Translation of "Zor" in Korean

0.018 sec.

Examples of using "Zor" in a sentence and their korean translations:

Zor.

그건 매우 힘듭니다.

Gerçekten zor.

정말 힘들어요

Birazcık zor oluyor.

조금 힘듭니다

Bunlar zor sorular.

전부 어려운 질문입니다.

Söylemesi biraz zor.

좀 복잡한 제목이긴 하지만

Bu zor olacak.

이쪽은 날카롭지만

Zor bir karar.

어려운 결정이에요

Ama oldukça zor.

그러나 어렵습니다.

zor olacağını düşünüyorlardı.

힘든 도전일거라고요.

Bu da zor, hem de çok zor olabiliyor.

물론 굉장히 어려울 수 있습니다.

NB: Bunu söylemek zor.

NB : 그건 말하기 어렵지만

Çok zor bir işti.

힘든 일이었습니다.

O zor şartlarda çalışmak,

상황이 열악하다보니

Bu zor olacak işte.

이거 어렵겠는데요

Zor karar, sizin kararınız!

어렵겠지만 당신이 결정하세요

Ama bu zor olacak.

쉽지 않을지도 모릅니다

İyi karardı! Zor iş.

좋은 결정이었어요! 고생하셨습니다

Zar zor nefes alabiliyordum.

숨조차 쉬기 힘들었습니다.

Ve hayat çok zor.

인생은 또 너무나 힘듭니다.

Tedavisi aşırı zor şeyler.

치료가 사실 불가능할 정도이지만

Zor hedeflerimizden biri bu.

만약 이 실험이 성공한다면 엄청난 변화를 일으킬 수도 있겠죠.

Öğürmemek çok zor olmalı.

어려운 과정이에요, 개그가 아닙니다.

Ve bunlar zor yıllardı.

몇 년간 정말 힘들었죠.

Bu da oldukça zor.

이것도 어렵긴 마찬가지입니다.

Filler zar zor görebiliyor.

‎코끼리는 거의 보지 못합니다

Ulaşmamız o kadar zor olur.

안정된 행복을 얻지 못할 것입니다.

Bunları dinlemek de zor olmalı.

듣기도 어렵습니다.

Kaybolmak, yaşadığımız zor zamanları unutmak

우리가 살고 있는 힘든 시간을 잊기 위해 책을 읽거나

Bu zor bir savaş olacak

이것은 힘겨운 싸움이 될 것이고

Zor bir karar, sizin kararınız!

어렵겠지만 당신이 결정하세요

Ve fırsatların zor bulunduğunu düşünün.

그러나 기회는 좀처럼 오지 않습니다.

Hayatı zorlaştıran zor adımlarla karşılaşıyoruz

생명 유지의 질서에 반하는 커다란 역경에 맞서야 하고

Kış, işin zor kısmını halletmiştir.

‎어려운 일은 한파가 ‎벌써 다 해놨죠

çok zor seçimler yapmak zorundasınız:

여러분의 선택은 아주 절망적일 것입니다.

Okumak, her zaman benim için zor olmuştur ve hatta hâlen zor buluyorum.

저는 독해가 늘 어려웠습니다. 아직도 그렇고요.

Dönüp durup size zor anlar yaşatabilir.

복닥복닥 섞여 난리가 납니다

zor şeylerde güzellik bul ve yarat.

힘든 시간 속에서 아름다움을 찾아내며 창조할 수 있다는 것입니다.

Değişim yaratmak bizim için zor değil.

변화를 만들어내는 일은 그리 어렵지 않습니다.

Ne düşünüyorsunuz? İkisi de çok zor.

어떻게 생각하세요? 둘 다 어렵습니다

Bu zor olabilir. Ama bir deneyelim.

어려울지도 모릅니다 까짓거 해보죠

Şu anda bacağımı zar zor kımıldatabiliyorum.

다리를 움직일 수가 없네요

Sizi zor bir şeye davet ediyorum.

제가 도전 과제를 하나 드리죠.

Zor bir karar ama karar sizin.

어려운 결정이지만 결정은 당신 몫입니다

Zor bir karar ama karar sizin.

어려운 결정이지만 결정은 당신 몫입니다

Bu konularda konuşmanın zor olmasına şaşmamalı.

그러니 당연히 정치를 두고 대화하기란 어렵습니다.

Bu yüzden onları bulmak epey zor.

그러니 이렇게 작은 것들을 찾는 것은 힘들죠.

Para toplamak çok zor olduğu için...

기금 마련이 매우 어려운 상황이라

Hükümet tarafından desteklediğinden dolayı işiniz zor.

정부의 지원을 받을 때 네 회사를 설립하는 건 정말 어려워.

Bu zor bir seçim ama karar sizin.

어렵겠지만 결정을 내려야 합니다

Bu zor bir karar, ama size bağlı.

어려운 결정이지만 당신에게 달렸습니다!

Ama soğuk zor bir gerçeklik de vardı.

하지만 냉정하고 힘겨운 현실도 있습니다.

Ve hayatındaki en zor hikâyelerden bazılarını anlatabilen

인생의 가장 힘겨웠던 시기에 대해 이야기를 들려주고,

Ele alınması gereken bazı zor sorunlar var:

해결해야 할 어려운 문제들이 있죠.

Uymak ve kan basıncı ilaçlarını ayarlamak zor.

고혈압 약을 바꾸거나 조절하기 쉽지 않습니다.

Galaksiler arası kolonileşme çok daha zor değil,

은하계 사이를 식민지화하는 것은 훨씬 더 어려워서

Bu kadar zor olmasının sebebi de budur.

건축이 어려운 이유가 여기 있죠.

Ama uçak enkazı olup olmadığını söylemek zor.

비행기 잔해인지는 모르겠네요

Beynimiz, böyle zor soruları sorabilecek kadar güçlü

우리 뇌는 심오한 질문을 던질 수 있는 능력이 있지만

Fakat gerçek, bundan çok daha zor ve karmaşık.

하지만 현실은 더 복잡하고 어렵습니다.

Bunları akılcı kararlarımızın bir parçası yapmak oldukça zor.

이성적인 의사결정의 부분으로 다루기가 매우 어렵습니다.

öğrencilerin zor kısımlarla uzun süre vakit geçirmesi gerekiyor.

모든 걸 연결하여 수학의 매력을 느끼게 될 겁니다.

Para ödenmesi için çok çalışmasını söylemek epey zor.

지금 열심히 해야, 커서 성공한다는 식의 조언은 도움이 되지 않습니다.

Dolayısıyla liderlik kapasitelerinin olduğunu fark etmeleri çok zor.

밖으로 나가 세상의 변화를 이끌

Ki hem yerleştirmesi zor, hem de koruması pahalı.

설치 자체도 위험하지만 유지 비용도 만만치 않습니다.

Propagandanın neye benzediğini bilmek daha da zor olabilir.

선전의 모습을 인식하기가 더욱 어려울 수 있습니다.

Ama bu kadar açık bir alanda avlanmak zor.

‎하지만 이렇게 트인 공간에서 ‎사냥하기란 쉽지 않습니다

Ama bazı hayvanlar için değişime ayak uydurmak zor.

‎하지만 일부 동물들에겐 ‎변화의 속도가 너무나 빠릅니다

Bunun zor olan yanı, aşağıdayken yönümüzü belirlemek olacak.

문제가 되는 건 아래로 내려가면 방향을 유지하기 힘들단 거죠

Bu noktada düşünmesi çok zor bir şey değil.

현시점에선 쉬운 결정일 수 있습니다.

Buna rağmen hayata zor bir başlangıç yapmış çocuklara

그들은 어렸을 때 힘든 환경에서 자란 아이들이

Bu dersleri ben zor yollardan öğrenmek zorunda kaldım,

제가 캄보디아에 고아원을 설립한 이후에

Başta çok sinir bozucuydu. Fark etmesi çok zor.

‎처음에는 너무 막막했죠 ‎흔적을 포착하기가 어려웠어요

O kadar da zor bir durum değil, haksız mıyım?

로케트를 만드는 과학처럼 어려운게 아닙니다, 그렇죠?

En basit işler bile giderek daha zor gelmeye başladı.

기본적인 일도 엄청나게 어려워졌죠.

Ancak sessiz alan bulmak gitgide daha zor bir alıyor,

하지만 조용한 장소를 찾는 건 점점 더 어려워지고 있습니다.

Fakat bu engin, tekdüze kumullarda karanlıkta yol bulmak zor.

‎하지만 어둠속의 ‎드넓고 단조로운 모래 언덕에서 ‎방향 잡기란 쉽지 않죠

Ama burada kuzeyi, güneyi, doğuyu ve batıyı belirlemek zor.

하지만 이 아래에서 동서남북을 알아내긴 어렵죠

Bu zor bir karar, bu yüzden akıllıca bir karar verin.

어려운 결정입니다 그러니 현명하게 결정하세요

Kuzey Kutbu'nda görev yapmak çok zor, bir robot için bile.

로봇이라도 북극해에서 일하는 것은 몹시 어렵습니다.

Bu programla kırsal, ücra, ulaşılması zor dağlık yerleşimlerde yaşayan öğrencileri

시골이나 산악지대처럼 외진 곳에 사는 학생들에게

Ilerideki güzergâh da zor kararlar almayı gerektiren engellerle dolu olacak demektir.

우리가 가는 길에는 힘겨운 장애물이 가득할 테고 어려운 결정을 해야 할 겁니다

Sen bulunması zor bir kızsın, değil mi? Çok iyi iş çıkardın.

너 찾느라 정말 고생했다 잘 버텼어

Bu yüzden onun için zor olanı yaptı ve 100 kadar arkadaş ve akranının

그래서 그녀는 백여 명의 친구와 학생 앞에서 이 이야기를 나누었습니다.

Ama burası gibi aşırı çöl arazilerinde bunu bulmak zor olabilir. Hâlâ biraz gevşek

하지만 이런 극한의 사막 지형에선 찾기 어려울 수도 있죠 이것도 좀 불안하긴 한데

Önlerinde çok zor bir yol var. Ama stratejileri böyle. Hızlı yaşa, genç öl.

‎그러니 새끼들은 앞으로 ‎험난한 길을 헤쳐 가야 하죠 ‎이들 신조는 ‎짧고 굵게 살다 가는 거지만요

Zor olan kısmı, çok fazla çıkıntı olması. Kayaların da ne kadar sağlam olduğunu bilmiyorum.

문제는 돌출부가 많다는 겁니다 그리고 암벽의 상태도 확실하지 않고요

Artık güvende, biraz da akıllandı. Bu yoğun, karanlık yağmur ormanlarında ayrı düşmemek zor olabiliyor.

‎무사히 돌아왔고 ‎조금 더 현명해졌군요 ‎이 빽빽하고 어두운 열대우림에서 ‎가족을 잃지 않기란 쉽지 않습니다

Buraya kadar gelerek harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

지금까지 잘하셨지만 곧 상황이 더 힘들어집니다

Buraya gelinceye kadar harika bir iş çıkarttık, ama işler çok daha zor hâle gelmek üzere.

지금까지 잘했습니다만 곧 상황이 더 힘들어집니다

Fakat yağmur ormanının gece gürültüsünde iletişim kurmak zor. Kolugo'nun buna çözümü daha çok yeni keşfedildi.

‎그러나 시끄러운 정글의 밤을 뚫고 ‎소통하기란 쉽지 않죠 ‎날여우원숭이의 해법은 ‎최근에야 밝혀졌습니다

İlk başlarda suya girmek zor. Burası yüzmek için gezegendeki en vahşi, en korkunç yerlerden biri.

‎처음에는 ‎물에 들어가기가 힘들었어요 ‎물살이 거세서 수영하기 두렵기로 ‎손꼽히는 바다니까요

Gündüzleri uzun yol gitmek bu yeni doğmuş yavru için çok zor. Hava serinken olabildiğince yol almalılar.

‎갓 태어난 새끼는 ‎낮에 이동하느라 지쳤죠 ‎시원할 때 최대한 멀리 ‎이동해 둬야 합니다