Examples of using "اقتراب" in a sentence and their turkish translations:
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Yaklaşan soğuk hava ile birlikte Kartacalı generalin zamanı tükeniyor.
İki tarafında uzak menzilli birlikleri hattın boşluklarından geri çekiliyor, piyade hatları birbirine yaklaşırken.
...düşmanın yaklaştığını kaçırmaları işten bile değil. Bu, dişi aslan için en iyi fırsat olabilir.
1809'da Avusturya ile baş gösteren savaşla birlikte, Davout Regensburg'daki Üçüncü Kolordu'ya yeniden katıldı.