Translation of "السيد" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "السيد" in a sentence and their turkish translations:

أتى السيد سميث.

Bay Smith geldi.

أتعرف السيد براون؟

- Bay Brown'ı biliyor musun?
- Bay Brown'ı tanıyor musunuz?

أعطاني السيد براون اسمَك.

Bay Brown bana senin adını verdi.

هل تذكر السيد سايتو؟

Bay Saito'yu hatırlıyor musunuz?

السيد الذي يتصرف بطريقة صحيحة ،

Kusursuz bakımlı Bay Janti,

أحضروا السيد جاني وكتب شيئاً.

Gani bey bir şeyler yazdı getirdiler.

ثم أخذوها إلى السيد سيفي.

Sonra bunu Seyfi Bey'e götürdüler.

قرأها السيد سيفي ثم قال:

Seyfi Bey şöyle yapmış okuduktan sonra;

السيد فورد يملك هذه الأرض.

Bay Ford bu araziye sahiptir.

السيد سوزوكي لديه ثلاث بنات.

Bay Suzuki'nin üç kızı var.

السيد إسبرانتو بخير, اليسَ كذلك؟

Bay Esperanto iyi, değil mi?

السيد وليام لم يقل الكثير.

Sir William fazla konuşmadı.

قال السيد سيفي: لا يمكن هذا.

Seyfi Bey dedi ki; - Bunlar olmamış.

قال عندما توقف السيد عن الرسم

Ustanın resim çizmeyi bıraktığıda söylenir

كان السيد براوين يعمل بصفة سفير.

Bay Brown büyükelçi sıfatıyla hareket ediyordu.

اسمح لى اقدم لك السيد تناكا

Size Bay Tanaka'yı tanıtabilir miyim?

هل السيد سميث مدرس لغة انجليزية؟

Bayan Smith İngilizce öğretmeni mi?

يبدو أن السيد تناكا اجتاز الإمتحان.

Bay Tanaka sınavı geçti gibi görünüyor.

السيد جونسون ليس عالماً ولكنه شاعراً.

Bay Johnson bir bilim adamı değil fakat bir şairdir.

بيت السيد جونسون بالقرب من بيتي.

Bay Johnson'ın evi evimin yanındadır.

أخذوها إلى السيد سيفي مرة أخرى وقال:

Bunu yine Seyfi Bey'e götürdüler Seyfi bey dedi ki yine;

بقوة تحكم هائلة مثل السيد تاي تشي.

hem de bir tai chi efendisi kontrolüyle.

سألني السيد ساتو عدة أسئلة حول الانتخابات.

Bay Sato bana seçim hakkında birçok soru sordu.

هل يمكنك أخذ الكتابات وإعطائها إلى السيد سيفي؟

- Bu yazılanları götürüp Seyfi Bey'e verir misin?

لم يسمحوا لي بتقديم طلب لهذا السيد النبيل.

bu centilmen için başvuru yapmama müsaade etmediler.

" مساء الخير أيها السيد صباح الخير أيتها السيدة"

kadar kolay olabilir.

لأن السيد أخبرنا ذلك بالضحك على جميع أفلامه

çünkü usta bize bütün filmlerinde güldürerek anlatmıştı bu olayı

أتى السيد براون ليراك، فوجد أنك غير موجود.

Sen dışardayken Bay Brown seni görmeye geldi.

كان يوجد زوجة الرئيس التي تصمم أزياء السيد سيفي

Seyfi Bey'in kostümlerini yapan patronun karısı vardı,

السيد. سوزوكي أقنع إبنهُ بالتخلي عن خطتهُ للدراسة بالخارج.

Bay Suziki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

السيد. سوزوكي أقنع إبنهُ أن يُسقِط خطتهُ للدراسة بالخارج.

Bay Suzuki oğlunu yurt dışında eğitim görme planından vazgeçmesi için ikna etti.

ثم اسم والده السيد علي رضا اسم والدته السيدة زبيدة.

Sonra babasının adı Ali Rıza Bey, annesinin adı Zübeyde Hanım.

مكتوب هناك: السيد، أرمان شالايان يرجى الحضور إلى مركز شرطة Sahra...

Şöyle yazıyor; Sayın, Armağan Çağlayan lütfen Sahra Cidi karakoluna geliniz...

ما اسم تلك الأغنية التي كان يغنيها السيد تسوجي في المسلسل؟

Bay Tsuji'nin TV şovunda söylediği şarkıya ne deniliyor?

شيئًا آخر علمنا إياه السيد روس، وهو أن التصويت أمرٌ في غاية الأهمية.

Bay Ross'un bize öğrettiği diğer şey, oy vermenin aşırı derecede önemli olması.

أنا حقّا آسف إن تسبّبت لك بأية مشاكل أو أضرار مع السيد صادق.

Bay Sadiq ile ilgili herhangi bir sorun ya da üzüntü yarattığım için gerçekten üzgünüm.