Examples of using "يدرك" in a sentence and their turkish translations:
Bunu hepiniz biliyorsunuz.
Trump bunun çok farkında
Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.
Bu bağlılık ve ya en azından itaat, sadece hediyeler ve pohpohlamakla garanti edilemezdi.
Daha geride ise, Roma merkezinin ve arkada ki birliklerin ön hatta neler olduğunu anlaması vakit alıyor.