Translation of "هناك" in Turkish

0.017 sec.

Examples of using "هناك" in a sentence and their turkish translations:

- قبره هناك.
- قبرها هناك.

Onun mezarı orada.

‫هناك.‬

Hemen yukarıda.

انتبه! هناك حفرة كبيرة هناك.

Dikkat et! Orada büyük bir çukur var.

هناك عدم انتظام هناك خردة الغش

oradaki düzensizliği oradaki hile hurdayı

حسنًا ، هناك مساحة هناك ، وسنقوم بتسلقها.

Peki uzay orada ve biz ona tırmanacağız.

أصل هناك،

- bitiyor,

- حتى هناك -

orada bile

تجلسون هناك،

Burada oturuyorsun

‫ثمةشيءيلمع هناك.‬

Aşağıda parlayan bir şey olduğu kesin.

هناك فرق؟

arada fark mı var?

هناك الصهارة

magma var

ويعيش هناك

Ve orada can veriyor

من هناك؟

- Kim var orada?
- Kim var?

هناك إضراب.

Grev var.

قطار هناك.

Tren burada.

توم هناك.

- Tom orada.
- Tom orada dışarıda.

أرأيتها هناك؟

Orada onu gördünüz mü?

فاضل هناك.

Fadıl orada.

الأب هناك

Baba orada.

هناك وصمة عار مختلفة عن الموجود هناك

Farklı bir damga var.

- لا أحد يسكن هناك.
- لا أحد يقطن هناك.
- لا أحد يعيش هناك.

Orada kimse yaşamıyor.

هناك نفص حاد.

Çok büyük bir eksiklik var.

ابق عينيك هناك

Gözlerini oraya dik

وهو كان هناك ،

Adama bir baktım:

المساعدة موجود هناك.

Çare orada, dışarıda.

هناك مقولة أخرى

Size bahsettiğim öğretmenimin kitabından

هناك علاقة متبادلة.

Bir bağlantı var.

اوه، هناك البعض.

herhangi biri var mı? Oh, birkaç kişi var.

كانت دائما هناك

Her zaman oradaydı ve de.

هناك حقيقة بسيطة:

Basit bir gerçek var:

سيظل هناك تزوير

Yine sahtekârlık olacak

وعندما يكونون هناك،

Kafeye girdiklerinde

والدرس المهم هناك

Buradan çıkarılacak büyük ders şu,

هناك مؤسسات خاصّة،

Özel vakıflar,

والأطفال يلعبون هناك."

ve çocuklar orada oynamak zorundaydı."

وكان هناك المظلومون

ve ezilenler vardı

ودمر الجميع هناك

ve oradaki herkesi yok etti

كأن هناك لعنة

bir lanet var gibi sanki

ولكن هناك فرق

ama bir farkı var

هناك مثلث ذهبي

altın bir üçgen var

هناك طريق للموت

devamında ölüme kadar giden bir yolu vardır

هناك درب خلف

arkasında ise iz kalıyor

هناك بعض الشائعات

bazı söylentiler var

هناك من يقول

Diyenler var ya

هناك ممرات للمستشفى

Orada hastane koridorlarını

ولكن هناك فجوة

ama arada uçurum var

ولكن هناك واحد

fakat bir tanesi var ki

هناك الكثير ، باختصار

yahu çok var yani kısacası

والقمر والكواكب هناك.

Ve Ay ve gezegenler oradadır.

ومازال الناس هناك.

ve içinde hâlâ insanlar var.

ماذا يوجد هناك؟

Oradaki nedir?

هم يعيشون هناك

Onlar orada yaşıyor.

من يقف هناك؟

Orada kim duruyor.

هناك صفحة ناقصة.

Eksik bir sayfa var.

آه ، هناك فراشة!

Ah, bir kelebek var!

ذهبت هناك البارحة.

Dün oraya gittim.

وُلدت في هناك.

- Orada doğdum.
- Ben orada doğdum.

سأكون هناك غداً.

Yarın orada olacağım.

ماذا تبحث هناك؟

Orada ne arıyorsun?

هناك كلب ينبح.

Şurada bir köpek havlıyor.

ألق نظرة هناك

- Oraya bir göz atın.
- Oraya bir göz at.

هناك كتاب هنا.

Burada bir kitap var.

هناك عوامل كثيرة.

- Birçok faktör var.
- Birçok etken var.

لكنك لست هناك.

Ama sen orada değilsin.

هل تسكن هناك؟

Orada mı yaşıyorsun?

لماذا كنت هناك؟

Neden oradaydın?

هناك تحر جار.

Bir soruşturma sürüyor.

توم يعيش هناك

Tom orada yaşadı.

هناك سبب آخر.

Bir sebep daha var.

انتظر سامي هناك.

Sami orada bekledi.

سامي ينام هناك.

Sami orada uyur.

فقط انتظرني هناك

Sadece beni orada bekle.

جلس سامي هناك.

Sami burada oturdu.

مات سامي هناك.

Sami orada öldü.

- ليس هناك أي صابون.
- لم يعد هناك أي صابون.

Hiç sabun yok.

- سكنّا هناك ثلاثة أشهر.
- بقينا هناك لمدة ثلاثة شهور.

Üç ay boyunca orada kaldık.

ربما لم يكن هناك عملاق هناك دون كعب أخيل بسيط.

Öyle devler falan yok, varsa bile Aşil topukları var.

ذلك الشيء الموجود هناك.

tam şuraya.

وأيضا هناك Run-DMC

Run-DMC, 80'lerin başlarında

هناك بول على الجدران.

koridorda her yer dışkı olmuştu.

هناك أمران قبل ذلك:

Bundan önce iki şey:

‫ولم يتوقف الأمر هناك.‬

Ve bununla da kalmadı.

‫هناك أيضاً مشكلة ثقافية.‬

Ayrıca kültürel bir sorun var.

‫هناك منحدر هائل هنا.‬

Vay canına, devasa bir şelale var!

كان هناك 55 شخصًا.

Toplam 55 kişiydiler.

لذا ذهبت إلى هناك.

Oraya gittim.

ج غ: ثم هناك-

GG: Tam orada -

لكن هناك جواب بديهي:

Ancak bir de bariz cevap var:

ولكن هناك أشخاص سألوني،

Ama orada insanlar bana,

وكان هناك بعض التعديلات،

Bir takım ayarlamalar vardı,

حسنًا، هناك توجهان عامان:

Buna ilişkin iki genel yaklaşım var.

هناك قسوة ناعمة فيها.

Zarif bir dayanıklılıkları var.

حسنًا، ليس هناك الكثير.

Yani, pek bir şey yok.

هناك جيل لم يجد

bulamamış bir nesil var ortada

هناك بئر في المنتصف

ortada kuyu var yandan geç