Examples of using "مفاجئ" in a sentence and their turkish translations:
Her bir kusur, her bir yenilgi
görüyoruz ki meğerse,
tuhaf olan şu, meğerse görüyoruz ki
ve ansızın evlerini görmeye başlıyorlar.
İnsan beyninin karmaşıklığı göz önüne alındığında bu hiç şaşırtıcı değil.
Yüzücülerin çoğu zaman boğulmasına sebep oluyor.
Kendi kuzeni Hjorvard, kralın salonuna bir sürpriz, şafak saldırısı yaptı.
90'larda ülke çapında televizyon kanallarında boy gösterirdi
Şaşırtıcı derecede çeviktirler, küçük bir bozuk paranın etrafında dönebilecek kadar.
Şaşırtıcı ama gece ortaya çıkan bu görüntülere sıkça rastlanır. Tüm deniz hayvanlarının üçte biri biyolüminans yaratır.
Hız aracı Jack Robinson diyemeden önce kaydı ve bir kamyonun arkasına direkt çarptı.