Translation of "‫مع" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "‫مع" in a sentence and their turkish translations:

مع المواطنين العاديين، مع عمال الحقول،

tıpkı bir girişimciye, entelektüele,

- أكنت مع أحد؟
- أكنت مع أحدهم؟

- Biriyle birlikte miydin?
- Biriyle miydin?

- هي مع جمال.
- إنها مع جمال.

O Jamal'la birlikte.

‫مع الظلام...‬

Karanlık...

‫مع صغيريه.‬

İki yavrusu var.

مع النقابات،

ve sendikalar

مع أبي.

izleyerek büyüdüm.

مع السلامة.

Sana güle güle.

مع السلامة!

Hoşça kalın.

لكن حتى مع تغيّر طريقة تفاعلنا مع القصص،

Ama hikâyelerle olan meşguliyetimiz değişse bile

تعاملهم مع الموسيقى.

müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.

مع الزواج والإنجاب.

katı kurallar geliştirdik.

رقيق مع النساء،

Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı

مع طفلي الصغير

minik bir bebeğim

نغني مع بعضنا.

Birlikte şarkılar söyledik,

وليس مع كراهية.

davranmamız gerekiyor.

ونسلكه مع الآخرين.

hem de başkalarına yapıyoruz.

مع مضاعفات أقل.

daha fazla ameliyat gerçekleştirdiler.

بالطبع مع المبالغة

tabi biraz abartarak

مع مغادرة القارات

kıtalar ayrılırken

مع الطيور والحشرات

Kuşlar, böcekler

خرجت مع أصدقائها.

O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.

جئت مع أصدقائي.

Arkadaşlarımla geldim.

أعمل مع إسبانيّ.

Bir İspanyol ile çalışıyorum.

خرجت مع أصدقائي.

Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.

أتحدّثت مع توم؟

Tom'la konuştun mu?

الأكاذيب التي بدأت مع صديق في الماضي ، بدأت مع

geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

- سافر سامي مع كلبه.
- كان سامي يسافر مع كلبه.

Sami köpeği ile yolculuk ediyordu.

- كان سامي يتكلّم مع ليلى.
- كان سامي يتحدّث مع ليلى.

Sami, Leyla ile konuşuyordu.

- جمال عند موعد مع عميد الجامعة.
- جمال عنده موعد مع عميد الكلّيّة.
- لدى جمال موعد مع عميد الجامعة.
- لدى جمال موعد مع عميد الكلّيّة.

Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.

ألغيت خططًا مع أصدقائي

Arkadaşlarımla planımı iptal ettim.

مع ذلك، أنا أستخدمها

Yine de yapıyorum

عطلة قادمة مع العائلة .

veya ailenizle çıkacağınız bir tatil olabilir.

لكن أيضاً مع لاوعينا.

bilinçaltımızla da inşa ediyoruz.

أخرجها كلها مع نفسك،

Hepsini nefesinizle dışarı atıyorsunuz,

كلنا يتحدث مع نفسه.

Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşması var.

لأسبح مع الحيتان الحُدب.

kambur balinalarla yüzmek için gittim.

مثلما تحدثت مع بيلي.

bir sohbet yapabilseydim.

حاليا تعيش مع أمها.

Şimdi annesi ile yaşıyor.

بعد الورش مع الأطفال،

Atölyelerimden sonra,

مع نهاية عام 2012،

2012 yılı sonunda

مع ذلك، للبعض الآخر،

Yine de bazı insanlara göre

مع ملاءة ألقيت فوقها،

ve ortasından iple bağlanmış bir

مع الأسف كمخدر خطير

Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,

مع تصاعد القومية الشعبوية،

Ama ben iyi bir vatandaş olmama rağmen

لذلك وحتّى مع عيوبه،

Mükemmel olmasa bile

حتى مع أشد الخصوم.

hatta en zorlu rakiplerimle bile.

رحلتي مع هذه المهمة

Benim bu gereksinime olan yolculuğum

مع مفتاح لتفريغها فوراً.

Boşaltmak için de bir düğmesi oldu mu tamamdır.

كنت سجيناً مع "بيبي"،

Pepe ile ben hapisteyken

مع غرابة عالمية الطقس،

Havanın küresel olarak garipleşmesiyle

جمعت مع المنظمة الإرهابية

terör örgütü ile yan yana getirildi

مع المرسوم بقانون 664

664 sayılı kanun hükmünde kararname ile

مع تسارع النقل مؤخرا

yakın tarihte ulaşımın hızlanmasıyla

Ekrem Imamoglu مع twet

Ekrem İmamoğlu attığı bir twetle

مع هذه التكنولوجيا الجميلة

böyle güzel bir teknoloji varken

مع فتح الموضوع الجاهز

hazır konusu açılmışken

قلت الأرقام مع الأقواس

rakamları küsüratlı söyledim

لقاءات مع زوجات ولقاءات

Eşleriyle birlikte gezmelere toplantılara

فقط مع حلول الظلام.

ancak karanlık çöktüğünde

تشاء ، مع عنصر المفاجأة.

sürpriz unsuru ile vurma yeteneği verdi .

مع القوانين الجيدة والعادات.

iyi yasalar ve gümrüklerle.

كونوا أصدقاء مع الواقع.

gerçeklikle arkadaş olun.

تتزامن مع إحساسي العميق

en derin sezgilerimle bunu harmanlayınca

وتعانق مع الأغصان والفروع

Ağaçları sarmalaması

مع الشمبانزي والبابون والقرود

Şempanzeler, babunlar ve maymunlar

هل ستذهب مع توم؟

Tom'la gidecek misin?

مع من تريد التحدث؟

Kimle konuşmak istiyorsun?

هي لطيفة مع الجميع.

O, herkese karşı cana yakındır.

أنا العب مع أصحابي.

Arkadaşlarımla oynuyorum.

أنا تحدثت مع توم.

Tom'la konuşmak zorundayım.

أنا موافق مع اقتراحه.

Onun önerisini kabul ediyorum.

علي التكلم مع أحد.

- Birisiyle konuşmak zorundayım.
- Birisiyle konuşmam gerekiyor.

تأقلموا مع التغيير بسرعة.

Değişimler çabuk adapte oldular.

هل تعيش مع والدَيك؟

Ailenle birlikte mi yaşıyorsun?

كن مؤدباً مع والديك.

Ebeveynlerinize karşı nazik olun.

"بوبا واتسون مع سائق."

"Bubba Watson şoförlü."

مع من كنت تتكلم؟

Kiminle konuşuyordun?

تشاجرت ماري مع حبيبها .

Mary erkek arkadaşı ile biraz tartıştı.

هل انت مع توم؟

Tom'la birlikte misin?

أود التحدث مع المدير.

Müdürle konuşmak istiyorum.

- مع السلامة.
- إلى اللقاء

- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!

مع السلامة يا سايوكو

Güle güle Sayoko!

تحقق الشرطة مع توم

Polis Tom'u araştırıyor.

لدينا موعد مع المزيّن.

Dekoratörle bir randevumuz var.

ربّما تشاجرت مع فاضل.

Belki de Fadıl'la kavga etmişti.

تعاون فاضل مع الشرطة.

Fadıl, polisle işbirliği yaptı.

بقى فاضل مع زوجته.

Fadıl karısıyla kaldı.

فرّت ليلى مع سامي.

Leyla, Sami ile kaçtı.

لقد تحدّثت مع مدرّسيك.

Öğretmenlerinle konuştum.

توم أتى مع ماري

Tom, Mary ile geldi.

خصوصاً مع اطلاق عدة مشاريع مع اقاربها كان ابرزها شركة التي

ekonomik ve politik olarak daha çok kendini pazarlamak için

- لقد تعاملت مع توم سابقا.
- لقد تعاملت مع توم من قبل.

Tom ile daha önce iş yaptım.

- ذهب براين مع كيت إلى المدرسة.
- ذهب براين إلى المدرسة مع كيت.
- براين ذهب إلى المدرسة مع كيت.

Brian Kate ile okula gitti.

- أنا أتتطلع لقضاء وقت مع أُسرتي.
- أنا أتتطلع لقضاء وقت مع عائلتي.

Ailemle birlikte zaman geçirmeyi iple çekiyorum.

هم ليسوا لطفاء مع أنفسهم.

Kendilerine nazik davranmazlar.

وهذا الذي حصل مع جين.

ve Jane'de olan şey de buydu.

أو مع شريكك أو زوجك

veya sevgilinle ya da eşinle yapmıştın.

وينتشر مع الوقت ولاعلاج له

Zamanla da ilerliyor ve tedavimiz yok.