi alışverişe gittim.
Önümüzdeki pazartesi seni görebilecek miyim?
Mary, her zaman günde iki saat çalışır.
Gittikçe güzelleşiyor.
Bugün Pazartesi.
Cumartesi okula gitmiyorum.
O, bir ya da iki gün içinde dönecek.
Her gün Pazar değildir.
- Roma bir günde kurulmamıştır.
- Roma bir günde yapılmadı.
Her gün ona bir mektup yazdım.
Tom benimle aynı doğum gününe sahip.
O, pazartesi günü Newyork'a gitti.
Cumartesiden beri buradayım.
''Merhaba, iyi günler. Selamın aleyküm.'' selamlarından
Tom her sabah kahvaltı yapar.
Derslere önümüzdeki pazartesi başlıyoruz.
Aynı şey pazartesi oldu.
Bugün pazartesi, biliyorsun.
Bir gün kendini öldürdü.
Fred pazartesi günü Avrupa'ya gidiyor.
- Gelecek perşembe tatil.
- Önümüzdeki perşembe tatil.
Pazartesi çöp günüdür.
- O, hayatımdaki en iyi gündü.
- Bu hayatımın en güzel günüydü.
Sami Cuma günü camiye gitti.
Mutlu olduğumuz zaman günümüz güzel geçer
ve hepimiz her gün güzel birgün geçirmek isteriz.
Hâlâ her gün alıyorum.
ve pazartesi günü, tahmin edebileceğinden daha erken bir zamanda
günlük olarak bu manzarayı görüyorum.
Her gün, derin vadilerden ve izole alanlardan geçerek
ama iyi şeyler bir günde olmaz.
ve kimliğim her an gerçekten baskın çıkar.
Her gün Amerika'da ve dünya çevresinde
yani kıyamet kopmaya bilir.
Her gün ona hikâyelerimi anlatıyordum.
Geçen Pazar komik bir film izledik.
Pazar günü çalışman mı gerekiyor?
Hava günden güne değişir.
Evet, süt cumaya kadar yeter.
Her gün buraya geliyor musun?
Onun doğum günü 5 Mayıs.
O her gün piyano çalışıyor.
Pazar benim için bir iş günü değil.
iki-üç dakika konuşma yapacaksın.
Tom hemen hemen her gece içmeye gitti.
O, hasta arkadaşını ziyaret etmek için her gün gelir.
Yarın ilk iş günüm.
Pazartesi günü kütüphanede Tom'la buluştum.
Bugün okulda ilk günü.
Neredeyse her gün bu foruma katkıda bulunuyorum?