Translation of "وقتًا" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "وقتًا" in a sentence and their turkish translations:

وهذا سيأخذ وقتًا.

ve bu zaman alır.

‫وفّرت لها الشجاعة وقتًا.‬

Cesareti ile zaman kazandı.

لأن لدينا وقتًا حصريًا معًا،

çünkü özel zamanımız vardı

التغيير الحقيقي المنهجي يستغرق وقتًا،

gerçek, sistematik değişim zaman alıyor

قد يستغرق الأمر وقتًا أطول قليلًا.

En fazla biraz daha uzun sürer.

‫استغرق الأمر وقتًا طويلًا لأدرك الأمر.‬

Bunu düşünüp anlamam çok uzun sürdü.

عندما يقولون أن الرحلة ستستغرق وقتًا طويلاً

yolculuğun çok uzun süreceğini söylediklerinde ise

أريد أن أقضي وقتًا أكثر معك وحدنا.

Seninle daha fazla yalnız zaman geçirmek istiyorum.

ولكن، لحسن الحظ ذلك لم يأخذ وقتًا طويلاً،

Neyse ki bu durum çok uzun sürmedi

نمضي وقتًا أطول بالعمل عن ذلك الذي نخصصه لأحبائنا.

Sevdiğimiz şeyleri yapmaktan çok çalışmaya zaman harcarız.

فلقد أمضيت وقتًا طويلًا في محاولة تصوّر المدينة في المستقبل.

geleceğin şehrini resmetmek için çok zaman harcadım.

وثم شعرت إحدى الفتيات بأن لدى الفتاة الأخرى وقتًا أطول.

ama kızlardan biri diğerinin daha fazla masaj yaptığını hissetti.

تبدأ الملاعق الخشبية بالتعفن، إنْ تُرِكتْ في المغسلة وقتًا طويلا.

Tahta kaşıklar çok uzun süre lavaboda bırakılırsa küflenmeye başlar.