Examples of using "اسمح" in a sentence and their turkish translations:
Gitmeme izin ver.
Onun yerine gideyim.
Size Bay Tanaka'yı tanıtabilir miyim?
Tansiyonunu ölçmeme izin ver.
Size asansörün yolunu göstermeme izin verin.
Şimdi, sana bir soru sorayım.
Muhtemelen bunu nasıl yapacağını bildiğini düşünüyorsun ama bunu bir kez daha açıklayayım.