Translation of "Söylemek" in Chinese

0.015 sec.

Examples of using "Söylemek" in a sentence and their chinese translations:

Yalan söylemek yanlıştır.

說謊是錯誤的。

Bunu söylemek zorundayım.

我得说这事。

Şarkı söylemek istiyorum.

我想唱歌。

Öyle söylemek güvenlidir.

這麼說是安全的。

Söylemek yapmaktan daha kolay.

- 說的比做的簡單。
- 说起来容易,做起来难啊!

Sadece söylemek istediğini söyle.

你想怎么说就说吧。

Sizleri kıskandığımı söylemek zorundayım.

我不得不說我羨慕你們。

Hâlâ onlara söylemek zorundayız.

我們還是要告訴他們。

Bana ne söylemek istiyorsun?

- 你想对我说什么?
- 你想跟我说什么?

Gerçekten ne söylemek istiyorsun?

你实际上想说什么?

Ben bir şarkı söylemek istiyorum.

我想唱個歌。

Bazen yalan söylemek daha iyidir.

有时候还是说谎好

Canım yağmurda şarkı söylemek istiyor.

真想在雨中放声歌唱。

Neden bize gerçeği söylemek istemiyorsun?

為甚麼你不想告訴我們真相?

İstemiyorsan Tom'a söylemek zorunda değilsin.

如果你不想,那你便没有这个必要去告诉汤姆。

Sana bir şey söylemek istiyorum.

我想告訴你一些事情。

Doğruyu söylemek gerekirse, onu gerçekten sevmiyorum.

老实说,我不太喜欢她。

Gerçeği söylemek gerekirse, o oyuncu evli.

其實那個演員已經結婚了。

Gerçeği söylemek gerekirse, kendimi yalnız hissettim.

說實話,我感到孤獨。

Sana söylemek istediğim bir şey var.

有件事情我要对你说。

Söylemek zorunda olduğum bir şey var.

有些事我必須說。

Tom sana bir şey söylemek istiyor.

汤姆想告诉你一些事情。

Yarın havanın nasıl olacağını söylemek zor.

很难说明天的天气将会怎样。

Sana söylemek istediğim bir şeyim var.

我有點話想跟你說。

Sana tuhaf bir şey söylemek istiyorum.

我想告訴你一件怪事。

Tom'a söylemek zorunda kalan kişi bendim.

该由我告诉汤姆。

Linda şarkı söylemek için ayağa kalktı.

琳達站起來唱歌。

Açık söylemek gerekiyorsa, Tom'dan nefret ediyorum.

说实话,我恨汤姆。

Bugün bir huzurevinde şarkı söylemek zorundayım.

我们今天得去养老院唱歌。

Açıkça söylemek gerekirse, seninle aynı fikirde değilim.

实话说,我不赞成你。

Bana söylemek istediğiniz bir şey var mı?

您有事想对我说吗?

Böyle bir şeyi söylemek çok kızmış olmalı.

他一定是十分生氣了,不然他不會說出這樣的話來的。

Söylemek istediğin başka bir şey var mı?

你還有甚麽想說的?

Ne demek istiyorsun? Bana ne söylemek istiyorsun?

你什么意思?你到底想对我说什么?

Bu arada sana bir şey söylemek zorundayım.

我得順便給你講件事。

Aklıma gelmişken sana bir şey söylemek zorundayım.

我得順便給你講件事。

Yalan söylemek her zaman bir günah mıdır?

说谎总是一种罪吗?

Özür dilemekten başka bir şey söylemek istemiyorum.

我只想说对不起。

Öğretmenlerinden biri bugün okulda olmadığını söylemek için aradı.

你的老师们之一打电话了我告诉你今天不上学了。

Söylemek üzere olduğum şey kesinlikle seninle benim aramda.

- 我要说的只能是你知我知。
- 我要告訴你的只能你我知道。

Doğrusunu söylemek gerekirse, dışarı çıkmaktansa evde kalmayı tercih ederim.

老實說,我其實想留在家中,不想出外的。

Genel olarak söylemek gerekirse, oğlanlar kızlardan daha hızlı koşabilirler.

一般来说,男生跑得比女生快。

Gerçeği söylemek gerekirse, bu mekanı daha önce hiç duymadım.

说实话,我以前没听说过这个地方。

Gerçeği söylemek gerekirse. Ben yükseklikten korkuyorum," " Sen bir korkaksın!"

“坦白说,我有恐高症。”“你是个胆小鬼!”

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra oldukça rahatlamış hissettim.

说了所有我要说的话后,我感觉很轻松。

Doğruyu söylemek gerekirse bu sabahtan beri bir şey yemedim.

事實上,我從今天早上開始沒有吃任何東西。

Sana doğruyu söylemek gerekirse, bu benim için biraz çok baharatlı.

说实话,这对我来说有点太辣了。

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

說的比做的簡單。

Niçin o kadar mühim bir şeyi söylemek için beni uyandırdın? Şimdi, asla işime konsantre olamayacağım.

你为什么要唤我起来,告诉我如此晴天霹雳的消息? 现在你教我如何认真工作?

Bir taraftan seni yemeğe davet etmek için, diğer taraftan sana oğlumun evleneceğini söylemek için seni aradım.

我打电话给你,一来是想请你吃饭,二来是想告诉你我儿子要结婚了。