Examples of using "لحظة" in a sentence and their turkish translations:
bir saniye ama
kendinize bir an ayırın.
belki de bir anı
bir saniye yahu
Bir süre bekleyin.
- Hey! Bekleyin!
- Hey! Bekle!
İşte büyük an!
Ortaya çıktıkları andan itibaren...
Bir saniye, lütfen.
Biraz bekleyin, lütfen.
Sonra öyle bir an var ki,
yoğun bir anda,
Çok şey ifade eden böyle bir zamanda
ta ki kesmeye götürene kadar.
korkusunun muazzam bir şekilde azaldığı
Dürüstlüğünden bir an şüphe etmem.
Tom tam son anda geldi.
Hey, bir dakika bekle. Nereye gittiğini sanıyorsun?
Belki hayatınızda, dünyanızın
Aslolan anlık seçimlerdir.
Aslında sadece bir an sürecek.
bu evrimin içinde kısa bir an.
Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.
Ender görülen büyüleyici bir an bu.
Bunu an be an hissedebiliyordum.
Bir süre sonra adam odaya girdi.
o anda yaşadığın şeyi fark ederek onunla bağlantıyı sürdürdün mü?
Ama Picquart bir noktadan sonra, herkesin Dreyfus hakkında yanılıyor
Bu gerçekten korkutucu bir eğitim anıydı.
Tamam, inelim hadi. Tamam, gerçeklik anı.
ama binlercesi bir anda karıncayiyene saldırırsa
Her an çok değerli çünkü hayatı çok kısa.
Depremler her an olabilirler.
ve bir anda hayatım iki yıl içinde ikinci kez değişti.
Aşağısı çok yüksek. Pekâlâ, işte büyük an.
Evrenin oluştuğu ilk ana dönelim
O, tam kapanmadan önce, o son dakikada dükkâna gitti.
Ama bekleyin, R-sıfır (bulaşma) sayılarına geri dönelim.
çünkü herhangi bir andaki bilişsel bant genişliğinizi sınırlarsınız.
Önemli çünkü bu anların her birinde
diyelim ki ingilizcen yok. Mal bir anına da denk geldin
Önemli olan, anlık yaptığımız küçük seçimlerdir.
Gerçekliğe aşık olduğum o an bilmeliydim ki
Amerika Birleşik Devletleri'nde herhangi bir zamanda hapiste yüz binlerce kadın var.
Bu gökdelenleri inşa etmekle görevli olanlar için çok fazla baş ağrısına neden olan ana noktalardan
Sizinki nasıldı bilemem ama o an benim için önemli bir andı.
Ancak önce biraz zaman ayırıp Trasemine Göl'ünde bir pusu kurmanın ne kadar zor olduğunu düşünelim.
Yorgun Osmanlı ordusunun her an yok edilebileceğini anlayan Stefan, atına binerek