Translation of "ربما" in Turkish

0.019 sec.

Examples of using "ربما" in a sentence and their turkish translations:

أقول ربما، فقط ربما.

Belki gibi, sadece belki,

الخصر 300 ربما 500 ربما 1000

beli 300 belki 500 belkide 1000

ربما ظلمًا؟

Belki adil olmayan bir şekilde?

‫ربما نيصًا.‬

Bir oklu kirpi.

‫ربما لا.‬

Belki de değil.

ربما لا.

Belki de almazsınız.

ربما لحظة

belki de bir anı

ربما طيب

E tamam olabilir

ربما ستأتي.

O gelebilir.

عندما نخبركم أننا ربما، ربما، مساوياتٍ لكم،

ama şu an eşit olmadığımızı söylediğimizde

ربما وضعها معاً...

belki bir araya koymaya.

ربما قد لاحظت

Fark etmiş olabileceğiniz gibi,

ربما تربيتم، مثلي،

Belki benim gibi sizlere de

ربما تتسائلون، لماذا؟

Neden?

أو ربما كهذا.

Ya da böyle.

ربما كان كذلك.

Öyle olabilir.

ربما نكون ممثلين

herhalde temsilcisiyiz

ربما هذا الحدث

Belkide bu olay

ربما سيخسر الانتخابات

belki de seçimleri kaybedecek

ربما سيغير رأيه.

O, fikrini değiştirebilir.

ربما توم يحبك.

Belki Tom seni seviyor.

ربما ذهبت لفتره

Bir süre için gitmiş olabilirim.

ربما ستمطر الليلة.

Bu gece yağmur yağabilir.

ربما تأتي غدًا.

O, yarın gelebilir.

ربما ستمطر غداً.

Yarın yağmur yağabilir.

ربما تفكرون أنها هذه.

Sanırım bu olduğunu düşünüyorsunuz.

أو ربما هذا وهم؟

Ya da belki, bu bir illüzyon mu?

و ربما، لمجموعة معينة،

Ve belki, belli noktaya kadar

ربما لم نكن لنبدأ.

Muhtemelen bu işe hiç başlamazdık.

ربما بدأ "نانيت" بداخلي،

"Nanette" benimle başlamış olabilir.

بل ربما يشبه الشعر،

Daha çok şiir gibi olmalı,

ربما ينظفون أسنانهم بأصبعهم،

hatta bazen dişlerini parmaklarıyla fırçalıyorlar.

ربما تطلب منه الشجاعة

belki de ondan cesaret aldı

ربما ألعب لماذا لا

belki de oynarım neden olmasın

أو ربما يعتقد ذلك

veya belki de bunu düşünüyordur

ربما تاريخها نظيف جدا

geçmişinin bu kadar temiz olması da belki de

البقاء بيننا ولكن ربما

aramızda kalsın ama muhtemelen

ربما لديهم كل شيء

muhtemelen hepsi vardı

ربما ما يجب شرحه

belki de anlatılmak istenen şey

ربما يعود إلى وقته

Belki de kendi zamanına geri dönüyor

ربما سمع بعضكم هذا،

Bazılarınız bunu duymuş olabilir,

ربما يكون قد مات.

- Belki de öldü.
- Belki de ölmüştür.

ربما توم يعرف شيئاً.

Belki Tom bir şey biliyordur.

ربما توم رأى شيئاً.

Belki Tom bir şey gördü.

ربما أستطيع دعم هذا.

Belki ben bunun gerisinde kalabilirim.

ربما ستفهم يومًا ما.

Belki bir gün anlayacaksın.

التي ربما يجب عليكم اجتنابها؟

uzak duruyor olabilirsin?

ما الشيء الذي ربما يعيقك؟

Acaba seni engelleyen ne olabilir?

ربما ستقولون، "دعنا نشتري البيتزا"،

Muhtemelen 'Pizza alalım,' 'Restorana gidelim,' 'Evde pişirelim'

ربما تنتهي بشركة تدعى ديل.

muhtemelen sonunda Dell Bilgisayar adında bir şirket olurdunuz.

ربما حلمت بالسفر لكل قارة.

Belki de tüm kıtaları gezmeyi hayal etmiştiniz.

لكن ربما بفيزياء مختلفة قليلاً،

Biraz farklı bir fizikle mümkün olabilirdi

ربما ظنت أنه كان قبيحًا.

bir kediyi getirdiklerinde --

‫ربما تكون بقرة.‬ ‫رائحتها عفنة.‬

Muhtemelen bir inek. Çok kötü kokuyor.

‫ربما لا تكون فكرة سيئة.‬

Bu muhtemelen kötü bir fikir değil.

‫ربما يكون هذا مثيراً للغاية.‬

Bu çok heyecan verici olabilir.

‫ولكن ربما يكون هذا صعباً.‬

Ama bu zor olacak.

‫ربما يكون هذا اختياراً ذكياً‬

Bu muhtemelen akıllıca.

ربما سيصبح أفضل فرصة للبشرية.

insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.

‫ربما تحتاج إلى فريسة أصغر.‬

Daha ufak bir şey mi baksalar?

ربما مدفوعون بغرائزهم للشعور بالأمان.

Belki de güdüsel olarak güvenlik arayışına girdiğimizden.

ربما كانت أفضل أيام حياتي

hayatımın en güzel günleriydi muhtemelen

ربما قرأت هذا الكتاب أصلًا.

Bu kitabı önceden okumuş olabilirsin.

ربما توم لديهُ شيئاً لإخفائه.

Belki de Tom'un gizleyecek bir şeyi var.

ربما، كنت لتفضل طبقًا فرنسيا.

Belki bir Fransız yemeğini tercih ederdiniz.

وفي النهاية ، ربما لا يهم.

Ve sonunda, belki de önemli değil.

ربما أنت المشكلة يا توم!

Belki de sorun sensin, Tom.

ربما لم يكن علينا الزواج.

Belki evlenmemeliydik.

ربما علينا جلب توم معنا.

Belki Tom'u bizimle götürmeliyiz.

ربما كانت هناك لحظة في حياتكم

Belki hayatınızda, dünyanızın

كمثال، ربما إذا وصلت اليوم البيت،

mesela eve gittiğinizde,

ربما كان عليك أن تعرف الإجابة.

Belki de biliyor olmanız gerekiyor.

مشوّقا ربما، مثيرا بشكل رياضي قليلا.

biraz matematiksel olarak seksi bir şey yapıyordum.

بعد 6 أو7 سأكون: "ربما لا!"

Altı veya yediden sonra, "Belki de olmuyor."

ربما لا يكون الأمر مهماً للغاية.

Ama belkide bu çok önemli değil.

ربما ستحتاجون أن تبتعدوا عنها قليلًا.

Belki ara vermeniz gerekiyordur.

ولكن ربما المشكلة بكيفية تعاملنا معهم

ama belki de buna verdiğimiz tepkide ve toplumdaki erkeklerden

ربما كانت حياتي ثنائي الشرف كهذا

Böyle bir, iki uçlu hayatım oldu galiba

ربما يجب أن تفكر في النوم

belki de uykuyu

يترك نصفها ممتلئاً. ربما لا يحبّها.

Yarısını bırakmış. Belki beğenmemiştir.

‫ربما يمكننا إشعال نار صغيرة هنا،‬

Belki bir ateş yakabiliriz

ربما ميكروبات كهذه خارج بؤرة الاهتمام

Belki de bu, gözden ve gönülden uzak mikroplar

ربما هذا ما يجعلني منحازا قليلاً

Belki bu beni biraz taraflı yapıyor

ربما اكتشفت جزيرة صغيرة خارج البرتغال.

Ama belki Portekiz'in küçük bir adası olabilir.

لكن ربما تحتاج الحياة المتطورة المعقدة

ama karmaşık hayatın gelişimi için

ربما سأستطيع مساعدتك وأغني لك أغنية،

"belki sana bir şarkı söyleyerek"

‫ربما يكاد الجروان أن ينضجا بالكامل،‬

Yavrular tam erişkinliğe yaklaşmış olsalar da

حسنا، ربما التزييف جريمة بلا ضحايا؟

Belki de sahtecilik pek kurbanı olmayan bir suçtur?

ربما ما زلنا نأكل. أنا المحاكمة

belki de hala yeriz. Denemedim

- من الممكن أن تمطر.
- ربما ستمطر.

Yağmur yağabilir.

ربما من الأفضل أن تأتي معنا.

Belki bizimle gelsen iyi olur.

ربما أنت تعلم أين هي كتبي.

Belki kitaplarımın nerede olduğunu biliyorsun.