Translation of "Geldiği" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Geldiği" in a sentence and their japanese translations:

- Olayın meydana geldiği yer burası.
- Burası olayın meydana geldiği yer.

ここがその事件の起こった場所である。

Elinden geldiği kadar çok çalış.

できるだけ一生懸命、働きなさい。

O, oğlunun geldiği gün öldü.

彼は息子が着いた日に亡くなった。

Elinden geldiği sürece yaşamak istiyor.

彼はできるだけ長く生きたいと思っている。

Elimden geldiği kadar çok biriktiriyorum.

今できるだけ、節約中。

Bu onun normal geldiği zamandır.

この時間にいつも彼はきます。

Elinden geldiği kadar yapmaya çalış.

精一杯やってみなさい。

Sesin geldiği noktayı... ...ölümcül tutarlılıkla belirler.

‎音の発生源を突き止める ‎しかも抜群の精度で

İşimizi elimizden geldiği kadar iyi yapmalıyız.

我々は最善を尽くしてその仕事をしなければならない。

Ben elimden geldiği kadar yardımcı olacağım.

- できる限り手伝います。
- できるだけお助けします。

Elinden geldiği kadar onu baharatlı yap.

できるだけ辛くしてください。

Babam kırkına geldiği zaman tamamen keldi.

父は40歳になるまでに完全にはげていた。

O elinden geldiği kadar güzel oluyor.

彼女はできるだけ優しくふるまっている。

Ellerinden geldiği kadar yüksek sesle bağırdılar.

彼らは出来るだけ大声で叫んだ。

Onların buraya geldiği gerçeği inkar edilemez.

彼らがここへ来たという事実は否定できない。

Buradan elimizden geldiği kadar çabuk kaçmalıyız.

一刻も早くここを出なければならない。

Geldiği an ona bu mesajı ver.

彼が着いたらすぐにこの伝言を伝えてくれ。

Geldiği an ona bu mesajı ileteceğim.

彼が着いたらすぐにこの伝言を伝えよう。

Tom elinden geldiği kadar hızlı koştu.

トムは全力で走った。

Onu elimden geldiği kadar çabuk bitireceğim.

できるだけ早くそれを片付けます。

Sana elimden geldiği kadar yardım edeceğim.

私はできる限りあなたの援助をします。

Buraya ne zaman geldiği kesin değil.

彼がいつここに来たのかははっきりしていない。

O, elinden geldiği kadar hızlı koştu.

- 彼女は一生懸命に走った。
- 彼女はできるだけ速く走った。

Elimden geldiği kadar onu sana açıklamaya çalışacağım.

精いっぱいご説明致しましょう。

Eve çok geç geldiği için çocuğu azarladı.

帰ってくるのが遅いといって彼女は子供を叱った。

Tren zamanında geldiği için hiç beklememiz gerekmedi.

列車は時間通りに到着した。それで私たちは全く待つ必要がなかった。

Eve çok geç geldiği için kızını azarladı.

彼女は帰宅が遅すぎると娘を叱った。

Onun buraya ne zaman geldiği kesin değil.

彼がいつここに来たのかははっきりしていない。

Ona elimden geldiği kadar uzun süre katlandım.

私は出来る限り、彼女に我慢した。

Yakında Noel geldiği için biraz alışveriş yapmalıyım.

クリスマスも近いので、買物をしなくちゃいけない。

Elimden geldiği kadar kısa sürede evde olacağım.

できるだけ早く家に帰ります。

Eve geç geldiği için babasından özür diledi.

彼女は家に遅く帰ったことを父親に謝った。

Bakın, işte. Su içmek için buraya geldiği kesin.

見てくれ 水を飲みに来たんだろう

Öğretmenim bana elimden geldiği kadar çok okumamı söyledi.

- 先生は私にできるだけたくさん本を読むようにと言われた。
- 先生は私にできるだけたくさん本を読むように言った。
- 先生は私にできるだけたくさん本を読むようにとおっしゃった。

İlkbahar geldiği zaman günler gün be gün uzar.

春が来ると、日は日ごとに長くなる。

Tom işe geç geldiği için patronu tarafından çağrıldı.

トムは会社に遅刻して上役に叱られた。

İnsanlar ona karşı geldiği zaman o sinirlenmek eğilimindedir.

彼は人が自分に反対すると、腹を立てがちである。

O, okula geç geldiği için öğretmenden özür diledi.

彼は学校に遅刻したことを先生に謝った。

Elinizden geldiği kadar kendinizi açık biçimde ifade edin.

できるだけはっきりと自分の考えを述べなさい。

Yarın sabah elimden geldiği kadar erken kalkmak zorundayım.

私は明日はできるだけ早く起きなければならない。

Elimden geldiği kadar hızlı koştum fakat otobüsü kaçırdım.

私はできるだけ速く走ったが、バスに乗り遅れた。

Elimden geldiği kadar sık sık sana mektuplar yazacağım.

- 私はできるだけ何回も、あなたにお便りします。
- 出来るだけ手紙書くようにするよ。

Baba eve çok geç geldiği için Junko'yu azarladı.

父はジュンコがそんなに遅く帰宅したので叱った。

Jane geyiğin arkasından elinden geldiği kadar hızlı koştu.

ジェーンは一生懸命鹿を追いかけました。

Ann okula geç geldiği için öğretmeninden özür diledi.

アンは遅刻したので先生に謝った。

Tom işe geç geldiği için patronu tarafından azarlandı.

トムは会社に遅刻して上役に叱られた。

Büyük deprem meydana geldiği zaman ben sadece on yaşındaydım.

その大地震が起こったとき、私はほんの10歳だった。

O diğerlerine yetişmek için elinden geldiği kadar hızlı koştu.

彼女は他の人に追いつくためにできるかぎり速く走った。

Lütfen elinden geldiği kadar kısa zamanda cevap verir misin?

至急御返事いただけませんか。

Bu sözlerin ne anlama geldiği hakkında bir fikri yoktu.

彼にはこの言葉がどんな意味を持つのか全くわからなかった。

O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.

彼女は必死になって戦い続ける彼を見ていた。

O, onu zamanında bitirmek için elinden geldiği kadar çok çalışmak zorundaydı.

彼はそれを期限内に仕上げるのが精いっぱいだった。

Zamanın gerisinde bırakılmaman için elinden geldiği kadar çok gazete okusan iyi olur.

時勢に遅れないように、できるだけ多くの新聞を読むがよい。