Translation of "ألا" in Turkish

0.013 sec.

Examples of using "ألا" in a sentence and their turkish translations:

- عليك ألا تذهب.
- يُفضّل ألا تذهب.

Gitmemelisin.

ألا تتذكره؟

Onu hatırlamıyor musun?

- أين عيناك حين تحتاجهما؟
- ألا تبصر؟
- ألا ترى؟

Gözlerin nerede?

- ألا يمكنك تحدث الإنجليزية؟
- ألا يمكنك تكلم الإنجليزية؟

İngilizce konuşamıyor musun?

ألا يخيفكم هذا؟

Bu sizin canınızı sıkmıyor mu?

ألا يجب كسرها؟

kopması gerekmez miydi?

ألا تشعر بالبرد؟

Üşümüyor musun?

ألا تتغير أبداً؟

Asla değişmezsin, değil mi?

ألا تثق بتوم؟

Tom'a güveniyor musun?

ألا تلعب التنس؟

Tenis oynamaz mısın?

ألا تتذكر إسمي؟

İsmimi hatırlamıyor musun?

ألا يزعجك ذلك؟

O seni rahatsız etmiyor mu?

ألا تتعرق أبدا؟

Hiç terlemiyor musun?

قررت ألا نذهب.

Gitmeyeceğimize karar verdim.

ألا وهي البيانات والمعرفة...

veri ve enformasyon --

ألا يجب أن تتحطم؟

çakılması gerekmez mi?

ألا يوجد أشخاص حولك؟

Sizin de çevrenizde şöyle insanlar yok mu?

آمل ألا تنشب الحرب.

Umarım savaş patlak vermez.

يستحسن ألا تنتظر هنا.

Burada beklemesen iyi olur.

ألا تزال السمكة حية؟

Balık hâlâ canlı mı?

ألا تستطيع الشعور به ؟

Onu hissedemiyor musun?

ألا تبالي إن دخنت؟

- Sigara içmem seni rahatsız eder mi?
- Sigara içmem sizi rahatsız eder mi?

أفضل ألا أخرج اليوم.

Bugün dışarı çıkmayı tercih etmiyorum.

ألا تبعد يدك عني؟

Elini benden çeker misin?

حاول ألا ينظر إليها.

O ona bakmamaya çalıştı.

حاولت ألا تنظر إليه.

Ona bakmamaya çalıştı.

ألا تريد إيقاف توم؟

Tom'u durdurmak istemiyor musun?

ألا تريد مشاهدة التلفاز؟

Televizyon seyretmek istemiyor musun?

- يجب على الشرطة ألا تقبل الرشوة.
- على الشرطة ألا تقبل الرشاوي.

Polisler rüşvet almamalı.

ألا ترى الألم الذي آلمك؟

Nedir seni yaralayan acı

ألا يبدو الزوم قليلا هكذا؟

Zoom da biraz buna benzemiyor mu?

ألا يفعل هذا الصديق لنا؟

işte o arkadaşımız bize şunu yapmıyor mu?

من الأفضل لك ألا تذهب.

Gitmesen iyi olur.

ألا يمكنك البقاء أطول قليلاً؟

Biraz daha kalamaz mısın?

عليك ألا تذهب إلى هناك.

Oraya gitmemelisin.

ألا تستطيع مساعدتي بأي شيء؟

Bana yardım etmek için bir şey yapamaz mısın?

فلندعوا. ألا يحدث شيء لماري

Dua edelim; Mary'ye bir şey olmasın.

ألا يمكن صياغتها بطَريقة أخرى؟

O başka bir şekilde ifade edilebilir mi?

يجب ألا تتحدث بصوت عالٍ.

Yüksek sesle konuşmamalısın.

طلبت منا ألا نصدر صوتاً.

Hiç ses çıkarmamamızı istedi.

آمل ألا يحدث هذا ثانيةً.

Bunun tekrar olmayacağını umuyorum.

طلبت منه ألا يقود بسرعة.

Ona çok hızlı sürmemesini rica ettim.

ألا تمانع أن أفتح النافذة؟

- Pencereyi açmamın bir sakıncası var mı?
- Pencereyi açabilir miyim?

ألا تزال تلك العيادة موجودة؟

O klinik hâlâ duruyor mu?

- أخبرني ألّا أقود بسرعة عالية.
- قال لي ألا أقود بسرعة.
- نبهني ألا أقود بسرعة.
- نصحني ألا أقود بسرعة.
- نهاني عن القيادة بسرعة.

O, bana çok hızlı sürmememi söyledi.

أود ألا نقلل من دورنا كنساء.

Kadınlar olarak kendi rolümüzü de düşünmemizi istiyorum.

‫أخشى ألا تظل مشتعلة طويلاً.‬ ‫كلا.‬

Bunda ne kadar ışık kaldığı konusunda endişeliyim. Hayır, olamaz.

لكنّ الفكرة هي ألا نتوقّع منهم

Ama burada fikir,

ألا توجد قناة محايدة في الدولة

yok mu memlekette tarafsız olan bir kanal

ألا توجد فجوة كبيرة في الثانية؟

Bir saniye arada büyük bir uçurum yok mu?

ألا ترغب بمشاهدة فتح اسطنبول مباشرة؟

İstanbul'un fethini canlı canlı izlemek istemez misiniz?

"ماذا حدث؟" ألا تريد أن ترى؟

"Neler olmuş acaba?" diye görmek istemez misiniz?

يجب ألا تعتمد على الآخرين للمساعدة.

Yardım için başkalarına bağımlı olmamalısınız.

من الأفضل ألا تذهب إلى هناك.

Oraya gitmesen iyi olur.

ألا تريد كأسا آخر من الجعة؟

Bir bardak daha bira istemez misiniz?

ألا يمكنك أن تأجلها إلى الغد؟

Onu yarına kadar erteleyemez misin?

ألا تكره هذا النوع من الأفلام؟

Sadece bu tür filmden nefret etmiyor musun?

من الأفضل ألا تخبرا أباكما بالحادث.

Babana kazadan bahsetmesen iyi olur.

حاول توم ألا ينظر إلى ماري.

Tom Mary'ye bakmamaya çalıştı.

آمل ألا ترتكب نفس خطأ توم.

Umarım Tom gibi aynı hatayı yapmayacaksın.

ألا تذكر ما حدث السنة الماضية؟

Geçen yıl ne olduğunu hatırla.

ألا يفترضُ بك أن تستعد للمدرسة؟

Okul için hazır olman gerekmiyor mu?

ألا يفترض بك أن تستعد للعمل؟

İş için hazır olman gerekmiyor mu?

ألا يوجد ما تريد قوله لي؟

Bana söylemek istediğin bir şey yok mu?

ألا تحس بالملل عندما تكون وحيداً؟

- Yalnız olduğun zaman sıkılmadın mı?
- Yalnız olduğunda sıkılmaz mısın?

ألا يوجد قطعة أرضٍ هنا للبيع؟

Burada satılık bir arazi var mı?

سأبذل جهدي ألا أزعجك وأنت تدرس.

Sen ders çalışıyorken seni rahatsız etmemeye çalışacağım.

ألا تعتقدين بأنه حان الوقت للاستغناء عنه؟"

sence de bundan vazgeçmenin zamanı gelmedi mi?"

‫رائع! ها هي!‬ ‫تيقن من ألا تخنقها.‬

İşte! Bakın, işte oldu! Alevi boğmamaya çalışın.

‫ولكن ما يهم‬ ‫هو ألا نستسلم قط.‬

Ama önemli olan, asla pes etmememiz.

‫عمل جيد.‬ ‫المهم هو ألا نستسلم قط.‬

İyi işti. Asla pes etmiyoruz.

ألا تضع حفرة كرات في غرفة الاستراحة،

mola odasına top çukuru koyma

ألا يوجد حدث مماثل عند شرب الراقي؟

Rakı içerken de buna benzer bir olay yapılmıyor mu sanki

ألا يمكن لهذا النمل أن يأكل النملة؟

bu karınca yiyen o zaman karıncayı yiyemiyor mu?

ألا يوجد تناقض بسيط مع الشعار هنا؟

Burada slogan ile birazcık çelişme yok mu sanki?

لم تخبرني بعد لماذا قررت ألا تذهب.

Niçin gitmemeye karar verdiğinizi hâlâ bana söylemediniz.

قبل كل شيء، يجب ألا نكون أنانيين.

Her şeyden önce, bencil olmamalıyız.

أظن أن من الأفضل ألا تكون وقِحًا.

Sanırım kaba olmamak en iyisi.

آمُل ألا أضطر إلى استخدام هذا المسدس.

Umarım bu tabancayı kullanmak zorunda değilim.

من الأفضل ألا تقوم بأي شيء اليوم.

Bugün bir şey yapmasan iyi olur.

غايتي هي ألا تفعل ما تندم عليه.

Sadece üzüleceğin bir şey yapmanı istemiyorum.

قالت لهم المدرسة ألا يسبحوا في النهر.

Öğretmen onlara nehirde yüzmemelerini söyledi.

أن تأتي متأخرًا خيرٌ من ألا تأتي.

- Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Geç olsun da güç olmasın.

علينا ألا ننسى إرسال هذه الرسالة غدا.

Yarın bu mektubu postalamayı unutmamalıyız.

يمكننا أن تخترع، لكن لا يمكننا ألا نخترع.

İcat edebiliyoruz ama geri bozamıyoruz.

‫أرجو ألا تكون قد نسيت‬ ‫أن القرار قرارك.‬

Umarım bunun sizin seçiminiz olduğunu unutmamışsınızdır.

ألا يمكن أن تكون أبنية بدوية قابلة للطي،

Bu yapılar taşınılabilir ya da şişirilebilir olamaz mı?

ر.ه:أجل،ومجددًا،نحن نحاول ألا نفكرفي الأمركونه كالإدمان،

RH: Evet, tekrar diyorum biz bunu bağımlılık

‫تم الأمر بنجاح.‬ ‫لكن من الأفضل ألا يبقى.‬

Başardı. Ama orada çok oyalanmasa iyi eder.

تريد إبراهيم موتيفيريكا ألا يغادر هذا البلد أبدًا.

İbrahim Müteferrika lardan bu memleketten hiç çıkmasın istiyorsunuz siz

ألا يجب أن ينحني العالم إذا كان مستديرًا؟

dünya yuvarlak ise eğilmesi gerekmiyormuydu?

ألا يجب أن تكون هديتي في الماضي الآن؟

Benim şimdilerim şu an geçmişte öylece duruyor olması gerekmez mi?

وكونك دمث لا يعني ألا تكون فظًّا فقط.

Ve nazik olmanız kötü insan olmadığınız anlamına gelmez.

من الأفضل لك ألا تسبح إذا أكلت للتو.

Eğer henüz yemek yediysen, yüzmesen iyi olur.

ألا يجدر بك أن تتجاهل أخطاءه و تسامحه.

Onun patavatsızlıklarını görmezden gelmen ve onu affetmen gerekmez mi?

سألت صاحبة المحل: "ولكن، ألا تظنها كبيرة قليلًا؟".

Mağaza sahibi "Fakat onun biraz büyük olduğunu düşünmüyor musun?" diye sordu.