Examples of using "مع" in a sentence and their turkish translations:
tıpkı bir girişimciye, entelektüele,
- Biriyle birlikte miydin?
- Biriyle miydin?
O Jamal'la birlikte.
Karanlık...
İki yavrusu var.
ve sendikalar
izleyerek büyüdüm.
Sana güle güle.
Hoşça kalın.
Ama hikâyelerle olan meşguliyetimiz değişse bile
müzikle aynı şekilde maruz kalmıyor.
katı kurallar geliştirdik.
Bilirsiniz işte kadınlara karşı duyarlı
minik bir bebeğim
Birlikte şarkılar söyledik,
davranmamız gerekiyor.
hem de başkalarına yapıyoruz.
daha fazla ameliyat gerçekleştirdiler.
tabi biraz abartarak
kıtalar ayrılırken
Kuşlar, böcekler
O, arkadaşları ile birlikte ayrıldı.
Arkadaşlarımla geldim.
Bir İspanyol ile çalışıyorum.
Ben arkadaşlarımla dışarı çıktım.
Tom'la konuştun mu?
geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar
Sami köpeği ile yolculuk ediyordu.
Sami, Leyla ile konuşuyordu.
Jamal'in üniversite müdürüyle randevusu var.
Arkadaşlarımla planımı iptal ettim.
Yine de yapıyorum
veya ailenizle çıkacağınız bir tatil olabilir.
bilinçaltımızla da inşa ediyoruz.
Hepsini nefesinizle dışarı atıyorsunuz,
Hepimizin kafasında dönen bir iç-konuşması var.
kambur balinalarla yüzmek için gittim.
bir sohbet yapabilseydim.
Şimdi annesi ile yaşıyor.
Atölyelerimden sonra,
2012 yılı sonunda
Yine de bazı insanlara göre
ve ortasından iple bağlanmış bir
Ne yazık ki tıpkı tehlikeli bir uyku ilacı gibi,
Ama ben iyi bir vatandaş olmama rağmen
Mükemmel olmasa bile
hatta en zorlu rakiplerimle bile.
Benim bu gereksinime olan yolculuğum
Boşaltmak için de bir düğmesi oldu mu tamamdır.
Pepe ile ben hapisteyken
Havanın küresel olarak garipleşmesiyle
terör örgütü ile yan yana getirildi
664 sayılı kanun hükmünde kararname ile
yakın tarihte ulaşımın hızlanmasıyla
Ekrem İmamoğlu attığı bir twetle
böyle güzel bir teknoloji varken
hazır konusu açılmışken
rakamları küsüratlı söyledim
Eşleriyle birlikte gezmelere toplantılara
ancak karanlık çöktüğünde
sürpriz unsuru ile vurma yeteneği verdi .
iyi yasalar ve gümrüklerle.
gerçeklikle arkadaş olun.
en derin sezgilerimle bunu harmanlayınca
Ağaçları sarmalaması
Şempanzeler, babunlar ve maymunlar
Tom'la gidecek misin?
Kimle konuşmak istiyorsun?
O, herkese karşı cana yakındır.
Arkadaşlarımla oynuyorum.
Tom'la konuşmak zorundayım.
Onun önerisini kabul ediyorum.
- Birisiyle konuşmak zorundayım.
- Birisiyle konuşmam gerekiyor.
Değişimler çabuk adapte oldular.
Ailenle birlikte mi yaşıyorsun?
Ebeveynlerinize karşı nazik olun.
"Bubba Watson şoförlü."
Kiminle konuşuyordun?
Mary erkek arkadaşı ile biraz tartıştı.
Tom'la birlikte misin?
Müdürle konuşmak istiyorum.
- Hoşça kalın.
- Hoşça kal.
- Güle güle.
- Allah'a ısmarladık!
- Allah'a emanet ol!
Güle güle Sayoko!
Polis Tom'u araştırıyor.
Dekoratörle bir randevumuz var.
Belki de Fadıl'la kavga etmişti.
Fadıl, polisle işbirliği yaptı.
Fadıl karısıyla kaldı.
Leyla, Sami ile kaçtı.
Öğretmenlerinle konuştum.
Tom, Mary ile geldi.
ekonomik ve politik olarak daha çok kendini pazarlamak için
Tom ile daha önce iş yaptım.
Brian Kate ile okula gitti.
Ailemle birlikte zaman geçirmeyi iple çekiyorum.
Kendilerine nazik davranmazlar.
ve Jane'de olan şey de buydu.
veya sevgilinle ya da eşinle yapmıştın.
Zamanla da ilerliyor ve tedavimiz yok.