Translation of "تقريبًا" in Turkish

0.010 sec.

Examples of using "تقريبًا" in a sentence and their turkish translations:

‫تقريبًا.‬

Edilebilir de.

كان غير موجود تقريبًا

yok denecek kadar azdı

‫الأمر أشبه بعقل الغابة تقريبًا.‬

Neredeyse ormanın zihni gibi.

أي دولة تقريبًا على هذا الكوكب.

daha fazla insan hapsediyor.

‫يمكنها الرؤية...‬ ‫بينما الغوناق عمياء تقريبًا.‬

Dişi puma görebiliyor. Guanako ise neredeyse kör.

‫بالأعلى، في الظلام، هو أعمى تقريبًا.‬

Bu yükseklikte, karanlığın içinde resmen kördür.

‫اطمئن قلبي عليها بعد أسبوع تقريبًا،‬

Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.

بعد شهرين تقريبًا، رأيت حيلة سياسية أخرى.

Neredeyse iki ay kadar sonra, bir başka siyasi gösteri daha gördüm.

‫جسده الصغير لا ينتج أي حرارة تقريبًا.‬

Küçük bedeni neredeyse hiç ısı üretmiyor.

هناك نقد لكل فيلم تقريبًا في الفيلم.

ağalık düzeni olmazsa olmazlardan zaten ağalık düzenine neredeyse her filminde eleştiri var

ويمكننا أن نقولها تقريبًا دون أن تتعثر

ve bunları neredeyse takılmadan diyebiliriz

‫كنت...‬ ‫لا أصدّق ما تراه عينيّ تقريبًا.‬

Yani resmen... ...gözlerime inanamadım.

وهذا يعني أنها تدور خلال الثلث تقريبًا

yani kabaca üçte biri yörüngeye giriyor.

كنت في غرفتي لا أقوم بأي شيء تقريبًا

odamdaydım ve pek de bir şey yapmıyordum ve

كنت أبكي تقريبًا كل يوم ، من أبسط الأشياء

En küçük şeylere bile her gün ağlıyordum

قد بدا من الغباء تقريبًا أن لا نجرب.

değerlendirmemek aptalca görünürdü.

لأن الحكومة السابقة قد أفرغت خزائن الأموال تقريبًا.

çünkü önceki hükûmet gerçekten hazineyi boşaltmıştı.

يمكننا القول أن آيا صوفيا مغطاة بالرخام تقريبًا.

Ayasofya neredeyse mermer ile kaplı diyebiliriz

يبدو أننا نخضع للقياس تقريبًا في كل مراحل حياتنا،

Görünüşe göre hayatımız boyunca karşılaştırılıyoruz,

في النهاية تحدثت مع هذا الرجل لخمس دقائق تقريبًا.

Bu adamla konuşmayı yaklaşık beş dakikada bitirdim.

في هذه الحالة، المكان المناسب هو في الوسط تقريبًا.

bu durumda ortalarda bir yerde.

للأسف لم نسجل أي شيء ولكن لا شيء تقريبًا

hiçbir şeyi ama neredeyse hiçbir şeyi kayıt etmemişiz malesef

حسنًا ، يمكن لجميع الكائنات الحية تقريبًا حمل وإنتاج الفيروسات ،

peki neredeyse bütün canlılar virüs taşıyabiliyor, üretebiliyor iken

ثم أعمل لمدة ساعة تقريبًا على النص الذي أعددته

ve daha sonrasında kendi hazırladığım metine yaklaşık 1 saat kadar çalışıyorum

لم يسمع به تقريبًا بالنسبة للقوات الفرنسية في إسبانيا.

- İspanya'daki Fransız birlikleri için neredeyse hiç duyulmamış bir şey .

عاشوا في نفس الوقت تقريبًا في أوائل القرن السادس.

6. yüzyılın başlarında yaklaşık aynı zamanda yaşadılar.

أن تشكيله في الوسط بدأ ينهار تقريبًا فور الاصطدام.

saldırı anında merkezdeki konumunun neredeyse paramparça olduğunu fark etti.

حتى أن البعض وصل تقريبًا إلى ملوك التحالف الثلاثة.

Bazıları neredeyse üçlü Koalisyon hükümdarlarına kadar ulaştı.

قبل عام 2000 ، ضرب جميع اللاعبين تقريبًا كرات الجرح.

2000'den önce, neredeyse tüm oyuncular yara toplarına çarptı.

وبعد شهرين تقريبًا، تضاعفت سرعتي في القراءة ثلاثة أضعاف،

Yaklaşık iki ayın sonunda okuma hızım üç katına çıktı

أعني أن وسائل التواصل الاجتماعي قد أصبحت تقريبًا كالمرفق العام.

Bu durumda sosyal medya neredeyse kamu hizmeti haline geldi.

‫وُضع أول عش قبل شهرين تقريبًا،‬ ‫وبدأت البيوض تفقس الآن.‬

İlk yumurtalar yaklaşık iki ay önce bırakıldı. O yumurtalardan yavrular çıkmaya başladı.

نحن نرغب به تقريبًا كما نرغب في الطعام والمأوى وممارسة الجنس.

Neredeyse yemeğe, barınağa ve sekse ihtiyaç duyduğumuz kadar.

لقد نجح حنبعل في ضم الغال، مما ضاعف عدد جيشه تقريبًا

Hannibal tarafına geçmesini sağladığı Galya'lılar ile neredeyse ordusunu iki katına çıkarıyor.

ما هو الكعبة للمسلمين ، آيا صوفيا للمسيحيين يمكن أن يقال تقريبًا

Müslümanlar için Kabe ne ise, Hristiyanlar için de Ayasofya o denebilir neredeyse

في هذا الوقت تقريبًا اعترض الجواسيس العثمانيون رسالة من مانويل إلى سيجيسمونود

Bu, Osmanlı casuslarının Manuel tarafından Sigismund'a gönderilen bir mektubu ele geçirdiği zamandı.

والذي شهد تقدم القوات الفرنسية لمسافة 100 ميل تقريبًا عبر الجبال في 8 أيام فقط.

Fransız birliklerinin dağlardan sadece 8 günde neredeyse 100 mil ilerlediklerini gören ünlü Alpler geçişini planladı .