Examples of using "الواقع" in a sentence and their turkish translations:
Revaçta olanlar değişiyor.
norm olduğu bir çağda yaşıyoruz.
fakat bilmelisiniz ki
aslında evet
ama gerçekliği biliyorsunuz...
Gerçeklik bir sahtekârdı.
Zihnimizdeki bu kalıcı huzur halini
aslında stratomalitlerdi.
Ancak gerçek çok daha akıcı
Yine aslında bu davranış
yani aslında halk olarak
gerçeklikle arkadaş olun.
Gerçeklik ''gerçek'' değildi.
Aslında burada bize tuzak kuruluyor işte
Resmen uçuyorsun.
Hatta biliyor musunuz?
Aslında, gençlik döneminde
beyninizi gerçekten değiştiriyor.
Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.
Hep oradaydı aslında.
Aslında garip bir şey olur.
aslında insan yaşamı için yaşanabilir olan
ama bulduğum gerçek dünya
"Sanal gerçeklik mi? Artırılmış gerçeklik mi?"
Aslında bazı durumlarda
ama aslında rengini kaybetmesi.
Gerçekten de o bir seçimdi.
RH: Bunlar devlet okulları.
aslında Ayasofya'ya bakılınca
yanlış olmadığı gibi bir gereklilik aslında
aslında meşhur olmak uğruna dönen oyunların
bu virüsü taşır aslında
işte bu besini sayesinde aslında
buzlu nesneler bulunduran aslında bir katman
aslında dünyanın düşmanı
aslında zevkli görünüyor görsel olarak güzel
gerçek olmayabileceğini fark ettim.
ama aslında zihinsel bir hastalığın başlangıcıymış
Aslında hepimiz yapabiliriz.
Aslında sadece bir an sürecek.
Aslında, günümüzde bu zaten oluyor.
Aslında şu söze dönersek,
Emisyon aslında neden hâlâ artıyor?
Aslında, manipüle edilebilir olduğumuzu
artırılmış gerçeklikle şekillenmiş bir dünya,
Bizi artırılmış gerçekliğin içine daldıran teknoloji
Ancak bugün gerçeğin farklı olduğunu biliyorum.
ama aslında bana ait değil.
Ve bu binalar gerçekten rüzgârla flört ediyor;
Ya gerçekten de çok kötülük yapmışsam?
Ama aslında çöl altın köstebeğidir.
benim trollerin pek azının bir beyni vardı,
aslında tam olarak bu bir güç gösterisiydi
bize büyük mesajlar içeriyordu aslında
alında nedeni ile bir kaç fikrim var aslında ama
teknik direktörleri yöneticileri çoğunu aslında biliyoruz
aslında toplumun ta kendisi eleştirildi
aslında her ödülü hak eden bir film
aslında muazzam mesaj içeren bir film
aslında bu bir doğal seleksiyon
aslında İslamiyetle uzaktan yakından alakası yoktur
ama doğrusu posta,telgraf teşkilatı
üstelik bir kömür kadar kara aslında
aslında kuzey kutbu, kuzey kutbu.
Aslında kısacası Da Vinci şunu diyordu
Bizim herşeyimiz aslında
Çok uluslu anonim bir şirket aslında
Aslında bu tamamen kötülüktür.
öğrencilerin yaşadıklarıyla gerçekleri daha iyi anlamamızı sağlıyor.
Yani toksinden arınma süreci gibi.
ama gerçekte, beklentilerine göre davranırlar.
Uygulamada, senin fikirlerin her seferinde galip geliyor.
ve gerçekten işe yarayacak çözümler üretmemiz demek,
Hatta bunu biraz daha açalım,
Hatta kendimi delirmiş gibi hissettim.
Duke Üniversitesi'ndeki laboratuvarımda
insanlık tarihinin en büyük gerçeği.
Uygulamada bu nasıl oluyor peki?
Eğitim seviyesi de yükseldi. Şimdi...
Bu şey aslında karbon dioksit üretiyor.
orada ise kötü bir adamı oynadı aslında
Kemal Sunal aslında burada tam olarak kendisini oynadı
bu aslında beyzbola benzer bir oyundu
aslında yarasalar muazzam derecede önem taşıyor insanlık için
Aslında biz bunların bir çoğuna batıl diyoruz ama
aslında yerleşik hayata 2000 yıl daha önce geçilmiş
kadın kocasına veriyor fakat aslında mallar tamamen ortak
Kadın haklarının en büyük savunucusudur aslında
O kadar çok fazla örneğimiz var ki aslında
Aslında şiir oldukça iyi bence.
Ve aslında bu projenin herkese ihtiyacı var.
Aslında anlayacağın üzere bu ilişkinin ilerlemeyeceği
Bakın, mesela şu an aslında meditasyon yapıp yapmadığımı bilemiyorsunuz,
bu karalama aslında çok basit bir fonksiyon.
Ama aslında oldukça şaşırtıcı bir eğriye sahip.
aslında evrendeki en az yalnız yerdir.
Ama gerçek şu ki, bu garip, yavaş hayat
şöyle söyledi: ''Aslında burada el sıkışmıyoruz.
Doğrusu, bu jenerasyonların var olduğu konusunda anlaşabilsek bile
O zamanlar bunun zekice bir cevap olduğunu sanıyordum.