Translation of "ولكن" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "ولكن" in a sentence and their turkish translations:

ولكن لماذا؟

peki neden?

ولكن مؤخرًا،

Ancak son zamanlarda

ولكن، بدونها،

Ama o olmaksızın,

ولكن بجهودي

ama çabalarım sayesinde

- هي غبية, ولكن صادقة.
- هي غبية, ولكن أمينة.

O aptal fakat onurludur.

ولكن عندما رأيته

Onu gördüğümde -

ولكن حقيقي جدا

ama bir o kadar da gerçek.

ولكن ليس بالضرورة،

tüm bu kötü sonuçlara yol açabilirler,

ولكن اعتبر أن

Ama bunu bir düşünün:

ولكن أيّاً كان.

Olsun.

ولكن ليس دائماً.

ama arada sırada denemediği bir şey önermek isterim.

ولكن لثلاثة أيام،

Fakat üç gün boyunca,

‫ولكن رائحته نفاذة.‬

Ama oldukça güçlü bir kokusu var.

‫ولكن هذه كارثة.‬

Ama bu bir felaket.

ولكن لسوء الحظ،

Ne yazık ki

ولكن السرعة مكلفة.

Ama hızlı olmanın da bir bedeli var.

‫ولكن ليس اليوم.‬

Neredeyse her zaman hikâye burada son bulur.

ولكن لكل البشرية.

bütün insanlığın atası olarak görmek.

ولكن الرغبة للوقوف،

istemeyi ve onları şekillendiren

ولكن شقيقان متشابهان

fakat her şeyleri aynı olan 2 kardeş

لن تحسب ، ولكن

yansak da sayılmazdı ama

ولكن بعد الحفر

Fakat kazı yaptıktan sonra

ولكن بسبب الاكليل

Fakat koronadan kaynaklı

ولكن هناك فرق

ama bir farkı var

ولكن ليس كثيرا

ama çok ta değil yani

تقريبا ولكن تقريبا

neredeyse ama neredeyse

ولكن في النمل

ama karıncalarda

ولكن هناك فجوة

ama arada uçurum var

ولكن هناك واحد

fakat bir tanesi var ki

ولكن مرة أخرى ،

Fakat bir kez daha

ولكن في العمل؟

Ya işletmeler?

ولكن معدل ارتفاع البطالة

ama işsizlik oranının fırlaması, uyuşturucunun yaygın şekilde

ولكن عظموني وكأنني بطل.

alçakgönüllü olan insanların eseriyim.

ولكن هذا ما اكتشفت:

Ancak şunu öğrendim:

ولكن يمكننا تغيير ذلك.

Ama bunu değiştirebiliriz.

ولكن البحوث الحديثة الموجودة

ama son zamanlardaki mevcut araştırmalar

ولكن لست أنا فقط.

Ama sadece kendimden değil.

ولكن إليكم الخبر السار.

Ama güzel haberler de var.

ولكن لو سألنا أنفسنا

Ama eğer zaman ayırıp akılcı cevap

‫ولكن من دون المنجل.‬

Ama pala olmadan.

‫ولكن أليس هذا جنوناً؟‬

Ama oldukça çılgın bir yer, değil mi?

‫ولكن...‬ ‫هذا لا يكذب.‬

Ama... Bu yalan söylemez.

‫ولكن انظر إلى هذا!‬

Ama aslında baksanıza!

‫ولكن نتحرك بمنتهى الخفة.‬

Ama çok nazikçe hareket etmeliyiz.

‫ولكن هذا لا يكذب.‬

Bu yalan söylemez.

‫ولكن هذه غنيمة جيدة.‬

Ama bunu bulmamız iyi oldu.

‫القرار لك، ولكن أسرع!‬

Bu sizin kararınız, ama çabuk olun!

‫ولكن لا تيأس قط.‬

Ama asla pes etmeyin.

ولكن لا أحد سيصدقك

kimse sana inanmaz.

ولكن بدلا من الآراء،

ve herkese fikirleri yerine

ولكن عندما جلسوا بجانبي،

Yanıma oturduklarında

ولكن أظن أنهم فشلوا.

Ama bence batırdılar.

ولكن ذلك غير صحيح.

Fakat bu doğru değil.

ولكن ذلك لا يمثلني.

ama o ben değildim.

ولكن الفتى أقنعني بقوله:

ama çocuk beni şunu söyleyerek ikna etti,

ولكن هذه قصة أخرى.

Ama bu başka bir hikâye.

ولكن عندما يذوب الجليد،

Ama buzullar eridiğinde,

ولكن دعوني أسألكُم سؤالًا.

Size bir soru sorayım o zaman.

ولكن فكروا مرة أخرى.

Bir kez daha düşünün.

لهم ولكن أيضاً معهم.

umut ve fırsat bırakmak bizim vazifemiz.

ولكن أود أنا أسألكم:

Ama size sormak istiyorum:

ولكن هناك أشخاص سألوني،

Ama orada insanlar bana,

ولكن منذ سنة ونصف،

Fakat bir buçuk yıl önce

ولكن في نهاية الأمر،

ancak bunun sonunda,

ولكن أيضا عن الألم.

acı hakkında da konuşmamızdı.

ولكن في الطرف الآخر

Diğer yanında ise

‫ولكن ليس هذا الرجل.‬

Ama bu adam için öyle diyemeyiz.

ولكن الواقع أكثر ليونةً.

Ancak gerçek çok daha akıcı

ولكن كيف سنبني به؟

Ama, bununla nasıl bir şey inşa edebiliriz?

ولكن هكذا رأتني هوليوود،

Fakat Hollywood beni öyle görüyor

ولكن لا يمكن حفظها

fakat kurtarılamadı

الجميع يعرف الإجابة ، ولكن

herkes cevabını bilmesine biliyor ama

ولكن لا يزال أكثر

diyeceğim ama hala daha

ولكن لنعد إلى 1983

fakat, gel gelelim 1983'e

حسنا الآن ثانية ولكن

Şimdi tamam bir saniye ama

ليس الكل ، ولكن البعض

Hepsi değil ama birazı

ولكن إذا كنا جاهلين

ama biz cahil olursak

ولكن تم مناقشتها دقتها

fakat bununda doğruluğu tartışılıyor

ولكن الدخول إلى هناك

Fakat oraya girip

البقاء بيننا ولكن ربما

aramızda kalsın ama muhtemelen

لديه مجال مغناطيسي ولكن

manyetik alanı var fakat

ولكن فقط الحصول عليك

Ama sadece sana bulaşsın

ولكن الحديقة مازالت موجودة،

Ama park hâlâ orada

ولكن حدث شيء ما

Ancak bir şey oldu,

ولكن هل إستلمت الرسالة؟

Ama mesajları aldın mı?

ولكن تذكر هذا المخطط؟

Ama bu çizelgeyi hatırladın mı?

أقبل ولكن بشرط واحد.

Kabul ediyorum, ama sadece tek bir şartla.

إنهُ ظريف, ولكن غبي.

O sevimli ama aptal.

إنهُ غبي, ولكن ظريف.

Aptal ama tatlı.

ولكن لما كانت كلها؟"

ama tüm bunlar ne içindi?''

ولكن الأسوأ أن الطبيب أجلسني

Fakat daha kötüsü, doktorum beni oturttu

ولكن لا يبقون معنا كثيرًا

Burada uzun süre kalmayacaklar

ولكن سأريكم كيف حدث هذا

ama sanırım bunun nasıl olduğunu ve bir sanat tarzının

ولكن في مجتمعي كان شرير.

ama arka bahçemizde kötü adamdı.

ولكن في بحثي , تبين بوضوح

Ancak benim araştırmamda, topladığımız en önemli,

ولكن تعلم التزلج , أصعب بكثير.

ancak snowboard öğrenmek daha zor.

ولكن الواقع أصعب وأكثر تعقيداً.

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

ولكن بعض الرجال يفكرون كالتالي

Bazı erkekler de şöyle düşünüyorlar,