Examples of using "بكثير" in a sentence and their turkish translations:
Çok daha serin olsa da...
"Bu çok daha iyi!"
ve buna benzer daha bir sürü haberler vardı
diğer şeyler daha önemlidir,
O, ondan çok daha ağırdır.
Bence o şimdi çok daha iyi.
ancak snowboard öğrenmek daha zor.
Burası çok daha serin.
Ya çok daha iyi olmaz mı?
Olay çok daha fazlası
Ondan çok daha iyi yüzebilirsin.
O kadın benden çok daha yaşlı.
Merkatör'den çok daha iyi.
ve bu hayatımı daha iyi bir hâle getirdi.
Bugün Leyla'nın hayatı çok daha iyidir.
kızlarınız ve kız torunlarınız için çok daha adil bir dünya yaratıyor olacaksınız.
Tarih bize bunun sandığımızdan çok daha zor olduğunu gösterdi.
ve bu ilaçlar için iyi olurdu. İçerisi çok serin.
O, benden çok daha büyük.
Erkeklere göre çok daha büyükler,
Ama aynı zamanda çok daha geniş uygulamaları var.
yani aslında ulaşım çok daha yavaş olmuş olsaydı
Benden binlerce kat daha uyanık ve zekiydi.
Ne olduğun neye sahip olduğundan daha önemlidir.
O bugün çok daha iyi hissediyor.
Fakat daha büyük nesneler Dünya ile çarpıştı.
Ufukları açıldı, daha çok okumaya başladılar.
- Tom Mary'den çok fazla yaşlı değildi.
- Tom, Mary'den çok daha yaşlı değildi.
Kızlara çok daha büyük bir kötülüğü, onları
Sadece şirketler sistemle oynamada çok daha iyi hâle geldiler.
en basit işler bile giderek daha zor gelmeye başladı.
Ama çoğu için alternatif daha kötü.
Matarayı kullanmak çok daha iyi bir yol olurdu.
ifade edemememi hatırladım.
Gece görüşü kapibaranınkinden çok daha iyidir.
Karanlıktaysa... ...çok, çok daha iyi görürler.
Gecenin sıra dışı zorluklar ve benzersiz fırsatlarla dolu olduğunu...
Paradan çok daha büyük manevi değerleri vardır
Ve bu atlama çok daha büyük bir eğilimin parçası.
Ah, gelgitler arttıkça çamur daha da derinleşiyor.
Nikotin tuzunun tadı daha yumuşak, kullanımı çok daha kolay
ve sonuç olarak tek başımıza o içerikten zevk almamız oldukça kolaylaştı.
O hâlde daha küçük bir cihaz kullanacağız, tıpkı bunun gibi.
bizden öncekiler çok daha fazla gidebiliyordu
sol taraf daha fazla gelişiyor
O, bugün dünden çok daha iyidir.
ama söyleyeyim göründüğümden daha yaşlıyım.
Toplum üretimden ve tüketimden soyutlanamaz.
Hatta belki de okyanusun kalan kısmındaki tüm canlıların toplamından daha fazla.
çok daha fazla şey öğreniyor bence. POLİS
Tabii ki Eyfel Kulesi'nin uzunluğunda mutabık kalmak;
Bu herhangi bir içerik üreticisinin yatırdığından çok daha fazla değil mi?
Tekrar inşa etmek ise çok daha zordur. Hayatında pişman olduğun bir şey var mı?
kötü bir ruh sağlığına sahip olma riskimiz çok daha yüksek olur.
iki yüz altmış beş kat daha yüksek olduğu için küresel ısınma üzerindeki etkileri
ya da bisiklet sürenlerden kapma riskinin sandığımdan daha düşük olduğunu fark ettim.
ve bu sayede çok daha hızlı okuduğum için daha fazla kitap okumaya başladım.
Bu mağarada kamp yapabiliriz ve bu ilaçlar için de iyi olur. İçerisi çok daha serin.
Aksine devlete götürseler aslında çok daha büyük paralar alacaklardı
Ancak uzmanlar çok daha düşük, sadece 3 milyon insanın katılımını ortaya koyuyor
Cümleler bize çok şey öğretebilirler ve kelimelerden çok daha fazlasını.
Ancak, 31 yaşındaki Saladin Adid’in pazarlık ettiği şeyden daha fazlası olun.
O benden çok daha uzun.