Translation of "الجميع" in Turkish

0.009 sec.

Examples of using "الجميع" in a sentence and their turkish translations:

الجميع يحترمك. الجميع يحترمك.

Herkes sana saygı duyar. Herkes seni sayar.

- الجميع مشوّش.
- الجميع مرتبك.

Herkesin kafası karışık.

- تم إعلام الجميع.
- تم إشعار الجميع.

Herkes fark etti.

أحبها الجميع

herkes çok sevdi

ضحك الجميع.

Herkes güldü.

الجميع سعداء.

Hepimiz mutluyuz.

الجميع يحبها.

O herkes tarafından sevilir.

أخبر الجميع

Herkese anlat.

صفق الجميع.

Herkes alkışladı.

الجميع يعرف

Herkes biliyor.

جلس الجميع.

Herkes oturdu.

وأقوم بتعليم الجميع.

Herkese öğretiyorum.

إذا، أين الجميع؟

Peki herkes nerede?

‫كافية لإنقاذ الجميع.‬

...geri kalanının hayatını kurtarır.

الجميع يعرف الإجابة

cevabını herkes biliyor

لأن الجميع يضغطون

herkesin itip kakması yüzünden

ودمر الجميع هناك

ve oradaki herkesi yok etti

يا الجميع يرفعها

aman aman herkes kaldırsın

تم ترك الجميع

herkes çok oldu kaldı

لقد فاجأت الجميع.

Herkesi şaşırttın.

ضحك الجميع عليّ.

Herkes bana güldü.

هاجم الجميع رأيي.

- Herkes benim görüşüme saldırdı.
- Herkes benim fikrime karşı çıktı.

الجميع يحبون الموسيقى.

Herkes müzik sever.

الجميع يعرف ذلك.

Onu herkes bilir.

إن الجميع يحترمك.

Herkes tarafından saygı duyuluyorsun.

خدع سامي الجميع.

Sami herkesi kandırdı.

ليس كثيرًا ، سيتحلي الجميع أو الجميع بالصبر مرة واحدة

Çok değil ya herkes ya herkes bir kere sabredecek

الجميع يرى ذلك؟ جيد ؟

Herkes görüyor değil mi? Havalı değil mi?

يُقبل الجميع بالعائق خاصته.

Onların kendilerine ait yükleri vardır.

الجميع: انظر. (الجمهور): انظر.

-Kuran Gupta: Herkes, bak. -Seyirci: Bak.

لو يغني الجميع معي،

Eğer benimle söylerseniz,

ينظر إليك الجميع ويضحكون.

tüm müşteriler dönüp size bakıyor ve gülüyorlar.

الجميع يحدق بك الآن،

Şu an herkes, "Moktor! Moktor!"

كان الجميع خائفًا جدًا.

Herkes gerçekten çok korkmuştu.

غروب كهذا يحمس الجميع،

Bu herkesi heyecanlandırdı

أنت تعامل الجميع بالتساوي."

Sen herkese aynı şekilde davranıyorsun."

الجميع يعرف الإجابة ، ولكن

herkes cevabını bilmesine biliyor ama

أمام الجميع على الشاشة

ekranında herkes karşısında

أوه ، قال الجميع لرفعها

aman aman herkes kaldırsın dendi

لذا أدعو الجميع بجدية

Bu yüzden herkesi ciddiyete davet ediyorum

شعر الجميع بسعادة بالغة‏.

Kimse heyecandan yerinde duramıyordu.

- ليركب الجميع.
- ليركب الكل.

- Aşağıda yolcu kalmasın!
- Haydi binin!
- Herkes gemiye!

- الكل ينتظرك.
- الجميع ينتظرونك.

- Herkes seni bekliyor.
- Herkes sizi bekliyor.

هل يحب الجميع الموسيقى؟

Herkes müzik sever mi?

أمضى الجميع سنة طيبة.

Herkes iyi bir yıl geçirdi.

هي لطيفة مع الجميع.

O, herkese karşı cana yakındır.

هو معروف لدى الجميع.

O herkese tanıdıktır.

لا يزال الجميع يبتسم.

Herkes hâlâ gülümsüyor.

كان الجميع بملابس أنيقة.

Herkes çok iyi giyinmişti.

مدى عرضة الجميع له

buna ne kadar bağışıklığımızın olduğu.

لديها ابن يحبه الجميع.

Onun, herkesin sevdiği bir oğlu var.

- الجميع يحبونها.
- الكل يحبها.

Onu herkes sever.

- الجميع يحبها.
- الكل يحبونها.

- Herkes ondan hoşlanıyor.
- Herkes onu sever.

أتى الجميع باستثناء توم.

Tom hariç herkes geldi.

ضحك الجميع على جاك.

Herkes Jack'e güldü.

الجميع يتحدث لغةً واحدةً.

Herkes bir dil konuşur.

ووسط حماسة الجميع حول الخطة،

ve herkes plan için o kadar heyecanlı ki

ولماذا يتصرف الجميع بهذه الطريقة.

ve herkesin neden bu şekilde tepki verdiğini anlamıyor.

وإذا أشركنا الجميع، ودفعناهم للالتزام،

Eğer herkesi dahil edersek, herkes gönül verirse

‫الليلة، يوجد ما يكفي الجميع.‬

Bu gece herkese yetecek balık var.

وأصبح الجميع قادرون على التنفس.

hemşirenin elini tuttu.

ما سيفعله الجميع هو منفصل

herkesin yapacağı şey ayrı

دائما انتقد الجميع ضحك فقط

hep eleştirildi herkes sadece güldü

الجميع موجود للاستماع إلى الدرس!

herkes ders dinlemek için orada bulunuyor yahu!

صدم الجميع بعد ذلك الوقت

o saatten sonra artık herkes şok olmuştu

لأن احترام الجميع هو احترامهم

Çünkü herkesin saygısı kendinedir

لدي الجميع دور يقوم به.

Burada hepimizin bir rolü olabilir.

كان لطيفًا جدًّا مع الجميع.

Herkese karşı çok samimiydi.

أنا متأكّد أنّ الجميع ينتظر.

Herkesin bekliyor olduğuna bahse girerim.

الكرة الأخرى تختفي أمام نظر الجميع،

Diğer top da gözünüzün önünde kayboluyor

عليك أن تنشئ صلات مع الجميع.

ilişki kurabilmeyi bilmek gerektiğine inanıyordu.

تلك هي المعايير، هكذا يفعلها الجميع.

Standart budur; herkes böyle yapıyor.

كان الجميع في القرية يعرف ليني.

Köydeki herkes Lenie'yi tanırdı.

كان اسمه جورج، وكان يكره الجميع.

Adı George'tu ve George herkesten nefret ederdi.

قرأه في الشركة وضحك الجميع جداً.

Şirkette okundu, herkes karınlarını tuta tuta güldü.

♪ التي ظله خدع الجميع ♪

♪ Herkesi kandırır gölgesi ♪

أصوات الجميع وهم يغنون "موكتور، موكتور"

mekandaki herkesin "Moktor!Moktor!" diyen sesi.

هناك أقلام رصاص مناسبة لذوق الجميع،

Herkes için bir kalem var,

‫بحلول منتصف الليل، يشعر الجميع بالبرد.‬

Gece yarısı geldiğinde herkes soğuktan nasibini alıyor.

‫صرخات في الظلام تُنبئ الجميع بالخطر.‬

Karanlıktaki feryatlar herkese tehlikeyi bildiriyor.

الآن يقوم الجميع بذلك من Instagram

şimdi herkes bunu İnstagram'dan yapıyor

ما اتضح جعل الجميع سعداء للغاية.

ortaya çıkan şey ise herkesi çok mutlu etmişti.

ويرجى إخبار الجميع بأنك قابلت السلطات

Ve lütfen yetkililere görüştüğünüz herkesi bildirin

- الجميع يموت.
- "كل من عليها فانٍ".

Herkes ölür.

- كيف حال الجميع؟
- كيف حالكم جميعاً؟

Herkes nasıl?

ذهب الجميع إلى هناك، أليس كذلك؟

Herkes oraya gitti, değil mi?

- هل الجميع جاهز؟
- هل كلكم جاهزون؟

Hepiniz hazır mısınız?

سامح الجميع لكن لا تنس شيئا.

Herkesi affet, hiçbir şey unutma.

- الجميع يتفق معك.
- الكل يوافقك الرأي.

Herkes sizinle aynı fikirde.

- ضحك الجميع عليه.
- الكل ضحك عليه.

Herkes ona güldü.

اسمي معروف لدى الجميع في مدرستي.

Benim adım okulumdaki herkesçe bilinir.

كان الجميع في البلدة يحبّ فاضل.

Topluluktaki herkes Fadıl'ı seviyordu.

كانت ليلى تغازل الجميع في المصلحة.

Leyla semtteki herkesle flört etti.

ينشر الجميع هذه الجملة في عيد المعلم.

Öğretmenler Günü geliyor. Herkes paylaşır onu zaten.

لكني قررت أن انتهز الفرصة وأخبر الجميع.

ama şansımı denemeye ve onlara her şeyi anlatmaya karar verdim.