Translation of "Bir" in Korean

0.131 sec.

Examples of using "Bir" in a sentence and their korean translations:

bir erkekle, bir kadınla,

남자든 여자든

bir TED konferansı, bir performans

TED 컨퍼런스, 공연 같은 노력들이

Bir yıldan kısa bir sürede,

1년도 채 지나지 않아

Cevaplayamadığım bir düşüce, bir soru

한 가지 생각이, 의문이 마음 속에 떠올랐어요.

Bu bir mucizedir. Bir mucize.

이건 기적입니다.

bir daha bir daha bir daha yaptı ve becerdi.

그는 하고, 또하고, 그가 잘 하게 될 때까지 계속했습니다.

Bir çıngıraklı yılan, bir akrep ve bir tarantula bulacağız.

방울뱀, 전갈, 타란툴라를 한 마리씩 잡는 겁니다

Vahşi bir kadın, asi bir şarkıcı ve bir elçiyim.

강인한 개성과 저항적인 성격을 가진 가수이자 메시지 전달자입니다.

Bir sihirbazım.

마술사고요.

Bir öneri:

제안 하나 드리겠습니다.

bir ibadethaneye,

교회,

Bir deneyelim.

한번 시험해보죠

Bir nehir!

강입니다!

Bir tarantula.

타란툴라 한 마리

bir kanıtı.

창의적으로 환경에 적응하는 능력을 보여줍니다.

Bir çoğunuz,

많은 사람들이 말하죠.

bir fikir,

한 가지 아이디어,

Bir: inme.

하나. 뇌졸중입니다.

Bir dişi.

‎암컷이군요

Bir oselo.

‎오실롯입니다

Bir erkek.

‎수컷입니다

Bir tuzak.

‎함정입니다

bir kadın,

구급차로 이송되어 왔죠.

Bir iş.

일자리입니다.

Bir dakika,

잠깐,

Her bir pedin bir mendil paketi

48개 팩으로 된 초대형 생리대였는데,

Her bir kusur, her bir yenilgi

모든 결점, 모든 좌절은

Olasılık şimdi bir trilyonda bir gezegen,

이제 수 조개의 은하에서 단 하나밖에 남지 않았어요.

Açık bir ev, bir konser salonu

개방된 공간이자 콘서트홀이고

Ufak bir yavru ideal bir kurbandır.

‎어린 새끼 물개는 ‎이상적인 먹잇감입니다

Bir annenin bir sözü aklıma geliyor:

저는 한 어머니가 한 말을 아직도 기억합니다.

Bir şekilde, insanları bir araya getirdi,

한편으로는 세계를 통합시키는 역할을 했잖아요.

Bir de küçük bir çocuğumuz vardı.

‎곁에는 어린 자식도 있었죠

Bir antilop ve sanırım bir keçinin melezi gibi bir şey

아마 영양과 염소가 섞인  잡종 같습니다

Bir antilop ve sanırım bir keçinin melezi gibi bir şey,

아마 영양과 염소가 섞인 잡종 같습니다

Bütün bir popülasyonun tek bir yerde olması çok büyük bir risk.

서식 동물 전체가 한 곳에 몰리는 건 아주 위험합니다

Baba olmak bir sorumluluk değil, bir fırsat.

아버지가 된다는 건 책임을 지는 것만이 아니라 기회가 생긴다는 걸 의미합니다.

Tennessee'den bir meclis üyesi bir fikir sundu.

테네시 주의 한 의원이 아이디어를 하나 제시했습니다.

Bir şey yaratmak, bir şeye başlamak istiyorsanız,

제가 이야기 할 것은 여러분이 뭔가를 만들고 싶고

Ama bir hikâyeyi sadece bir kere kullanmayın.

한 가지 이야기를 그저 한 번만 이용하진 마세요.

bir kalemle bir deftere yazmak gibi düşünülüyordu,

펜으로 공책에 글을 쓰는 거나 다름없다고 생각했습니다.

Matematikle boğuşan bir öğrenciye uzak bir gelecekte

현재 수학을 어렵게만 느끼는 학생에게

Bir jaguar değil. Bu bir yaguarundi, baksanıza.

재규어가 아니에요 재규어런디예요, 보세요

Bir nehir! Mücadeleci için iyi bir şey.

강입니다! 생존가에게 유용하죠

bir anne ve bir küçük çocuğu koyup

한 엄마와 아기와 함께 있도록 했어요.

Tek bir yaprağın sindirimi bir ay sürebilir,

나뭇잎 하나를 소화하는 데 한 달이 걸리기도 하죠.

Bir süre sonra aklıma bir şey geldi.

좀 지난 후에 또 비슷한 일을 경험하게 되었습니다.

Bir noktada, yaklaşık bir buçuk yıl boyunca,

한 때, 거의 1년 반 동안

Bir grup bilim insanıyla bir araya geldi

그는 과학자들과 모여,

Bir zamanlar Margaret isminde bir kadın vardı.

옛날에 미스 마가렛이라는 한 여성이 살고 있었습니다.

Eğer bir galaksi bir trilyon gezegen barındırıyorsa

만약 은하계에 엄청나게 많은 행성이 있다면

bir teke için zengin bir seçki.

‎배고픈 새우가 수지맞았습니다

Devasa bir topu çevreleyen narin bir şey.

마치 거대한 공을 둘러싼 연약한 껍질 같다고 할까요.

Düşünün bir: İri, terli, dövmeli bir adam,

상상해보세요. 카우보이 모자를 쓰고

Sonra bir tane ve bir tane daha.

또 하나 또 하나 연이어 나타납니다.

Ama bir kısmı iyi bir hayat sürer.

그럼에도 불구하고 어떤 면에서 매우 행복해지기도 합니다.

Bu farklı bir şey. İlginç bir şey.

‎색다른 느낌이라 신기했을 거예요

Bir hafta sonra büyük bir rahatlama yaşadım.

‎일주일쯤 지나서야 ‎한시름을 놓았습니다

Yani bir nedenden ötürü tuttuğunuz bir şey.

그런 걸 왜 입는진 모르겠지만

Bir şovun bütün sezonlarını bir gecede izliyoruz.

하룻밤 새에 드라마 한 시즌을 정주행해서 봐 버리죠.

Bu bir mucize.

기적이죠.

Bunun bir şeye

어떤 상관인지,

Diğer bir deyişle,

다시 말해서,

Zihinsel bir durumdur,

마음의 상태이다;

Ben bir feministim.

저는 페미니스트입니다.

bir tesadüf değil.

우연의 일치가 아닙니다.

Bu, bir tabu.

절대 혼자는 안됩니다.

Bir göz atalım.

그럼 저희가 한번 볼까요?

Ben bir kapitalistim

저는 자본가입니다.

Diğer bir deyişle

다시 말해,

İşte, bir sürpriz:

여기 반전이 있습니다.

bir durumda bulunduysanız

누군가에게 뭔가 가르쳐야 하는데

Bir empati makinesi.

이야기는 공감 기계입니다.

Beyazlık bir hikaye."

그런 생각을 하는 저 자신을 발견했습니다

bir sorumluluk hissi.

책임감입니다.

Bir diğeri ise

다른 사람은 외교부 장관으로 임명해

Korkusuz bir şekilde.

두려움 없이요.

bir devlet dairesine,

관공서,

bir esrar dükkanına,

대마초 가게,

Farklı bir dünyaydı.

완전히 다른 세계였습니다.

Bir insan çabası.

인간의 삶이 담긴 학문입니다.

Bu bir jaguar.

재규어예요

Küçük bir mağara.

동굴입니다

Bir halatım var.

로프가 있으니

Zor bir karar.

어려운 결정이에요

Evet, bir alabalık!

송어네요!

Bir... İki... Üç.

하나... 둘... 셋

Bir kıvılcım çıkaracak.

불똥이 튑니다

Bir tane var!

여기 하나 있네요

Bir iç çamaşırı!

팬티 한 장입니다!

Bir karar vermelisiniz!

결정해야 합니다!

Muhteşem bir manzara!

경치 끝내주네요!

İyi bir karardı.

결정을 잘하셨어요

Bakın, bir tarantula.

보세요, 타란툴라예요

Bir aday olarak,

후보자일 시기에,