Translation of "Zamandır" in Arabic

0.004 sec.

Examples of using "Zamandır" in a sentence and their arabic translations:

Ne zamandır Şangay'dasın?

إِلَى مَتَى سَتَبْقَى فِي شَنَجِهاي؟

Görev uzun zamandır biliniyor.

هذه القضية معروفة منذ وقت طويل.

Biz uzun zamandır konuşmadık.

لم نتحدث منذ وقت طويل.

Uzun zamandır balık tutmuyorum.

لم أقم بصيد السمك منذ وقت طويل

Ne kadar zamandır orada bilmiyorum.

‫لا أعرف منذ متى وهو هنا.‬

Bu onun normal geldiği zamandır.

هذا هو الوقت الذي يصل فيه عادة.

Çok uzun zamandır görmediğim bir arkadaşım

أرسل صديق لي لم أره منذ سنوات

Uzun zamandır çok çalışıyordum. Artık yıpranmıştım.

‫كنت أعمل بجد لوقت طويل،‬ ‫وكنت أرهق نفسي فحسب.‬

Bu, uzun zamandır sosyal ilişkilerde size oluyor.

منذ مدة طويلة وهذا يحدث لك في المواقف الاجتماعية.

Ayrıca o kadar uzun zamandır inceleme yapmıyoruz.

ونحن لم نبحث لفترة كافية.

Ama biz o kadar uzun zamandır aramıyoruz.

لكننا لم نبحث هذا الوقت الطويل.

Sadece bunun ne kadar zamandır burada olduğunu bilmiyorum.

‫الشيء الوحيد هو أنني لا أعرف ‬ ‫منذ متى هو هنا.‬

Sorun şu ki ne kadar zamandır burada olduğunu

‫المشكلة هي‬ ‫أنني لا أعرف منذ متى هو موجود هنا‬

Gözyaşları uzun zamandır beni bekliyormuş gibi akmaya başladı.

وسكب دموعاً بدت أنها قد خُبّئت خصيصاً لي.

Tom ve Mary uzun zamandır bu mahallede yaşıyor.

توم و ماري عاشا في هذا الحي لفتره طويله

- Ne zamandır İspanyolca öğretiyorsun?
- Ne kadar süredir İspanyolca öğretiyorsun?

كم المدة وأنتَ تُعلم الإسبانية؟

Ve ne zamandır orada olduğunu bilmediğim bir halatla tırmanmak zorunda kalmayacağım.

‫عندئذ لن أعتمد على حبل‬ ‫لا أعرف كم مضى على وجوده هنا.‬

Jaguarların gece görüşü harikadır. Yani gece, avlanmayı öğrenmek için ideal bir zamandır.

‫لدى النمور رؤية ليلية ممتازة.‬ ‫لذا الليل وقت مثالي لتعلم الصيد.‬

Ta ki yeni bir dalga gelip reform yapıncaya kadar. Svoboda'yı uzun zamandır biliyorum

إلى أن تأتي موجة جديدة لإصلاحه. كنت أعرف عن "بوردابيري" قبل زمن طويل.

Bu ülkede, biz, yükvücut bir millet, yekvücut bir halk olarak yücelir veya düşeriz. Gelin, siyasetimizi uzun zamandır zehirleyen o aynı partizanlık, detaycılık ve hamlık duygularının cazibesine, hep birlikte karşı koyalım.

إننا في هذه البلاد، ننهض أو ننهار كأمة واحدة؛ كشعب واحد. فلنقاوم نزعة الوقوع في نفس الروح الحزبية، وصغائر الأمور، وعدم النضج، هذه الأشياء التي سممت حياتنا السياسية ردحاً من الزمن.