Examples of using "الغريب" in a sentence and their turkish translations:
Teşekkürler, kibar yabancı.
Çok garip bir şey görmüştüm.
Köpek yabancıya havladı.
tuhaf olan şu, meğerse görüyoruz ki
Bu kişilerin çoğu aynı tuhaf şeyden bahsetmiş.
Dünya'daki iklim şartları gittikçe daha düzensiz bir hâl aldıkça
Bu ürkünç ışık, insan gözüyle görülmüyor.
gariban bir yanaşmayı oynuyordu burada
Bu yolculukta yaşadığım inanılmaz şey,
O uzaktaki uzaylıyla bizim şimdimiz aynı değildir.
Tuhaf bir çatırtı duydum ama hepsi bu.
gerçekten bu UFO'nun parçaları mıydı?
araya giren UFO nükleer bir yakıtla çalışıyordu
''Hem opera hem makine mühendisliği okumak tuhaf olmaz mı?
Ve belki de bunun sayesinde tuhaf bir ahtapot sevinci yaşıyor.
Kendi hâlindeki vahşi bir hayvan, ziyarete gelen bu garip insan yaratığından ne kazanabilir ki?
dünyaya çarpmak üzereyken bir UFO ara girerek kendini feda etti