Examples of using "التغيير" in a sentence and their turkish translations:
Değişim mümkün.
Değişim potansiyeli burada.
değişim için savaştığını okuyoruz;
Değişimler çabuk adapte oldular.
Gerçek değişim kişinin kafasının içindedir.
gerçek, sistematik değişim zaman alıyor
Neyse ki değişim yaşandı.
Değişim değişmeyen tek şeydir.
gerçek değişim ve etki kaynaklara gereksinim duymuştur.
ve bu hızlı değişimin zorunlu olduğunu bilmiyorlar.
Ayrıcalığınızı değişiklik yaratmak için kullanın.
Ben tabii bu değişimleri göremedim.
Uzun vadeli değişim için olmalı
Fiziğe dair bakışımızın biraz değişmesi gerek.
Değişim her seferinde bir kişi,
beyninizde yer alan en büyük değişiklik olumsuzdur:
ama eğer değişim yönünde motive etmek istiyorsak,
ve değişmesi gereken şeylerin birer işareti konumundalar.
Şirketinizde değişiklik yapılmasını sağlayın.
Bu dünyada daimi tek şey değişimdir.
olmayı çok isterken, kar amacı gütmediğim
Beyler, biliyorsunuz ki tek bir şey bile büyük bir fark yaratır.
Yine de yapısal bir değişime gidebiliriz.
Geniş kıyafetlerden kesilen, dikilen ve hatta bazen yapıştırılan
Donuk geceden sağ çıkan tüm hayvanlar için müjdeli bir değişimdir bu.
vahalarda tarım, balıkçılık ve ticaret tarihlerinde ve incilerde
İki, beş, on, yüz kişinin zahmetli bir değişimi talep etmesini ise