Examples of using "عليك" in a sentence and their turkish translations:
Gitmelisin.
Gitmek zorundasın.
Böyle takıyorsunuz.
- Geri gelmek zorundasın.
- Geri gelmelisin.
Gerisi size kaldı!
Uyuman gerek.
Ben sana güveniyorum.
- Yazıklar olsun!
- Kendinden utan!
- Ayıp sana!
Borçlarını ödemen gerekir.
Sıkı çalışmalısınız.
Görevini yapmalısın.
Derhal başlamalısın.
Bir palto giymelisin.
yani yazıklar olsun
Sıkılmış görünüyorsun.
- Özür dilemelisin.
- Senin özür dilemen gerekir.
Ben sana bağlıyım.
Allah sana bereket versin.
Onu karşılamalısın.
Haydi!
Ben çok çalışmak zorunda olacağım.
Kuralları takip etmelisin.
Beni kurtarmalısın.
Ona yardım etmelisin, çabuk!
Ona yardımcı olmalısın.
Gitmenize gerek yok.
Acele etmelisin.
Öyle korkmana gerek yok.
Bize yardım edeceğine güveniyorum.
Yardım etmek zorundasın.
Onlarla konuşmalısın.
Kendinizi kontrol etmelisiniz.
Bunlara karşı dikkatli olmalısınız.
üzerinizde daha çok etki yapacaktır.
sevmek zorunda değilsin
Ama sadece sana bulaşsın
Sen onun tavsiyesini kabul etmeliydin.
Ona teşekkür etmelisin.
- Sıkı çalışmalısın.
- Sıkı çalışman gerekiyor.
Başarısızlığını kabul etmelisin.
Görevini yerine getirmelisin.
- Kendini yargılamalısın.
- Kendin karar vermelisin.
- Daha fazla ders çalışmalısın.
- Daha çok çalışmalısın.
Çocuğa bakmalısın.
Sonuçlara bağlı kalmalısın.
Öyle yapmalıydın.
Sabırlı olmak zorundasın.
- Bir doktorla görüşmen gerekir.
- Doktora görünmelisin.
Yatakta kalmalısın.
Onu daha önce uyarmalıydın.
Onu sana karşı döndüren nedir?
Ona özür dilemelisin.
Peşin ödemek zorundasın.
Ebeveynlerine itaat etmelisin.
Egzersiz yapmalısın.
Bana katılmalısın.
Çok naziksiniz.
- Bunu almalısın.
- Bunu almak zorundasın.
- Bunu alman gerekiyor.
- Bunu alman lazım.
Sen kravatını düzeltmelisin.
- Endişelenme.
- Üzülme.
- Merak etme.
- Takma kafana.
Verdiğin sözleri tutmalısın.
Gerçeği söylemelisin.
Sözünü tutmalısın.
Annene yardım etmek zorundasın.
Odanı temizlemelisin.
Belki televizyonu kapatmalısın.
Onlarla konuşmaya gitmek zorundasın.
Ona yardım etmek zorundasın ve çabuk olarak!
Seni dava edeceğim.
Çalışmak zorunda değilsin.
Yakında başlamalısın.
Hemen bir doktora gitmelisin.
Derhal gitmelisin.
Ağrıya katlanmalısın.
Bununla yüzleşmek zorundasın.
O, hatırlamanız gereken bir şey.
- Öğrenmeye başlamalısınız.
- Öğrenmeye başlamak zorundasın.
Sen onu görmüş olmalısın.
Onu anlamak zorundasın.
Hemen burada durmak zorundasın.
Ona yardım etmelisin, ve çabucak!
merak ediyorsanız, bunun ötekileştirilen,
gitmek zorunda kalacaksın."
Peki ne yapmalısın?
Ulusal bir şampiyonluk kazandığın için tebrikler.
Kaç kez vuruldun?
Odanı temiz tutmalısın.
Onu kendin yapmalısın.
Elinizden geleni yapmalısınız.
Sigara içmeyi bırakmalısın.
Derhal ev ödevini yapmalısın.
İngilizce çalışman gerekiyordu.
Egzersizden sonra dinlenmelisin.
Biraz daha kibar olmalısın.
Sana çabucak cevap vermediğim için üzgünüm.