Translation of "منهم" in Turkish

0.007 sec.

Examples of using "منهم" in a sentence and their turkish translations:

المليارات منهم، حقيقةً.

milyarlarca aslında.

وأطلب منهم الاقتراب،

ve yakınlaşmalarını,

وما نتوقعه منهم.

ve onlardan ne beklendiğini.

قبلوني كواحدًا منهم.

onlardan biri olarak kabul edilmiştim.

‫مئات الآلاف منهم.‬

Sayıları yüz binlerce.

- أيّهما؟
- أيّ منهم؟

Hangisi?

لست خائفا منهم.

Onlardan korkmuyorum.

توم واحد منهم

Tom onlardan biriydi.

سيتوقع الناس المزيد منهم

onlardan daha iyi yapmaları bekleniyor.

الآن جمع كل منهم

Şimdi bunların hepsini bir toplayın

تخلص منهم في أي يوم

Her gün çıkabilirsiniz

كم منهم قد تم اغتصابه؟

Kesin olarak kaçı tecavüze uğruyor?

هل يمكنني رؤية واحد منهم؟

Bir onları da görebilir miyim?

ويموت العديد منهم في زنازنهم.

ve birçok kişi kendi hücresinde öldü.

هناك الكثير منهم في المجتمع

bunlardan toplumda bolca vardır

واحد منهم لا يخرج ويتمرد

içlerinden bir tanesi de çıkıp isyan etmiyor yahu

كلٌّ منهم لديه سيارته الخاصة.

Her birinin kendi arabası var.

الآن قد نَفِد السكر منهم.

Şimdi onların şekeri bitti.

يمكنك اختيار أي واحد منهم.

- Onlardan herhangi birini seçebilirsin.
- Onlardan herhangi birini seçebilirsiniz.

والعديد منهم في مؤسسات حجز نائية،

ve çoğu yasal bir yardıma çok uzaktaki

بمستوى شخص أكبر منهم بعشر سنوات.

kendilerinden 10 yaş daha olgun biriyle aynı.

لكنّ الفكرة هي ألا نتوقّع منهم

Ama burada fikir,

وطلبنا منهم التوصل إلى إجابة جماعية.

ve grup kararı vermelerini istedik.

لا يزال هناك ما أراه منهم

hala var onlardan görüyorum

فقط استخدم واحد منهم. انت تستخدم.

ula yeter ki kullansın birini yahu. Kullansın.

أعطى كل واحد منهم قلم رصاص.

O, onların her birine bir kurşun kalem verdi.

ما لا يقل عن 16000 منهم

En az 16.000 tane

ولكن للكثير منهم الخيار البديل أسوأ بكثير،

Ama çoğu için alternatif daha kötü.

يجعل المديرون التنفيذيون موظفيهم يعانون بدلًا منهم.

CEO’ların kendileri yerine acı çekecek çalışanları var.

العديد منهم يتخلى عن المدرسة لأنهم قلقون

Çoğu, okulu bırakıyor çünkü endişe içindeler;

سمعنا باستمرار وشعرنا منهم بشعور الخسارة الوشيكة.

Mütemadiyen, yaklaşan kayba dair hislerini dinledik, hissettik.

يتركون خلفهم مجموعة أناس أفضل حالاً منهم.

kendilerinden çok daha iyi bir grup insan bırakarak gidenlerdir.

كما طلبنا منهم تقييم مدى ثقتهم بالإجابات.

Ayrıca verdikleri cevaplardan ne kadar emin olduklarını da sorduk.

في الواقع ، نسمي العديد منهم خرافة ، ولكن

Aslında biz bunların bir çoğuna batıl diyoruz ama

يمكننا حتى رؤية القليل منهم. كنا محظوظين!

bunlardan bir kaç tanesini biz görebildik bile. Şanslıyız!

لكنني أخبرهم مرة أخرى ، لا تغضب منهم

Fakat tekrar söylüyorum onlara kızmayın

وأرسل ملاحظات شكر إلى كل واحد منهم.

ve her birine teşekkür yazısı gönderiyorum.

رغم أن 80 بالمئة منهم ليسوا أيتامًا.

%80'nin yetim olmaması gerçeğine rağmen.

تعرضوا طريق السياح و طلبو منهم المال.

Onlar turistlere yaklaştı ve onlardan para istedi.

وواحدٌ من بين كل 10 منهم فكّر بالانتحار.

ve her 10 kişiden biri intihar etmeyi düşünüyor.

وقد يُصاب من واحد إلى اثنين بالمائة منهم

Hastaların %1-2'sinin yaralarında ise

ثمانية وتسعون بالمائة منهم نشطاء على الهاتف الجوال.

Çin'in kullanıcılarının %98'i mobilde aktif.

ومن أخبرك بهذا؟ لم نطلب منهم سنتاً واحداً.

Kim söyledi bunu sana? IMF'den tek kuruş istemedik.

كم عدد أصدقائه ، سيكون الكثير منهم على استعداد

kaç tane arkadaşı varsa o kadar sayıda hazırlardı

وكل الأطباء، كل واحد منهم، عليه أن يتعلم بجدية

Bütün doktorların, her bir hekimin reçeteli ağrı kesicilerin ve opiyatların

فكّروا أيّ من هذه الأشياء هو السبب وتخلّصوا منهم.

Bunlardan hangisi olduğunu bulun ve bunlara son verin.

لذا الأغلبية منهم عوائل من الممكن أن تعتني بهم

Birçok aile düzgün desteği olsaydı

ألقيت التحية على الناس، والكثير منهم ردوا عليَّ السلام،

İnsanlara selam verdim, birçoğu selamımı aldılar,

لم يعرف توم كم واحداَ منهم احتاج الي مساعدة

Tom onlardan kaç tanesinin yardıma ihtiyacı olduğunu bilmiyordu.

ذهب ثمانية منهم إلى السجن بسبب ذلك في عام 2015

2015'te bu öğretmenlerden sekizi bu yüzden hapse girdi

لم يجرؤ أي منهم على مناقشة ما كان يحدث معي.

hiçbiri neler olup bittiğine dair yorum yapmaya cesaret edemiyordu.

ودون واحد منهم ستكون قيمة باقي الحقول ضئيلة أو معدومة.

Ve birisi olmadan diğerlerinin ya değeri yok ya da çok az var.

‫يبلغ عدد الصغار نحو نصف مليون.‬ ‫وينجو القليل منهم فقط.‬

Yarım milyon kadar yavru yapıyorlar. Çok azı hayatta kalıyor.

ولم يكن منهم إلا أن ينظروا إلي كأن أيديهم كانت مكتوفة،

Elimiz bağlı, yapacak bir şeyimiz yok der gibi yüzüme bakıyorlar

نريد أن نفعل مثلهم ونريد أن نفعل ذلك بشكل أفضل منهم

aynısını yapmak hatta daha iyisini yapmak istiyoruz.

أرسل قطز رسائل عاجلة إلى الصليبيين اللاتينيين، طالبا منهم الانضمام إليه

Qutuz Latın haçlılarına acilen mektuplar yollayıp kendisine katılmalarını istedi.

‫يوجد أناس في كل مكان.‬ ‫لكن قليل منهم يدرك الخطر الذي يلاحقهم.‬

Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.

مما جعل العدد الإجمالي لسلاح الفرسان المملوكي 24.000، منهم 4.000 من المماليك الملكيين

Toplamda 24 binden oluşan Memlük Süvarilerinin 4 bini kraliyet Memlüğündendi

استيقظت القوات الرومانية على المقذوفات التي تطير فوق الحواجز، وطلب منهم للإستعداد للمعركة

Tahta kazıklarla desteklenmiş kampın üzerinden geçen mızraklarla uyanan Romalı birlikler hızla savaş düzeni emri aldı.

أعتقد أنهم عثروا الآن على ستة منهم ، كل ذلك خلال عصر الفايكنج وما قبل الفايكنج.

Galiba altı tanesini Viking ve Viking öncesi dönemde bulmuşlar.

والتي روعت الناس بسبب الحرب والمجاعة و الطاعون و ما يصل الى ثلث منهم لقوا حتفهم.

Halk savaş,veba ve kıtlık yüzünden terörize edilmişti.Halkın 1/3'ü ölmüştür.

‫إنما مجرّد عدد كبير منهم يهيمن عليها‬ ‫ويبدو أنها غير واثقة مما عليها فعله‬ ‫أو كيف تتعامل معهن.‬

Bir sürü yılan yıldızı istilaya geliyor. Ne yapacağından, nasıl başa çıkacağından emin değil gibi.