Translation of "وجه" in Turkish

0.043 sec.

Examples of using "وجه" in a sentence and their turkish translations:

ابيضّ وجه ليلى.

- Leyla beyaza döndü.
- Leyla beyazlaştı.

- هل رأيت وجه الرامي؟
- هل رأيت وجه مطلق النار؟

Avcının yüzünü gördün mü?

سنتان على وجه الدقة...

tam tamına iki yıl --

لا يوجد وجه مقارنة.

Aslında bir karşılaştırma yapmak yersiz.

أنظر إلى وجه توم.

Tom'un yüzüne bak.

ثم، حصلت على وجه مبتسم.

Bir de, bir gülen yüzüm var.

--لوم الآخرين على وجه الخصوص--

--özellikle diğer insanları--

نبح الكلب في وجه الغريب.

Köpek yabancıya havladı.

لا يمكنني نسيان وجه تانينّا.

Taninna'nın yüzünü unutamam.

لقد بدأت بنسيان وجه جدّتي.

Şimdiden büyükannemin yüzünü unutuyorum.

الابتسامة لا تفارق وجه توم.

Tom'un yüzünden tebessüm eksik olmaz.

الابتسامة لا تفارق وجه ماري.

Meryem'in yüzünden tebessüm eksik olmaz.

والفئران، على وجه أخص في مختبري.

Benim laboratuvarımda, spesifik olarak farelerle.

كان وجه توم مثيرا جدّا للشّفقة.

Tom'un yüzü acıma doluydu.

لكن هذا ما فعلته على وجه التحديد.

Ancak yaptığı şey tam da bu.

أشرق وجه الطفل حين رأى بابا نويل.

Noel babayı gördüğünde çocuğun yüzü parladı.

لم أكن أريد أن أرى وجه توم.

Tom'un yüzünü görmek istemedim.

لذا إذا بدأنا ببناء لُغز على وجه مبتسم

Öyleyse gülümseyen bir yüzün yapbozunu yapmaya başlarsak

‫علينا استدعاء المروحية ‬ ‫وتوصيله للمستشفى على وجه السرعة.‬

Bu yüzden helikopteri çağırıp hemen hastaneye gitmeliyiz.

غيرت وجه البلاد من البساطة الى التنمية والتطور.

ülkenin çehresini basitlikten kalkınmaya değiştirdi.

- علا وجه نانسي التعب.
- بدا التعب على نانسي.

Nancy çok yorgun görünüyor.

- بدا على نانسي التعب.
- علا وجه نانسي التعب.

Nancy yorgun gözüküyor.

على وجه خاص، الكيفية التي تظهر أدمغتنا بها المشاعر.

Özellikle de beynimizin duyguları nasıl oluşturduğunu anlamaya.

مع طرد العدو، وجه حنبعل ورجاله انتباههم نحو القرية

Düşmanın sürülmesiyle , Hannibal ve adamları dikkatlerini köye doğru çevirdiler.

ومع مرور الزمن، لن ينجح الانتقام والعنف في وجه المتطرفين.

İntikam ve şiddet uzun dönemde aşırılık sorununda işe yaramaz.

لعدم انقراض الحياة على وجه الارض? الموت المضحك خلال اكثر

dair umut var mı ? Yarım yüzyıldan biraz daha uzun bir süre içinde ve özellikle seksen yıl

بالاختفاء عن وجه الارض. مثل بنجلاديش الواقعة جنوب شرق وعدد

evlerini boşaltmak ve göç etmek zorunda kalacak . Güneydoğuda yer alan ve

الآن المخاطر التي نتحدث عنها هل هناك أي وجه على Whatsapp؟

Şimdi bahsettiğimiz riskler Whatsapp ta Face de var mı yok mu buna bir bakalım

إذا لم يتم إطلاق المحرك على وجه التحديد للوقت الصحيح ، فقد

Motor tam olarak doğru süre boyunca ateşlenmezse Apollo 8

من 17 سفينة يوميا، كل محملة على وجه السرعة الغذاء والإمدادات.

Günde 17 gemi, hepsi acilen ihtiyaç duyulmaktadır yiyecek ve malzemeler.

ختفاء تماماً عن وجه الارض. اذ انها تقع بين دولتي مدغشقر

. Afrika'nın doğu kıyısındaki Madagaskar ve Mozambik ülkeleri arasında yer

يعتقد بوش بأنه مرسل من الله ليقيم العدالة على وجه الأرض.

Bush yeryüzünde adaleti tesis etmek Allah tarafından gönderildiğini düşünüyor.

‫أكبر تمساح على وجه الكرة الأرضية‬ ‫يتعارك مع أسرع قرش في التاريخ،‬

Dünyanın en büyük timsahı en hızlı köpek balığıyla çarpışacak.

نادراً جداً ما يمكن إثبات أو التنبؤ بشيء ما على وجه اليقين

Bir şeyi kesin olarak kanıtlamak veya öngörmek çok nadiren mümkün

1813 ، على الرغم من توتر علاقاته مع الإمبراطور ، والمارشال برتيير على وجه الخصوص

ve İmparator ve özellikle Mareşal Berthier ile ilişkileri giderek gerginleşmesine

معتمدا بشكل كبير على البيزنطيين ولكن على وجه الخصوص على سلاح الفرسان الثقيل للصرب

O bu sefer zamanı Bizansa, özellikle

لم يتم تحديد كيفية بدء الحريق على وجه التحديد: ولكن على الأرجح كان شرارة من الأسلاك التالفة

Yangının nasıl başladığı kesin olarak belirlenemedi: ama büyük olasılıkla

‫في البداية، فإن نزول المياه أمر صعب.‬ ‫إنه أحد أكثر الأماكن خطرًا ورعبًا للسباحة‬ ‫على وجه الأرض.‬

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.