Examples of using "نجد" in a sentence and their turkish translations:
Hoşumuza giden bir çeşit bulduğumuzda
küresel güzellik standardının hızla
Şimdi panzehri bulmamız gerek.
görüyoruz ki meğerse,
tuhaf olan şu, meğerse görüyoruz ki
anlam katabileceğimizi hatırlatıyor,
Hollanda'da bakım ve refakate ihtiyaç duyan insanları
Bunlardan dinozorların büyük bir çoğunluğunda bulunuyor.
zor şeylerde güzellik bul ve yarat.
Başka şeyler, başka yollar bulmalıyız.
Tamam, başka bir yol bulup bulamayacağımıza bir bakalım.
Sığınak yapmanın başka bir yolunu bulmamız gerek.
İçeri girip ne bulduğumuza bakalım.
Pazar ve devlet arasında kendimizi ezilmiş hissettiğimiz zaman
Bazen devasa kümeler hâlinde salplar buluyoruz.
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Dana'yı geceden önce bulacak gibi görünmüyoruz.
Sizce bu mahlukların daha fazlasını nerede buluruz?
Hepsinin cevabıını Google'da bulabiliyrouz.
İyi koltuklar edinebilmemiz için tiyatroya erken gidelim.
ve kadınlarla erkekler arasında kesinlikle hiçbir farklılık bulamadık,
Başka yol bulmak zorundayız.
Yapmak istediğimiz şey gölgelik bir yer bulup onları güneşten saklamak.
Ya da bu halatı kullanarak bağlayacak bir şey bulup onunla aşağı inebiliriz.
112 yıl geçti ve biz hala bu sorulara bir cevap bulamadık