Examples of using "القيام" in a sentence and their turkish translations:
O bunu yapabilir.
Bunu yapabilirsiniz.
Çünkü böyle yaparak
bunu yaparken bile
muazzam rakamlar yapıyor
Bir şey yapılmalı.
Bunu yapabiliriz.
Bir şey yapılmak zorundaydı.
ya da TED'de konuşmak gibi.
bu yapılabilir ama...
Bir kan testi yapmak zorundayız.
Bu işi yalnız yapamam.
Pekâlâ, kaya tırmanışını seçtiniz.
Eğer bu şeyi yapacaksam,
bunu yapabilecekler.
ek işler yapmaya başlıyor
yani yön tayinlerini yaparlarken
Ev ödevini yapmayı unutma, tamam mı?
Neden bunu tek başıma yapmak zorundayım?
ne yapmamız gerek?
Önemli olan bilinçli olmaktır.
ve sadece işini yapmaya çalışan bizleri
Ödevi yapmayı unuttuğu zamanı
Yapmaya çalıştığımız şey bu.
çünkü bunu tek başımıza yapamayız.
konveksiyonel hareketler yapıyor magma içerisinde
Amacımız felaket tellallığı yapmak değil zaten
Yapmayı en sevdiğim şey buydu.
Mayuko zor iş yapmaktan kaçındı.
Tom için yapabileceğim bir şey yoktu.
Onu yapmaya gerek yoktu.
Onu şimdi yapmak zorunda değilsin.
Onun için onun işini yapmak istemiyorum.
Bunu her gün yapmaya başlayın.
Neler olup bittiğine dair bir şeyler yapmak zorundayız.
- Her şeyi tek başıma yapamam.
- Ben her şeyi kendi başıma yapamam.
Öğrenme, beyninizin gerektirdiği çalışmaları yapmakla ilgilidir.
Asla beceremem, falan filan.
Bu daha iyileşebileceğimiz bir konu.
eskiden basit olan kararlar bile
Bu işin nasıl yapıldığını düşündüğünüzde
İyi haber, bunu yapabiliriz.
Bu mümkün, insan bunu yapabilir.
Bunu iki şekilde yapabiliriz. Ya bir sopa kullanır...
İnsanlar önemli işler yapmak istiyor, esneklik istiyor,
Bunun yalnızca %0,05'i sanat için ayrılsa
ve birlikte zor olan şeyleri yapmayı da.
sağlam çıkmak için bunları mutlaka yapmalıyız
Sizin de yapmanız gereken şey bence bu
Ne iş olsa yaparım abi
işinizi iyi yapabilmenizi engeller.
Ama ona karşı yapabileceğimiz bir şey var.
Şu anda ben de öyle yapma sürecindeyim.
Bütün yapman gereken beklemek.
Buradaki birisi bunun nasıl yapılacağını biliyor mu?
yapılacak tek şey
birkaç yolla yapabilecekleri seçenek var.
'Yapabilecekleriniz, prensip olarak,
çünkü yapabildiğim çok şey var.
Sami nihayet onu yapmayı bitirdi.
Bir şeyler yapmak istedik, hiç unutmadığımız bir şeyler,
Bu numaranın gerçek amacı asıl büyük parçamız için bir şey yapmaktı.
umudu kesen ve bu nedenle de çabalama arzularını yitiren
Yani ne zaman düşünsek, olabildiğince kısa düşünmeye çalışırız
Ne yapmak istiyorsan yap ve "hayır"ı kabul etme.
"Yardım etmek için ne yapabilirseniz" demeyin.
Adalet mücadelemde yapmaya çalıştığım ilk şey
Bilimle uğraşmanın bedeli, yanıldığınızda bunu kabul etmektir
Bugün teknoloji daha fazlasını da yapabilir.
gelmeye zorlayacak tecrübeler yaratmaktı.
fakat bunu hırsla ve inatla yapmak İslami değerlere zarar verir
hile hurda soygun üç kağıt gibi şeyler oluyor mu
İşte bilinçsiz insanlarımıza da böyle yapmalıyız
Yardımın olmadan bunu yapamazdım.
Gerçekten yapmak istemediğiniz bir şeyi yapmayın.
Bence değerli olan şeye odaklanmamız gerektiği fikri,
Bence o yapmak için aptalca bir şeydi.
Yapmak istediğim bir sürü başka şeyler var.
Tom, Mary'ye bunu nasıl yapacağını göstermek istiyor.
Yapmak istesek bile buna vakit yok.
Şimdi, işte iyi haber: bununla ilgili bir şeyler yapabiliriz.
Eğer bunu yapabilirseniz, soru almaya hazırsınız.
Nelere gücünüzün yettiğini tüm dünyaya gösterin.
İşte bir siyasi partinin sosyal medya kampanyasını yaparken
ancak bir araya getirmeye çalışabiliriz.
Aklına gelen tek bir şey vardı.
Hadi, bunu yapabiliriz. Ama hepsi size bağlı.
ve siz bu süreci tekrarlarken fikriniz özüne ulaşarak iyileşir.
Ben çoğu kız ve kadının yapmayı öğrendiğini yaptım.
Bunu yapabildiğimizde bazı ilginç şeyler yapabiliriz.
çünkü ışıkla inanılmaz şeyler yapmanızı sağlıyor.
Acaba arkeolojik kazılar yapmak için neyi bekliyor olabliliriz ki?
Teorik olarak, bir uzay aracı bunu yapabilir
Artık yapmak istemediğim şeyler neler?