Examples of using "الوقت" in a sentence and their turkish translations:
- Zaman tükeniyor.
- Zaman bitiyor.
Zaman bekler ve zaman unutur.
Zamanla
Mesela zaman.
Zaman azalıyor.
havada kalmasına yol açar.
O, zaman kaybedecek.
Bazen biraz, bazen çok daha fazla.
Peki ya zaman? Zamanı saat ile ölçebilir miyiz?
Çok zamanın var mı?
Eş zamanlı olarak,
Pekâlâ, geç oluyor.
O esnada
ve bol bol zaman.
Ve zamanla
Şansını deneme vakti.
aynı zamanda
onlarla vakit geçiriyor
Her zaman şikâyet eder.
Çok erken.
Tom zamanı boşa harcıyor.
bu aynı zamanda -
- Yatağa gitme zamanı.
- Yatma zamanı.
- Yatma vakti geldi.
O an zaman benden artık uzaklaştı ben zaman içerisinde ilerledim
Her zaman ihtiyacın olanı al.
Bir şey yapma zamanı.
Onu dinlemek için zaman ayırdım,
Bu nedenle, biraz daha zaman alıyor.
Çıtayı yükseltmenin zamanı geldi.
Her zaman çok sessizdi.
zamanının ve yeteneğinin olduğu bir şeydir.
Ya da ne kadar süre.
Unutmayın, zaman geçiyor.
Elbette zaman aldı --
Beni şeytanlaştırmaya çalışanlara,
Arkadaşlar, büyüme zamanı.
bunu bize zaman gösterecek...
sıra geldi sahte kabadayıya
sıra geldi çöpçüler kralına
- O, her zaman sessizdi.
- O her zaman sessizdi.
bu kısacık vakit içerisinde
Beni ne kadar bekledin?
Bana biraz zaman verir misin?
Bu biraz zaman alabilir.
Daha fazla zamana ihtiyaçları var.
O, bir süre yürümeye devam etti.
Affedersiniz, saat kaç?
Biraz zamanım kaldı.
Ve o ortamda, insanların askerden kaçtığı bir ortamda,
Daha önceleri daha çok zamanımız var sanırdık.
ama aynı zamanda, tüm bu lafları bir kerede söylememek anlamına da gelir.
Zaman akıp gider mi? Yoksa zaman duruyor biz mi zamanda ilerliyoruz?
İftara ne kadar kaldı?
Ev ödevimi bitirmek için daha fazla zamana ihtiyacım var.
Zamanla da ilerliyor ve tedavimiz yok.
Evet. Hiç vakit kaybetmeden başlayalım.
Toplum çapında değişiklikler yapma zamanı;
O zamanlar sadece bir çocuktum.
Dalganın yanlış kısmında nefesimi tuttum,
Ciddiye alınmamak artık hep karşıma çıkıyor.
aklınızla sürekli oynuyorlar,
Zaman, gelgit ve cehennemden gelen kökler ile mücadele ediyorum.
Aşırı dramatik olmuş gibi gelebilir.
ışıklarını doğru zamanda açıyor.
ve biz zamanla onlara teşekkür edeceğiz.
Büyük bir şey,
Ben doğana kadar
Zamanı hızlandırınca ölümcül sırları ortaya çıkıyor.
Gece tekrar gelmeden önce...
O dönemde tutuklular...
Saati yanlış biliyorlarmış.
İnsan olma durumunun
o saatten sonra artık herkes şok olmuştu
Yani zamanda yolculuk
Ve aynı zamanda yavaşça uzaklaşıyor.
Kalkmak için çok erken.
Bira zaman tasarrufu yapmana yardım edeceğim.
Bizim yalnızca biraz zamana ihtiyacımız var.
Hocam, o dönemde bana
Her zaman istediğini al.
- Burada ne kadar kalacaksın?
- Burada ne kadar süre kalacaksın?
Neden bu kadar uzun sürüyor?
Biraz daha zamana ihtiyacım olacak.
Sadece seninle zaman geçirmem gerekiyor.
ve yoğunlaşman zamanla artar.
Annem o zaman hamileydi.
bu her daim onun ruhundaydı.
Elbette doğru zaman geldiğinde
gerçek zamanlı olarak onları engelleyip durdurabilirsin.
Zamanla bu resimler kırmızıya boyanmaya başladı,
ve o zamandan beri birlikteyiz.
O zamanlarda bir yasa var:
En çok kim aklımdan geçiyor biliyor musunuz?
Çocuk olmanın üçüncü avantajı ise zaman avantajıdır.
Ancak, saldırılara çözüm bulmak için vakit daralıyor,
sizin ve ailenizin gelip gidişini izleyebilir.
O sıralar Venezuela'daydım.