Translation of "الطقس" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "الطقس" in a sentence and their turkish translations:

‫الطقس حار!‬

Sıcak!

الطقس مشمس.

Hava güneşli.

كيف حال الطقس؟

- Hava nasıl?
- Hava durumu nasıl?

حرارة الطقس تتزايد.

Hava gittikçe ısınıyor.

‫ينبئ الطقس بهطول المطر.‬

Ufukta, yağmur yağacağına dair belirtiler var.

مع غرابة عالمية الطقس،

Havanın küresel olarak garipleşmesiyle

الطقس اليوم شديد الحرارة.

Bugün hava çok sıcak.

الطقس ليلاً يكون بارداً

Gece soğuk.

كم أكره هذا الطقس!

Bu havadan nefret ediyorum.

يظهر أن الطقس يتحسن.

Hava durumu iyileşiyor gibi görünüyor.

‫الطقس شديد التقلب‬ ‫في الجبال.‬

Dağlardaki hava çok değişken olur.

كان الطقس جيدا حتى اليوم.

Hava bugüne kadar iyiydi.

‫بتبدل الطقس الغريب على مستوى عالمي،‬

Dünya'daki iklim şartları gittikçe daha düzensiz bir hâl aldıkça

‫يا للعجب، الطقس ألطف كثيراً هنا.‬

Vay canına, burası çok daha serin.

‫الطقس حار وأريد أن أعوض السوائل.‬

Çok sıcak ve ben susadım.

تحدّث فاضل و دانية عن الطقس.

Fadıl ve Dania hava durumu hakkında konuştular.

‫الطقس حار هنا وأريد أن أعوض السوائل.‬

Çok sıcak ve ben susadım.

وتستخدم البيانات من الأقمار الصناعية في توقعات الطقس.

ve hava tahminlerinde uydulardan veri kullanıyor.

- الطقس اليوم شديد الحرارة.
- الجو اليوم شديد الحرارة.

Bugün hava çok sıcak.

كان الطقس باردًا هنا طوال شهر آذار- مارس.

- Marta kadar burada soğuktu.
- Mart boyunca hava soğuktu burada.

‫مهمتنا هي النجاة‬ ‫من هذا الطقس البشع حتى الصباح،‬

Görevimiz bu acımasız iklime karşı sabaha kadar hayatta kalmak

"الطقس بارد في الخارج. أين هذا الاحتباس الحراري الآن؟"

"Dışarısı soğuk. Küresel ısınma hani nerede?"

‫الطقس حار هنا وأشعر بالعطش.‬ ‫نحتاج للعثور على مياه.‬

Burası çok sıcak ve ben susadım. Su bulmamız gerekiyor.

الطقس العام للبلاد ذلك باستخدام الامطار الصناعية التي قلبت

yaşam dengesini bozan yapay yağmurlar kullanarak ülkenin genel havasını

الفيلة المعتادة على الطقس غزير الامطار اما الزرافات التي

üremesine uygun değil. Şiddetli yağmurlar

‫يجب أن تكون الظروف مواتية.‬ ‫لدينا تحسن طفيف في الطقس.‬

Koşullar doğru olmalı. Hava durumu şu anda biraz sakin.

مع اقتراب الطقس البارد، بدأ وقت الجنرال القرطاجي في النفاذ...

Yaklaşan soğuk hava ile birlikte Kartacalı generalin zamanı tükeniyor.

الطقس في انجلترا أكثر اعتدالاَ مما هو عليه في اسكوتلاندا.

İngiltere'nin iklimi İskoçya'nınkinden daha yumuşaktır.

‫ولكن عليك أن تتجنب هذه الجبال.‬ ‫لأن الطقس سيكون أسوأ هناك.‬

Ama o dağlardan uzak durmak gerekir. Orası havanın en kötü olduğu yer olacaktır.

‫بحيث تسبق أكثر أوقات اليوم حراً.‬ ‫الطقس أصبح بالفعل أكثر حراً،‬

böylece günün en sıcak saatlerinden kaçınabilirsiniz. Hava şimdiden ısınıyor

ومما يزيد الطين بلة، هو انقلاب الطقس مع حلول فصل الشتاء

Bu da yetmezmiş gibi , mevsim yakında değişecekti ve kış erken gelmişti.

ففي المنطقة التي يعم فيها الطقس الحار نجحت الامارات بان تسقط

havanın hakim olduğu bölgede BAE yağan yağmurda başarılı oldu

‫الطقس أصبح بالفعل أكثر حراً،‬ ‫ولن نتمكن من النجاة هنا لفترة طويلة.‬

Hava şimdiden ısınıyor ve burada çok uzun süre hayatta kalamayız.

- إنه ساخن جداً.
- إنها ساخنة جداً.
- الجو حار جداً.
- إن الطقس حار للغاية.
- إنها حارة جداً

- O çok sıcak.
- Çok sıcak.