Translation of "çıkarmak" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "çıkarmak" in a sentence and their portuguese translations:

Tom'u buradan çıkarmak zorundayız.

Nós temos que tirar o Tom daqui.

Onu listeden çıkarmak isterdim.

Eu teria querido riscá-lo da lista.

Onları buradan çıkarmak zorundayım.

Tenho que tirá-los daqui.

Onu buradan çıkarmak zorundayım.

- Eu tenho que tirá-lo daqui.
- Eu tenho de tirá-lo daqui.
- Eu tenho que tirar ele daqui.
- Tenho que tirá-lo daqui.
- Tenho de tirá-lo daqui.
- Tenho que tirar ele daqui.

Kahve lekesini çıkarmak zordu.

A mancha de café era difícil de tirar.

Yani dostluklardan bir şey çıkarmak

para tirar algo de amizades

Sorun çıkarmak için burada değilim.

Eu não estou aqui para causar problemas.

Kararını haklı çıkarmak zorunda değilsin.

Você não precisa justificar sua decisão.

Çöpü çıkarmak için benim sıram.

É minha vez de tirar o lixo.

Burada ayakkabılarımı çıkarmak zorunda mıyım?

Eu tenho que tirar meus sapatos aqui?

Taşı çıkarmak istedi. Çiftçi olanlar bilir

queria remover a pedra. Quem é agricultor sabe

Işte bu adam da çıkarmak istedi

esse cara queria decolar também

Biz eve girdiğimizde ayakkabılarımızı çıkarmak bizim geleneğimizdir.

É nosso costume tirar os sapatos antes de entrar na casa.

Tom yedek lastiği çıkarmak için bagajı açtı.

Tom abriu o porta-malas para pegar o pneu reserva.

Tom, köpeğini dışarı çıkarmak için kapıyı açtı.

Tom abriu a porta para o cachorro sair.

çıkarmak için kazdı kazdı daha da derine gidiyor

cavando cavando cavando vai mais fundo

Onlar onu mesele çıkarmak için sınıfta olmakla suçladılar.

Acusaram-no de estar na sala de aula para causar confusão.

Cümleyi favorilerinizden çıkarmak için siyah kalp butonuna basın.

Para remover uma frase da sua lista de favoritos, clique no ícone preto em forma de coração.

Güzel manzaranın tadını çıkarmak için fazla hızlı sürdük.

Dirijimos muito rápido para aproveitar o belo cenário.

Kendi ana dilinde doğal ses çıkarmak ve ana dilin olmayan bir dilde doğal olmayan ses çıkarmak çok kolaydır.

É muito fácil soar natural no próprio idioma nativo, e muito fácil não soar natural em um idioma não nativo.

Yavrunun ufacık boynuzunu almak için onu keserek annenin karnından çıkarmak tek kelimeyle korkunç.

arrancam crias do ventre da mãe para tirar o pequeno chifre que tem, é horrível.