Translation of "Söylemek" in Finnish

0.017 sec.

Examples of using "Söylemek" in a sentence and their finnish translations:

Şarkı söylemek istemiyorsan söylemek zorunda değilsin.

Jos et halua laulaa, sinun ei tarvitse.

Bir şey söylemek istemiyorsan söylemek zorunda değilsin.

Jos et halua sanoa mitään, niin sinun ei tarvitse.

Söylemek istemiyorsan hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.

Sinun ei tarvitse sanoa mitää, mitä et halua sanoa.

Bunu söylemek kolay.

- Niin on helppo sanoa.
- Se on helppo sanoa.

Şarkı söylemek istiyorum.

Haluaisin laulaa laulun.

Sana gerçeği söylemek istiyorum.

Haluan kertoa sinulle totuuden.

Tom'a söylemek için sabırsızlanıyorum.

- En malta odottaa sitä, että pääsen kertomaan sen Tomille.
- En malta odottaa sitä, että pääsen kertomaan tämän Tomille.

Onu söylemek zorunda değilsin.

Sinun ei tarvitse sanoa niin.

Canım şarkı söylemek istiyor.

- Minua laulattaa.
- Minun tekee mieli laulaa.

Tom'a söylemek zorunda kaldım.

Minun oli kerrottava Tomille.

Canım şarkı söylemek istemiyor.

- Minua ei laulata.
- Minua ei huvita laulaa.
- Minun ei tee mieli laulaa.

Tom'un söylemek istediği bu.

Sitä Tom tarkoitti.

Birisi Tom'a söylemek zorunda.

Jonkun täytyy kertoa Tomille.

Gerçeği söylemek zorunda kaldım.

Minun oli pakko kertoa totuus.

Ben onu söylemek istemedim.

En aikonut sanoa niin.

Bütün söylemek istediğim bu.

Siinä kaikki mitä haluan sanoa.

Onlara söylemek ister misin?

Haluatko kertoa heille?

Elbette Tom'a söylemek zorundayım.

Tietenkin, minun pitää kertoa Tomille.

- Sana her şeyi söylemek istiyorum.
- Size her şeyi söylemek istiyorum.

Haluan kertoa sinulle kaiken.

- Bir şeyler söylemek ister misin?
- Bir şey söylemek ister misin?

Haluaisitko sanoa jotain?

Sıçanlardan nefret ettiğimi söylemek istiyorum.

Minä vihaan rottia.

Canım yağmurda şarkı söylemek istiyor.

- Minun tekee mieli laulaa sateessa.
- Minun tekee mieli laulaa vesisateessa.
- Minua haluttaa laulaa sateessa.
- Minua haluttaa laulaa vesisateessa.

Gerçeği söylemek gerekirse, oraya gitmedim.

- Totta puhuakseni en käynyt siellä.
- Jos totta puhutaan, niin en mennyt sinne.

Tom daha fazla söylemek istiyordu.

- Tom halusi sanoa enemmän.
- Tom tahtoi sanoa enemmän.

Sana bir şey söylemek zorundayım.

Minun täytyy kertoa sinulle jotakin.

Söylemek zorunda olduğum şeyi dinle.

Kuuntele mitä minulla on sanottavaa.

Tom şarkı söylemek üzere mi?

Onko Tom aikeissa alkaa laulaa?

Ne olduğunu Tom'a söylemek zorundayız.

Meidän täytyy kertoa Tomille, mitä on tapahtunut.

Ne olduğunu Tom'a söylemek zorundasın.

- Sinun täytyy kertoa Tomille mitä tapahtui.
- Sinun täytyy kertoa Tomille, mitä tapahtui.

Ne olduğunu herkese söylemek zorundayız.

Meidän täytyy kertoa kaikille mitä tapahtui.

Bunu söylemek için çok erken.

On vielä liian aikaista sanoa.

Yarın ona gerçeği söylemek zorundayım.

Minun on kerrottava hänelle totuus huomenna.

Üzgün olduğumu söylemek için geldim.

Tulin sanomaan anteeksi.

Söylemek istesem bile, sana söyleyemem.

En voisi kertoa sinulle vaikka haluaisin.

Beynimin olmadığını mı söylemek istiyorsun?

Yritätkö sanoa, että olen pölkkypää?

- Yaşamak, şarkı söylemek ve sevmek anlamına gelir.
- Yaşamak, şarkı söylemek ve sevmek demektir.

Eläminen tarkoittaa laulamista ja rakastamista.

Sana önemli bir şey söylemek üzereyim.

- Aion kertoa sinulle jotain tärkeää.
- Olen kertomaisillani sinulle jotakin tärkeää.

Sana önemli bir şey söylemek zorundayım.

Minulla on tärkeää kerrottavaa sinulle.

Sadece Tom'a bir şey söylemek istedim.

Halusin vain kertoa Tomille yhden asian.

Söylemek istediğin bir şey var mı?

Onko jotakin mitä haluat sanoa?

Gerçekten sana tüm söylemek istediğim bu.

Siinä on oikeastaan kaikki, mitä haluan sinulle sanoa.

Tom söylediğinden daha fazlasını söylemek istedi.

Tom tahtoi sanoa enemmän kuin mitä hän sanoi.

Bana bir şey söylemek istemiyor musun?

Etkö halua kertoa minulle jotain?

Söylemek zorunda olduğum her şeyi söyledim.

Sanoin kaiken mitä minulla oli sanottavaa.

Sana söylemek istediğim çok şey var.

- On niin paljon asioita, jotka haluan sanoa sinulle.
- Minulla on niin paljon sanottavaa sinulle.
- Minulla olisi paljon sanottavaa sinulle.

Koroda şarkı söylemek ruh için yararlıdır.

- Kuorossa laulaminen on hyväksi sielulle.
- Kuorolaulaminen on hyväksi sielulle.

Tom geç kalacağını söylemek için aradı.

Tomi soitti minulle ja kertoi olevansa myöhässä.

Tom Mary'ye gerçeği söylemek zorunda kaldı.

Tomin oli pakko kertoa Marille totuus.

O söylemek için aptalca bir şeydi.

Se oli typerästi sanottu.

Bu söylemek için aptalca bir şey.

Se on typeräsi sanottu.

Güzelliğini bilerek mi gizlediğini söylemek istiyorsun?

Tarkoitatko että kätket tahallasi kauneutesi?

Her zaman sahnede şarkı söylemek istedim.

Olen aina halunnut laulaa lavalla.

Tom Mary'ye bir şey söylemek istedi.

Tom halusi sanoa jotakin Marille.

- Söylemek için ne kadar da üzücü bir şey.
- Söylemek için ne üzücü bir şey.

- Älä puhu noin surullisia.
- Älä sano noin surullisia juttuja.

Ama uçak enkazı olup olmadığını söylemek zor.

On vaikea sanoa, onko se koneen hylky.

Doğruyu söylemek gerekirse, yanımda hiç param yok.

Totta puhuakseni, minulla ei ole rahaa mukanani.

Söylemek istediğim her şeyi söyledikten sonra rahatladım.

Minulla on helpottunut olo, kun sain sanottua kaiken, minkä halusin sanoa.

Tek yapman gereken Tom'a terk etmesini söylemek.

Sinun täytyy vain käskeä Tomia lähtemään.

Onun kim olduğunu bana söylemek ister misin?

Haluatko kertoa minulle kuka se oli?

Onların kim olduğunu bana söylemek ister misin?

Haluatko kertoa minulle keitä he ovat?

Bana söylemek istediğin bir şey var mı?

- Onko jotain, jonka haluat kertoa minulle?
- Haluaisitko kertoa minulle jotain?

Hâlâ Tom'a söylemek istediğim çok şey var.

On vieläkin niin paljon asioita, jotka haluan sanoa Tomille.

Doğruyu söylemek gerekirse, onun konuşma tarzından hoşlanmadım.

Totta puhuakseni, en tykkää hänen tavastaan puhua.

Sana söylemek zorunda olduğum şey çok önemli.

Se mitä minun täytyy kertoa sinulle on hyvin tärkeää.

Tom sana önemli bir şey söylemek istiyor.

Tomi haluaa kertoa sinulle jotain tärkeää.

Bize söylemek istediğin bir şey var mı?

- Onko sinulla meille jotain kerrottavaa?
- Onko sinulla jotain, jonka haluat kertoa meille?
- Haluatko kertoa meille jotain?

Onu söylemek için sana ne kadar ödendi?

Kuinka paljon sinulle maksettiin tuon sanomisesta?

Tom, bugün gelemeyeceğini söylemek için patronunu aradı.

Tom soitti pomolleen kertoakseen, että hän ei olisi tulossa tänään.

Canın istemiyorsa hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.

Sinun ei tarvitse sanoa mitään, jos sinusta ei tunnu siltä.

Tom ne olduğunu Mary'ye söylemek zorunda kaldı.

Tomin täytyi kertoa Marille, mitä tapahtui.

Ben bunu iki kez söylemek zorunda değildim.

Minun ei tarvinnut käskeä kahdesti.

Tom başka bir şey söylemek zorunda değildi.

Tomin ei tarvinnut sanoa mitään muuta.

Yalan söylemek her zaman bir günah mıdır?

Onko valehteleminen aina syntiä?

Tom Fransızcada söylemek istediğini nasıl söyleyeceğini bilmiyor.

Tom ei osaa sanoa ranskaksi mitä hän haluaa.

Kendimi Boston'da çok güvende hissettiğimi söylemek zorundayım.

Täytyy sanoa, että tunsin itseni hyvin turvalliseksi Bostonissa.

Gerçeği söylemek gerekirse, dün söylediğim hiçbir şeyi hatırlamıyorum.

Totta puhuakseni en muista mitään eilisistä sanomisistani.

Tom daha fazla şey söylemek istiyordu ama söylemedi.

Tom tahtoi sanoa enemmän, mutta hän ei sanonut.

Tom söylemek zorunda olduğum hiçbir şeyi duymak istemiyordu.

Tom ei halunnut kuulla mitään mitä minulla oli sanottavaa.

Bana Tom hakkında bir şey söylemek istiyor musun?

- Haluatko kertoa minulle jotain Tomista?
- Haluatko sanoa minulle jotain Tomista?

Sadece başka biri söylemeden önce Tom'a söylemek istiyorum.

Haluan vain kertoa Tomille ennen kuin joku muu kertoo.

- Bana ne demek istiyorsun?
- Bana ne söylemek istiyorsun?

Mitä sinä haluat sanoa minulle?

Öğretmenlerinden biri bugün okulda olmadığını söylemek için aradı.

Yksi opettajistasi soitti ja kertoi, ettet ollut koulussa tänään.

Tom daha fazla şey söylemek istedi ama söyleyemedi.

Tom halusi sanoa enemmän, mutta hän ei pystynyt.

O söylemek için çok güzel bir şey değil.

Toi ei ollu kovin kivasti sanottu.

Ve yine de, hala bunun düz olduğunu söylemek imkansız.

Silti se on lähes mahdotonta saada tasaiseksi.

Bir ya da iki şarkı söylemek için ikna edilebilirim.

Saatan olla houkuteltavissa laulamaan laulun tai kaksi.

- Söylemek yapmaktan daha kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

- Helpommin sanottu kuin tehty.
- Se on helpommin sanottu kuin tehty.

Ben sadece söylediğim için gerçekten üzgün olduğumu sana söylemek istedim.

Halusin vain kertoa sinulle, että olen todella pahoillani siitä, mitä sanoin.

Ben sadece bu haftaki toplantıya katılamayacağımı sana söylemek için uğradım.

Tulin vain ilmoittamaan, etten tällä viikolla pääse kokoukseen.

Şarkı söylemek istemedim ama Tom söylememi istedi, bu yüzden söyledim.

- En halunnut laulaa, mutta Tomi pyysi, joten lauloin.
- Mä en halunnu laulaa, mut Tomi pyysi, joten mä lauloin.

Tom bir şey söylemek için ağzını açtı ama Mary sözünü kesti.

Tomi avasi suunsa sanoakseen jotain, mutta Mari keskeytti hänet.

Akşam yemeğinden hemen önce şekerleme yememeni sana kaç kez söylemek zorundayım.

Kuinka monta kertaa minun on sanottava sinulle ettet saa syödä makeisia juuri ennen päivällistä?

Tom kadar iyi Fransızca konuşamayabilirim ama genellikle söylemek istediğim şeyi diyalog kurabilirim.

Saattaa olla, että en osaa puhua ranskaa yhtä hyvin kuin Tom, mutta pystyn yleensä kommunikoimaan asiat, jotka haluan sanoa.

Biz herhangi bir karar vermeden önce doktorun söylemek zorunda olduğu şeyi görelim.

Kuullaan ensin lääkäriä ennen kuin teemme mitään päätöksiä.

- Lafla peynir gemisi yürümez.
- Söylemek yapmaktan kolaydır.
- Söylemesi kolay, yapması zor.
- Dile kolay.

Helpommin sanottu kuin tehty.