Translation of "قليل" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "قليل" in a sentence and their turkish translations:

غادرت منذ قليل.

Daha erken çıkmıştı.

بقي قليل من الماء.

Biraz su kaldı.

- سأعود قريباً.
- سوف أعود بعد قليل.
- سَوْفَ أَعُوْدُ قَرِيْبًا.
- سأعود بعد قليل.

- Yakında geri döneceğim.
- Yakında dönmüş olurum.

‫قليل من ضوء القمر يخترقها.‬

Zemine çok az ay ışığı ulaşır.

كنا نتحدث عنك قبل قليل.

Az önce senin hakkında konuşuyorduk.

عمل تقدم قليل بالغة الإنكيزية

O, İngilizcesinde az gelişme yaptı.

قبل قليل تم قبولي في وظيفة

Şimdi biraz önce de hayatımda hiç bilmediğim

هناك قليل من الحليب في الزجاجة.

Şişede biraz süt var.

- ستمطر قريباً.
- ربما ستمطرُ بعدَ قليل.

Çok geçmeden yağmur yağabilir.

عدد قليل جدًا من يمتلك الفرصة لذلك.

Bu olanağa sahip insan sayısı çok ama çok az.

‫قليل من النسيم يمر عبر الأشجار المتلاصقة.‬

Yoğun şekilde iç içe geçmiş ağaçların arasında pek esinti yok.

لن أزعجك لأن هذا قليل من الرياضيات.

burası işin biraz fazla matematik kısmı olduğu için canınızı sıkmayacağım

عمل في عدد قليل من الوظائف الصغيرة

Birkaç küçük işte daha çalıştı

اشترىت عدد قليل من الكتب من المكتبة.

Kitapçıdan birkaç kitap aldım.

أظن أني أضعت قبل قليل جواز سفري.

Sanırım az önce pasaportumu kaybettim.

لماذا؟ لاعتمادها على عدد قليل من السفن والعوامات.

Neden? Çünkü az sayıda gemi ve şamandıraya dayanıyor.

‫قمم الجبال هذه لن تكون آمنة بعد قليل.‬

Dağın tepeleri bu saatten sonra pek güvenli olmayacak.

كان هناك قليل من الحليب المتبقي في الزجاجة.

Şişe içinde kalan sadece bir miktar süt vardı.

‫اعتقد قليل من الناس‬ ‫أن الفهود يمكنها الصيد ليلًا.‬

Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.

‫نادرًا ما تُرى،‬ ‫قليل من الناس يعلمون بوجودها حتى.‬

Nadiren görülürler. Varlıklarını çok az kişi bilir.

- و بعد قليل أتى.
- ثم جاء بعد فترة قصيرة.

Bir süre sonra, o geldi.

‫قليل من المفترسات تملك الرشاقة الكافية‬ ‫لإتمام مثل هذا الصيد.‬

Bu şekilde av indirecek kadar akrobatik az yırtıcı vardır.

مهمة ومستقلة ، وكان عدد قليل من الرجال أكثر ملاءمة لها.

önemli, bağımsız bir komuta. Suchet, Napolyon'un Waterloo'daki yenilgisine

ارتفاعٍ قليل لكنه في ذلك الوقت كان ارتفاعاً هائلاً. بنيت

Evi binasıdır . Bugün küçük bir yükseklik olarak kabul edilmesine rağmen

ولكن من خلال الموافقة على عدد قليل من المبادئ القوية والمشتركة،

Birkaç etkili ve ortak prensipte anlaşarak

واحد للنزول في الممر ، وعدد قليل للتجول في الزاوية وعلى الأخضر.

Biri panayırdan inecek, bir kaç tane daha köşe başında ve yeşile gelecek.

بالتأكيد لا أريد أن أفعل ما قام بفعله توم قبل قليل.

Kesinlikle Tom'un az önce yaptığını yapmak istemem.

ليست هي نفسها التي أتيتم بها من ميدان تايم سكوير قبل قليل.

birkaç dakika önce Times Meydanı'ndan buraya geldiğinizdeki bedenler değiller.

‫يوجد أناس في كل مكان.‬ ‫لكن قليل منهم يدرك الخطر الذي يلاحقهم.‬

Her köşede insan var. Ama çok azı, onları gölgeleri gibi takip eden tehlikenin farkında.

في خلال السنة الأولى تردد على منزلنا عدد قليل من الإخصائين العلاجين

İlk yıl evimize birkaç farklı terapist geldi gitti

بدلًا من ذلك، سأنتقل إلى نقاش المتغيريَّن الاقتصادييَّن اللذين عرفتهما قبل قليل.

Onun yerine az önce tanımladığım iki ekonomik değişkenin tartışmasına döneceğim.

هذه فقط عدد قليل من الطرق في الطريقة التي تؤثر بها الألوان علينا.

Bunlar, renklerin bizleri nasıl etkileyebileceğine sadece birkaç örnek.

مع أن الرياح لم تكن قوية، وصل عدد قليل من الجزيئات للقميص عندما كان في الخارج،

Hava rüzgarlı olmasa bile, dışarıdayken daha az parçacık tişörtüne ulaştı.