Translation of "بذلك" in Turkish

0.014 sec.

Examples of using "بذلك" in a sentence and their turkish translations:

- باستطاعته القيام بذلك.
- بإمكانه القيام بذلك.

O bunu yapabilir.

أعدك بذلك

Sana söz veriyorum.

ماذا تقصد بذلك؟

Bununla ne demek istiyor?

هل تشعر بذلك؟

Bunu hissediyor musunuz?

الآن، بقيامك بذلك،

Şimdi, bunu yaparken

لا تقوموا بذلك.

Bunu yapmayın.

لا تقوموا بذلك!

Bunu yapmayın!

دعونا نفكر بذلك.

Bunu bir düşünelim.

ماذا أعني بذلك؟

Bununla neyi kastediyorum?

تشعر بذلك داخلك.

Bunu hissedersiniz.

تمامًا، قمتُ بذلك.

Kesinlikle. Bunu yaptım.

لأن القيام بذلك

Çünkü böyle yaparak

سأخبرك بذلك أيضًا

onu da anlatacağım size

حتى القيام بذلك

bunu yaparken bile

كيف تقومون بذلك؟

Bunu nasıl yapabilirsiniz?

أنا سعيد بذلك

Onun hakkında mutluyum.

نحن مفتخرون بذلك.

Biz ondan gurur duyuyoruz.

متى ستقوم بذلك؟

- Onu ne zaman yapacaksın?
- Sen onu ne zaman yapacaksın?

لا أنصح بذلك.

Ben bunu tavsiye etmiyorum.

قام سامي بذلك.

Sami onu yaptı.

عندما تقوم بذلك، تذكر أنك لا تقوم بذلك لنفسك.

Bunu yaparken kendiniz için sormadığınızı hatırlayın.

جميعنا نستطيع القيام بذلك.

Bunu yapabiliriz.

الحب دائمًا جديرٌ بذلك.

Sevgi için her zaman değer.

يمكن القيام بذلك، لكن...

bu yapılabilir ama...

يقوم المعلمون بذلك طواعية

gönüllü olarak yapıyor öğretmenler bu işi

لم لا تقبل بذلك؟

- Bunu neden kabul etmiyorsun?
- Şunu kabul etsene.

انظر كيف أقوم بذلك

Onu nasıl yaptığımı izle.

لا يمكنني السماح بذلك.

Muhtemelen ona izin veremem.

إنه لم يعلم بذلك .

Onu bilmiyordu.

لا تخبر أحداً بذلك.

Bunu kimseye söyleme.

لا أرى مشكلةً بذلك.

Bununla ilgili bir sorun görmüyorum.

دعونا نفكر بذلك للحظة

Onu bir an için düşünelim.

لا أحد علم بذلك.

Onu hiç kimse bilmiyordu.

أخبرني بذلك يا جمال.

Bana ondan bahset, Jamal.

أُعجبت ليلى بذلك التّقبيل.

Leyla öpüşmekten hoşlandı.

اعترف سامي بالقيام بذلك.

- Sami bunu yaptığını kabul etti.
- Sami bunu yaptığını itiraf etti.

أُعجب سامي بذلك حقّا.

Sami onu gerçekten beğendi.

أُعجب سامي بذلك الفيديو.

Sami videoyu beğendi.

نعلم لم قمت بذلك.

Bunu neden yaptığını biliyoruz.

كن مؤمنًا بذلك وتواصل معهم.

Buna inanın ve onlara uzanın.

لأشرح لكم ما أعنيه بذلك.

Bundan ne kastediyorum açıklayayım.

أعني بذلك الذين يأتون محمولين،

İçeri zor bela taşınanları,

ولكنني لن أقوم بذلك الأمر.

ama ben öyle yapmayacağım.

‫لا تمانع إن قمت بذلك.‬

"Bulmuşken yiyeyim bari."

كم أُحب أن أقوم بذلك.

Ameliyat etmek için can atıyordum yahu!

سيكن قادرات على القيام بذلك.

bunu yapabilecekler.

د. تومكنس: حسنًا، سأشرع بذلك.

MT: Pekala, giriyorum.

عادة إذا أخبرك صديق بذلك

normalde bunu size bir arkadaşınız söylese

الآن تقوم الطائرة بذلك تلقائيًا

Artık uçak bunu otomatik yapıyor

شخصيًّا دائمًا ما أقوم بذلك.

Bunu kendime her zaman yapıyorum.

في الحقيقة، لا أرغبُ بذلك،

Aslında bunu istemiyorum bile,

سأقوم بذلك شرط أن تساندني.

Bana destek olman şartıyla onu yaparım.

كثير من الناس يقومون بذلك.

Çoğu insan bunu yapar.

إنني أقوم بذلك من أجلك.

Bunu senin için yapıyorum.

ستشعر بتحسّن غدا، أعدك بذلك.

Yarın daha iyi hissedeceksin, söz veriyorum.

كان عليك إخبار توم بذلك.

Onu Tom'a söylemen gerekiyordu.

لم علي القيام بذلك بنفسي؟

Neden bunu tek başıma yapmak zorundayım?

هل تقوم بذلك عن قصد؟

Onu kasten mi yapıyorsun?

هل قمت بذلك عن قصد؟

Sen onu kasıtlı olarak mı yaptın?

لم يثق فاضل بذلك الدّواء.

Fadıl ilaca güvenmedi.

لا تستطيع ليلى الإخبار بذلك.

Leyla anlatamaz.

توم رأى ماري تقوم بذلك

Tom Mary'nin bunu yaptığını gördü.

ولكننا نقوم بذلك مع موضوع الجنس!

ama cinsellik konusunda yapıyoruz!

وشعر بذلك الحب الذي يشرح القلب.

ve o insanın kalbini açan duyguyu hissettiğini tahmin ediyorum.

لم أظن أنني سأحظى بذلك الإمتياز،

Ayrıcalıklarım olduğunun farkında değildim

محتجزة بذلك عقودًا من الانبعاثات البشرية.

karbonun yüzde 30'unu toplayabileceğini gördük.

هذا اليوم لا يُقارن بذلك اليوم.

Bu, onunla kıyaslanamaz bile.

مكونًا بذلك أرضًا وقمرًا متماثلي النظائر.

bu da izotop özelliğinde olan özdeş Dünya ve Ay'ı oluşturur.

أو: "محامينا لن يدعونا نخبركم بذلك"

''Avukatlar bunu söylememize izin vermiyor'' dediler.

نقومُ جميعًا بذلك عدة مرات يوميًا،

Hepimiz bunu gün içinde birçok kez yapıyoruz.

تشبعوا بذلك، وحدقوا قدر ما تشاؤون،

tadını çıkar, istediği kadar baksın

‫واقع الأمر أنه يمكنني الشعور بذلك.‬

Aslında bunu hissedebiliyorum. Şimdiden daha serin.

الآن يقوم الجميع بذلك من Instagram

şimdi herkes bunu İnstagram'dan yapıyor

هل تسمح تقنيتنا بذلك؟ لا لا.

teknolojimiz buna imkan veriyor mu? Hayır vermiyor.

‫ويمكنني الشعور بذلك، بين لحظة والأخرى،‬

Bunu an be an hissedebiliyordum.

‫شعرت بذلك حقًا. ذلك المخلوق الضخم.‬

Bunu gerçekten hissedebiliyordum. O büyük yaratığı.

لم يكن من الضروري القيام بذلك.

Onu yapmaya gerek yoktu.

لم أجد طريقة أخرى لأخبرك بذلك.

Bunu sana anlatmanın başka yolunu bulamadım.

لذا فقد تلاعب بالاقتصاد للقيام بذلك

O da ekonomiyi sadece bunu yapacak halde kurguladı

وأنا طبعًا سأقوم بذلك، لكن ينتابني

Ben tabii bunu yapacağım ama

لا يجب عليك القيام بذلك الآن.

Onu şimdi yapmak zorunda değilsin.

آمل ان لا تخبر توم بذلك

Onu Tom'a söylemeyeceğini umuyorum.

يجب أن تبدأو القيام بذلك يومياً

Bunu her gün yapmaya başlayın.

أتساءل لم يعد أحد يقوم بذلك.

Neden kimsenin onu artık yapmadığını merak ediyorum.

وغالبًا ما نقوم بذلك بطرقٍ غير صحية.

ve çoğu zaman bunu sağlıksız yollardan yaparız.

يظل معظمنا غير مهتما بذلك بكل بسهولة.

rahatça birbirimizle bağlantılı olmadan kalabiliyoruz.

لن أتمكن من القيام بذلك أبدًا،هراء."

Asla beceremem, falan filan.

يجب أن نقوم بذلك وبعدها نغطي الثغرة."

Şöyle yapmalı ve potayı savunmalıydık."

لم نقم بذلك برقمنة البيروقراطية كما هي.

Bunu, bürokrasiyi olduğu gibi dijitalleştirerek yapmadık.