Examples of using "موجود" in a sentence and their turkish translations:
Çare orada, dışarıda.
iş makinesi zaten yok
yok denecek kadar azdı
herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!
O şu anda evde.
Tom varlığımı bile bilmiyor.
Tom hâlâ burada değil.
İhtiyacı olan her şey var burada.
Ve enkaz oralarda bir yerde.
Bence aşk yok.
Bu sınıfta kaç çocuk var?
Gerçek mi yoksa tamamen mecazi mi?
Bütün bunlar olurken, Romalılar Hannibal'ın hala kuzeyde kaldığını düşünmekteydi.
Bir hamsterin ihtiyaç duyabileceği her şey elinin altında.
Hatta var olmayabilirsiniz."
Tom evdedir.
yüzen bir duba hapishanemiz var
yani kısacası doğanın kendisinde bu virüs zaten mevcut
dünyada hayal edebileceğiniz her çeşit flora da dahil.
Sen dışardayken Bay Brown seni görmeye geldi.
Evde misin?
Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu
bu konu zaten bütün dünyanın gündeminde olduğu için
- Neden o orada?
- O niçin burada?
Bu işin esprisi, bir dükkâna girip o dükkânda olmayan bir şey istemek.
alo abi 5 dakikaya ordayım ya 5 dakika bak vallahi bak 5 dakika'ta ordayım deyip